Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        YAKUP Köse tutuklandığında 14 yaşındaydı. 28 Şubat'ın en çetin dönemlerinde Çeçenistan'da yaşanan sorunları protesto eden küçük bir topluluğun içinde "Allahu ekber" diye "slogan attığı" için polis baskınıyla akşam yemeğinde evinden alınıp götürüldü. Kandırarak bir belgeyi imzalattılar ve "İBDA-C üyesi olduğunu itiraf etti" dediler.

        Üzerinde mickey mouse tişörtü olan bu çocuk mahkemede "idam" ile yargılandı ve kalemi kırıldı.

        Yaşı tutmadığı için asamadılar. Cezası indirime uğradı ve çocukluğunu cezaevinde bırakıp dışarı çıktı. Sonra, Hayata Dönüş Operasyonu'nda koğuşa kesici ve delici alet saklamaktan hakkında açılan bir dava olduğunu öğrendi. Konuyla alakası yoktu.

        O sırada cezaevinde bile değildi, Eskişehir'de tedavi görüyordu.

        Dahası operasyon sırasında isyan çıkaran kişi bu suçu itiraf etmişti ve suçu sabit olmuştu. Gelgelelim Yakup Köse ve 32 arkadaşı bu iddiadan dolayı da mahkûm edildiler.

        Yargıtay'a giden mahkeme kararı bugün ya bozulacak ya da onaylanacak ve Yakup Köse tekrar cezaevine gönderilecek.

        28 Şubat davası giderek buharlaşırken, sanıklar bir bir tahliye olurken, İsmail Hakkı Karadayı daha bir gün bile mahkeme yüzü görmemişken, 28 Şubat mağdurlarının mağduriyetleri devam ediyor.

        Sonra da biz "28 Şubat bin yıl sürecek dediler ama bitiyor, darbelerle hesaplaştık" filan diyoruz.

        Bazen "Ne içiyorsak hep ondan içelim" diyesim geliyor.

        'Erkeksen...'

        25 Kasım Kadına Karşı Şiddetle Mücadele Günü'ydü. Kampanyalar arasında KADEM'in (Kadın ve Demokrasi Derneği) "Erkeksen öfkeni yen" yazılı billboard medya ve sosyal medya ilanları, hashtag'leri ilgi çekti.

        KADEM, çiçeği burnunda bir dernek. Kurulalı henüz 10 ay olan derneğin başkanı Yrd. Doç. Dr. Sare Aydın. Derneğin yönetim kurulu üyeleri arasında Sümeyye Erdoğan da var.

        Önceki gece derneğin tanıtım ve kampanyaya destek yemeğindeydik. Sare Aydın kadın haklarının "demokrasi" ile ilintisine dair hazırladığı sunumu yaparken benim aklım sloganın neden "Erkeksen... " diye başladığındaydı. Kadına karşı şiddet "erkekliğin" yeniden üretimi olarak zuhur ettiğine göre, "Erkeksen... " diyerek erkeklik algısını pekiştirmenin anlamı var mıydı?

        Sümeyye Erdoğan, KADEM'in diğer kadın derneklerinden farkını anlatırken bir yerde bu soruya da cevap vermiş oldu: "Ne yazık ki kadın hakları meselesi, dar bir alana sıkışıyor. Hedef kitleniz neredeyse yalnızca kadınlar oluyor. Halbuki, erkekleri de bu sorunun muhatabı yapmadıkça, erkeklerin de konuya ilgisini çekmedikçe kadınların yaşadıkları sorunların çözülmesi mümkün olmayacak. (...) KADEM bu eksiği kapatmaya çalışacak. 'Erkeksen, öfkeni yen' bu perspektiften tezahür etti."

        Sümeyye'nin dikkat çektiği noktalardan biri de "kadın meselesi" olarak ele alınan bazı sorunların aslında "insan hakları" sorunu olduğu ve açıkça "küresel kapitalizm" ve neo liberal politikalar ile ilgili olduğu gerçeğiydi: "Kadınların yaşadıkları sorunların bir kısmı aslında hayatımıza ekonomik kaygılar, rekabet, bireysel haz ve çıkarlar yön verdiği için karşımıza çıkıyor. Çalışanına doğum izni vermek istemeyen işveren, büyük olasılıkla kadınlara önyargılı olduğu için değil, daha fazla kâr elde etme adına bu yola başvuruyor. Burada konuyu ekonomik alanda çalışan hakları açısından tartışmazsak çözüme de ulaşamayız."

        Toplantıda konuşma yapanlardan biri de Bakan Yardımcısı (Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı) Aşkın Asan idi. Asan'ın cinsiyetçi söylemin tarih kadar eski olduğunu vurgulayan konuşması Kutadgu Bilig'deki kadın karşıtı alıntılarıyla mizahi olduğu kadar da radikaldi. Asan "Erkekler işsiz, eve gelip o stresle kadını dövüyor" meşrulaştırmasını rakamlarla yalanladı. "Şiddet uygulayan erkeklerin % 80'inin iş sahibi erkekler olduğunu, ekonomik yeterliliği olduğunu biliyoruz. Ancak tersi geçerlidir. Yani şiddet mağduru olan kadınların yüzde 100'e yakını işi, mesleği olmayan, yaşamak için eşine mahkûm olan kadınlardır."

        Aralarında Başbakan'ın kızının da bulunduğu bazı muhafazakâr kadınlar usulden yumuşak, esastan keskin bir söylemle, erkeklerin gözünün içine bakarak "Erkeksen... ' diyorlar.

        "Hedef kitle" kadınlar hakkındaki düşüncelerini yeniden gözden geçirmeli.

        Diğer Yazılar