Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Alaçatı’ya yeni kurulacak havalimanı için devlet her yıl 1.4 milyar euro ciro garantisi verecekmiş. Havalimanına her tip yolcu uçağı inip kalkabilecek.

        Soru şu; Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü’nün yayınladığı “Haberleşme, Seyrüsefer, Gözetim Sistemleri Mania Yönetimleri Kriterleri Hakkında Yönetmelik” adında bir belge var.

        Yönetmeliğin havalimanı inşaatlarında aranacak şartları içeren 14. maddesine göre; ‘Rüzgar santralleri olmayacak, maden sahası olmayacak’ deniliyor. Devlet Hava Meydanları İşletmesi bu durumu göz ardı etmiş olabilir mi? Konunun geldiği ihale tarihi noktasına bakılırsa, hayır. Bu durumda diğer soru şu; nerede ise adım başı rüzgar enerji tribünü olan Çeşme’de bu iş nasıl olacak? Aynı zamanda maden sahası olan ilçede böylesi bir köklü değişim Havalimanına ilişkin ihalenin 2 ay içinde yapılacağının duyurulması, konunun tartışmaya kapalı olduğunun işareti. Havacılığın h’sinden anlayan herkes bilir ki iki ay içerisinde bir hava meydanının ihalesi için hiç kimse teklif veremez. Yapacak olanın çok önceden dosyasını hazırlamış olması gerek.

        Var olduğunu farz edelim; Çeşme’nin her yerindeki rüzgar santrallerinin bu durumda ya kaldırılması, ya da kamulaştırılacak. Çünkü; Santraller olduğu sürece bu meydanın yapılamayacağı son derece net.

        GÜNEŞ TARLALARI

        Bu durumda bir başka soru da şu; santral yatırımcılarının kaybı nasıl karşılanacak, mümkün mü? Mümkün!

        İstanbul’da yapımı devam eden 3. Havalimanı. Oradaki maden sahaları dahil tüm yatırımlar kamulaştırılıyor.

        O zaman; havalimanın inşası halinde etrafındaki rüzgar türbinlerinin kamulaştırılarak yıkılması da söz konusu. Çeşme halkının ve turizmin beklentisi olup olmadığı konusu bir yana; net olan bir şey var. O da; rüzgar tribünü yatırımcıları ile Çeşme sakinleri arasında ‘yel değirmenleri karşısındaki Donkişotluk’ durumu. Yaşam hakkına taciz ve tecavüz, özel mülkiyeti gasp, boyutlu dava dosyaları mahkeme koridorlarından eksik olmuyor. Avrupa’nın yarattığı sağlık ve çevre sorunları nedeni ile rüzgar enerjisini terk ettiği, elde kalanı Türkiye’ye ittirdiği bonusu çıktı şu sıralar bir de. Şimdi diyorum ki; acaba Çeşme’de havalimanı ile konuyu kökten çözme yoluna mı gidiliyor? Eğer öyle ise; yönetmeliklerde güneş enerjisi havalimanına engel teşkil etmiyor. Mevcut rüzgarcılar, güneşe döner dönmez bilemem. Ama görünen; güle güle rüzgar santralleri, hoş geldin güneş tarlaları ile havalimanı. Olur mu dersiniz? Hiçbir şeye ‘olmaz’ diyemiyorum artık. Tabi aba altından sopa değil ise!

        Diğer Yazılar