Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        AK Parti Kongresi ve Ahmet Davutoğlu’nun Başbakanlığı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yemin töreni, 30 Ağustos resepsiyonu derken Erdoğan, Çankaya’ya çıktı; Davutoğlu yeni kabineyle yola devam ediyor. Son 3 gün bunları konuştuk, izledik. Bugün ele alacağım konu ise bütün bu gündem maddeleriyle ilgili değil, ama “yeni Türkiye” ile yakından alakalı.

        Bir vesileyle bölgede olduğum için, Antalya kadınlar plajına gitmeye hazırlanan arkadaşlarıma katıldım ve Türkiye’nin ilk doğru dürüst kadınlar plajını kullanma şansım oldu. Açılalı 12 gün olan plajdan hizmet alan 12 bin kadın, eminim Belediye Başkanı Menderes Türel’e dua ediyor, ama diğer taraftan plaj tartışma konusu olmaya devam ediyor.

        Öncelikle bir yanlış anlamayı düzeltelim. Burası bir “tesettürlüler plajı” değil, sadece “kadınlar plajı”. 70 dönümlük arazide kuralları belirleyen şey “dinin gerekleri” değil, bütün kadınların ihtiyaçları. Dolayısıyla bu alanda Mehveş Evin’in diken.org’da yazdığı gibi, dindar kadınlar mayoluları dışlıyor filan değiller. Kimse orada minik bir İslami sahil devleti filan kuruyor değil. Arada bir küçük tartışmalar çıkıyor olabilir, ama işletme müdürü Birgül Konuk, misafirperverliğiyle krizleri kolayca çözüyor

        Özellikle dikkat edilmesi gereken ise şu: Bu alan karma bir plaj iken kapatılıp kadınlara hasredilmiş değil. Atıl bir alan iken düzenlenmiş. Şehrin merkezine de epeyce uzak. Benzerleri gibi pespaye de değil, şemsiye ve içecekler için buz gibi iki gerekli şeyin sıkıntısı hariç, oldukça iyi bir iş çıkarılmış. Mesire yeri, çevre ve yeşil düzenlemesi, balık ve et lokantası, büfesi, 4 cankurtaranı, 4 duş kabini, 4 soyunma kabini, 4 tuvaleti olan; içeri hiçbir erkeğin giremediği korunmuş bir alan tasarlanmış. Bu rahatlık dolayısıyla da ziyaretçilerin dörtte ikisi tesettürlü değil, hatta başka zamanlarda karma plajlarda da bulunabilen kadınlar. Kimi bedenini ve mahrem alanını dinen haram kılınan erkek gözünden korumak için, kimi de “karnını içine çekme zorunluluğu” ve “iyi görünme telaşı” olmadan rahat etmek için, kimi de daha detaylı bronzlaşabilmek için kadınlar plajına geliyor. Tesettür otele verecek parası olup burayı tercih eden de, bütün gün yüksek volümde pop müzik ve Ankara’nın Bağları çalan tesettür otellere tepki olarak bu plajı tercih ediyor olabilir.

        Büfede oturan ve geçen yıl Akaydın’a oy verdiği anlaşılan kadınlar konuşurken kulak misafiri oluyorum: “Çok iyi oldu bu, oh be, dünya varmış” diyorlar, “Bizimki yapmalıydı (Akaydın) ama cesaret edemedi, Menderes’i de (Türel) şimdi biçiyorlar, ama helal olsun adam cesur çıktı.”

        Şimdi bütün bunlardan vahim bir ayrımcılık hikâyesi çıkaranlar da var. En garip olanı ise hem tüm kamusal alanı belirleyenin erkekler olduğundan şikâyet edip hem de açık-kapalı pek çok kadının ihtiyaç duyduğu böyle bir plajı “Erkekler giremiyorsa ayrımcılık var demektir” diye mahkûm eden bazı feministlerin eleştirileri. Türkiye gibi bir ülkede “erkeklere uygulanan ayrımcılık” gibi bir başlığın tekabül ettiği herhangi bir realite var mıdır? Kadın ve erkeğin kullandıkları alanların bazı durumlarda ayrılması, erkeğin değil kadının talebi ise bunu ille de “Yook bu erkek dayatmasıdır” diye lanse etmek, kadınların böyle bir şey talep edeceğine ihtimal vermemek, Türkiyeli kadını anlamamaktan ileri geliyor. Bağrında derin bir aşağılama saklaması da meselenin diğer boyutu.

        Kamusal alan, onu oluşturanların ihtiyaçlarını görmezden gelerek savunulamaz. Kamusal alanı belirleyen, kamunun talepleridir ve kadınlar bir kimlik grubu olarak kamunun bir parçasıdır. Bu durum, karma plajların kökünü kazıyan bir genişleme harekâtına dönüşmemelidir, ama her sahili olan belediye karmanın yanında bir de kadınlar plajı düzenlemesi yapabilir, iyi olur, güzel olur, kıyamet de kopmaz.

        Nitekim CHP’li iki kadın milletvekili Binnaz Toprak ve Şafak Pavey’e de Antalya’daki kadınlar plajını bir özgürlük meselesi olarak ele alan olumlu yaklaşımları nedeniyle teşekkür ediyorum.

        Diğer Yazılar