Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Twıtter yasakları haklı olarak tepki çekti. Öyle elimiz ayağımız olmuş ki, onsuz ne yapacağımızı bilemedik. Ben de bilemedim, bir ara ama bugün 3000 küfür az yiyeceğim diye düşünüp rahatlamaya çalıştım. Ama yok, hemen sıkıldım. Üşenmedim eş dost yardımıyla yaptığım hacker’lığımın verdiği sevinçli telaşla girdim Twitter’a. Sanıyorum ki sen ben, bizim çocuklar olacağız. Ne gezer. Manzara tahmin ettiğim gibi üstelik. İğdeler iki gün geç yeşerse “Tayyipdiktatoruseninyuzundengelmedibaharg elmedigocmenkuslar” hashtag’i açacak olan malum hesaplardan ağır bir feveran yükselmekte. Oradalar ama “Twitter’a giremiyoruz!” diye isyan ediyorlar.

        Latife bir yana. Twitter’ı geçici de olsa kapatmak radikal bir karar oldu.

        AİHS’ye de aykırı olduğundan dolayı bu yasak üzerinden yeni AB Bakanı’mıza da hesap soruldu nitekim. Kararı onaylamadığımı belirttikten sonra hatırlatmak isterim, şunlar da oldu:

        Twitter bir süredir masaya oturtulmaya çalışılıyor, ama bütün gayretlere burun büküyordu. ABD’de, Rusya’da, Japonya’da, Fransa’da süt dökmüş kedi oluyor; Türkiye’ye, Mısır’a, Ukrayna’ya aslan kesiliyordu. “Yasalar var” diyen ülkelere “güçleri” ya da “kırılganlıkları” oranında farklı tarife uyguluyordu.

        Türkiye’de ofis açmıyor, hakaret, küfür hatta ölüm tehdidi savuran hesaplar hakkında dava açmış mağdurlara, mahkeme kararıyla bile olsa sorumlu IP adreslerini vermiyordu. Haysiyet cellatlığının tadına varmışlara sınırsız sorumsuzluk veriyordu.

        Kanın tadına bakmış kullanıcılar cellatlıkla fikir ve düşünce özgürlüğünü ayırt edemedikleri için halen pür bir hak ve özgürlük savunucusu olduklarını vehmedebilirler. Fakat er ya da geç şununla yüzleşecektik: Reel âlemde suç olan, siber âlemde de suçtur.

        Gerçek düzlemde bir firmanın, bir işletmenin yüzlerce mahkeme kararına duyarsız kalması kabul edilemezdi. Twitter için de kabul edilemezdi . Ama o takmıyordu.

        Gerçek âlemde bir basın yayın ya da yayım arayüzünde kullanılan içeriğin kişilik haklarını ve özel hayatın gizliliğini ihlal ettiği mahkemece tespit edilirse, o içerik çıkarılır. Twitter da çıkarması gerekirdi. Ama o çıkarmıyordu.

        Gerçek hayatta “Günaydın” dediğinde komşun sana “Allah belanı versin” deyip bu temennisini sinkaflı sözlerle şahitler eşliğinde taçlandırırsa, o kişiyi dava etme hakkına sahip olursun. Twitter’da sahip değilsin.

        Twitter’da iyi şeyler de oluyor kuşkusuz, ama şöyle bir ağır iklim de var bir süredir: Herkes kendi timeline’ının elverdiği bir gerçekliğin içine kıvrılmış, kimse başkasından bir şey öğrenmeye çalışmıyor, bir nedenle kendisine benzemeyene pusu kuruyor. Gerçek âlemde eylemlerinin sorumluluğunu almak zorunda olduğunu bilenler, uydurma bir nickname ile takipçi satın alıyor, robot hesaplar yönetiyor ve Türkiye’nin tanıdığı/tanımadığı kimselerle ilgili dilediği kadar yalan söyleyebiliyor; sahte belge imal ederek ürettiği ifrazata müşteri de bulabiliyor.

        Twitter internet sitesinin yöneticileri ise ABD’de, Almanya’da, Fransa’da, Hindistan’da, İngiltere’de farklı zamanlarda ve aynı gerekçelerle aldığı tedbir kararlarını Türkiye söz konusu olduğunda almıyor. Kişi haklarını ihlal eden, hatta ulusal güvenliği tehlikeye sokan yayınların illegal paylaşımına engel olmuyor. Türkiye’nin talepleri diğer ülkelerin talepleriyle oranlanınca % 10 düzeyinde kalıyor üstelik. Bu yolu zırt pırt kullanıp aşındırmış bir ülke de değiliz. İşlerin geldiği noktanın sert bir tedbir kararıyla Twitter’ın engellenmesi noktasına gelinmesinin nedeni bu: Twitter’ın Türkiye’nin yasalarına bağlı kalmayı reddetmesi. Sokak hareketlerine , karakter suikastlarına çanaklık ederken, yasalarla işbirliği yapmaktan kaçınarak kurumsal kimliğinin dışında başlıbaşına bir “özne”, bir “taraf” hüviyeti serdetmeye başlaması.

        Twitter masaya oturmalıydı evet . Nitekim bu yazı yazılırken karşılıklı mutabık kalınan maddelerin sayısı artıyordu. Keşke bu yolla olmasaydı diyorum ama.

        “Kazanırsam İstanbul’un altı meydanında ücretsiz internet hizmeti vereceğim” diyen mevcut İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı ve adayının ait olduğu parti, iktidara geldiği günden beri internet olanaklarını genişletmiş bir parti “interneti toptan kapatacağı” ithamının muhatabı olmamalıydı. “Reklam gelirleri, bak?” denseydi diyorum, @jack’e DM’den yürünseydi diyorum. Yine aynı mesafe alınırdı diye düşünüyorum.

        Diğer Yazılar