Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        DÜN temsili darağaçlarının ve zindanların kurulduğu Eminönü Meydanı’nda, İHH’nın organize ettiği bir eyleme katıldım.

        İstanbul’da okuyan Mısırlı 22 genç, Sisi’nin zindanlarında sürmekte olan açlık grevlerine destek vermek için 3 gün sürecek bir açlık grevi için toplanmıştı.

        Grevde yer alması beklenen Fedua Halid‘in hikâyesini duyduğumda bir süre kendime gelemedim. 24 yaşındaki genç kız, darbe karşıtı ailesinin tutuklandığı haberini alınca, arkadaşlarının bütün ısrarına rağmen Mısır’a dönmeyi seçmiş. Havaalanından iner inmez de tutuklanmış, ailesinin yanına, zindana gönderilmiş.

        İstanbul Eminönü’ndeki temsili zindanda yapacağı 3 günlük açlık grevi birkaç saat arayla ve kritik bir kararla aslına tahvil oldu. Şimdi gerçek bir zindanda genç kız. Muhtemelen diğer tutuklulara katılacak ve ucu açık, belirsiz bir açlığa ve oradan bilinmez sağlık problemlerine, belki idam mahkûmiyetine yürüyecek.

        Geride sadece bir isim bırakarak gitti Fedua Halid. Yüzü birkaç kişinin belleğindedir ve çok geçmeden silinir.

        İstanbul’da okumakta olan bir kızın Sisi’ye karşı nasıl bir tehdit teşkil etmiş olabileceğini bilmiyorum. Hiçbir rakamın Mısır’da sürmekte olan şiddeti bu çelişki kadar iyi anlatamayacağını biliyorum sadece.

        Twitter kadar değerleri yok mu?

        SİLAHSIZ ve barışçıl gösteri yapmak için toplanan 5000’e yakın Mısırlıyı gözünü kırpmadan öldüren rejim, vicdansızlıklarına devam etmekte ısrarlı. El Minya’daki bir mahkeme, yakın zamanlarda önce 528 kişiyi idama mahkûm etti, karar daha sonra 37 ölüm cezası ve 491 müebbet hapse çevrildi. Aynı mahkeme, başka bir duruşmada 683 kişi hakkında ölüm cezasına hükmetti. Aralarında Müslüman Kardeşler Teşkilatı Rehberlik Konseyi Başkanı Muhammed Bedii’nin de olduğu 683 sanığın davası başmüftüye sevk edilmiş durumda.

        Yargılama esnasında sanık avukatlarının bile mahkemeye giremediğini, hâkimlerin binlerce sayfalık dosyaları okumadan 20 dakikada 26 idam kararı verebildiğini hatırlatalım da bu çirkin ölüm oyununu gözünüzde canlandırmanız kolaylaşsın.

        1954’te Nasır’a yapılan suikast girişimi dönemini ve Enver Sedat’ın baskılarının iyiden iyiye arttığı 1981’i de dahil ederek söyleyelim: Mısır böyle zulüm görmedi.

        Nasır da binlerce kişiyi tutuklamış, 6 İhvan liderini idam etmişti. Ama Sisi yönetimi, darbe karşıtlarının gösterilerini dağıtırken bile sıradan ve sadece oradan geçmekte olan 982 kişiyi öldürmeyi kabul edilebilir buldu.

        16 bin tutuklunun yaşananları protesto etmek için başlattığı açlık grevi 1 Mayıs’ta bu kişilere 4 bin tutuklunun daha katılmasıyla devasa boyuta ulaştı. İşkence iddiaları arşıâlâyı sarmış durumda.

        Batılıların aklı fikri ise Türkiye’de ve Erdoğan’da. “Sisi Mısır’da demokrasiyi restore ediyor”, ama Erdoğan kötü. Sisi’ye hafif kınamalar, Erdoğan’a diktatör yaftaları.

        Mısır’de ölen canların kuş kadar kıymeti yok; Twitter kadar reytingleri yok!

        Batılı liberal demokrasilerin Mısır’da Müslüman Kardeşler’in maruz kaldığı duruma sessiz kalması ile Türkiye’de AK Parti ve Erdoğan’a baskı yapılmasını aynı pozisyonun parçaları olarak görüyorum.

        Amaç Mısır’da İhvan-ı Müslimin’i demokrasi karşıtı şiddet eylemlerine sürüklemek ve Arap toplumları içinden çıkmış “dindar ve demokrat” bir hareketi diskalifiye etmek.

        Türkiye’de tasarlanan ise İslam dünyasının dertlerine sağır kalmayan ve bu dünyayla ortak vizyon geliştirme konusunda en cesur adımları atmış tek başbakan olan Erdoğan’ı yargı ve hukuk yoluyla tasfiye etmeye çalışmak.

        Tabii Türkiye Mısır değil, o yüzden beklenti “Ne kadar yıpratırsak kâr” düzeyine düşmüş durumda. Fakat derece farkıyla da olsa pulunu tükürükleyip yapıştırmak için beklettikleri zarfın üzerinde aynı adres var: “Müslümanlar demokrasiyi başaramadı” mahallesi, “Zaten bunlardan ya diktatör çıkar ya terörist” sokak...

        Vebali boyunlarına... Darbeye ve bunca cinayete destek veren başta Suudi Arabistan ve diğer bölge ülkelerinin de boyunlarına... Unutulmayacaklar.

        Diğer Yazılar