Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Göztepe’nin ünlü taraftar grubu Yalı, Türkiye Kupası’nda Cizre’de oynanan ve Göztepe’nin 2-0 yenilgisiyle biten Cizrespor-Göztepe maçının ardından bir basın toplantısı düzenledi.

        Bu sıradan bir toplantı değildi.

        Çünkü Yalı Grubu, ancak “hayati önem taşıyan” durumlarda böyle toplantılar yapar.

        Ki, Cizre maçında Göztepe’nin başına gelenler gerçekten de “hayati”ydi.

        Biz o maçı ve sonrasını bütün ayrıntılarıyla ve de fotoğraflarla gazetemizde verdik.

        Maçı izleyen arkadaşımız Sedat Yılmaz tüm gelişmeleri birebir yazdı.

        Peşinden Yalı Grubu’nun kritik açıklamaları geldi.

        O açıklamaları önemsediğimden, bugün köşemi onlara bırakıyorum.

        Cizre’de yaşananları, bir de maça giden Yalı Grubu’nun kaleminden okuyun istedim.

        Bizi herkes yalnız bıraktı

        Bilindiği gibi (zorla oynatılan) Türkiye Kupası üçüncü tur eleme mücadelesinde, Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde bulunan Cizre’de, Cizrespor ile Göztepemiz karşılaştı.

        Çok şükür ki ölen ve yaralanan olmadı.

        Kura çekildiği günden itibaren bas bas bağırmamıza rağmen ne federasyon, ne İzmir valiliği, ne belediye başkanları, ne İzmir milletvekilleri bizlerin yanında olmadı.

        Her zaman olduğu gibi İzmirliler olarak yine üvey evlat muamelesi gördük.

        Bizim de Mart ayında yapmayı düşündüğünüz seçimlerde illaki bir sözümüz olacaktır sizlere.

        Bu arada şunu da görmüş olduk..

        Bizim ne milletvekillerine, ne belediye başkanına, ne de başkalarına ihtiyacımız yokmuş.

        Cizre’ye kafilemiz ve taraftarlarımız aslanlar gibi gittiler, geldiler.

        Ancak, nasıl gidip geldiler, biraz bundan bahsedelim.

        Bu neyin öfkesineyin husumeti

        İzmir’den hareket edip Şırnak havaalanına inen kafilemize daha havaalanında saldırılar başladı.

        Kafilemiz zırhlı araçlarla stada götürülürken havai fişek, molotof ve taşlar atıldı.

        O bölgedeki olayları elbette hepimiz biliyoruz bilmesine de, bu bir futbol karşılaşması..

        Daha önce iki takım hiç karşılaşmamış, bu neyin husumeti, bu neyin öfkesi?

        Maç bittikten sonra bu olaylar olsa bir nebze anlaşılabilir belki, derler ki şu harekete şu yüzden kızdık, bu yüzden size saldırdık.

        Ama, maç öncesi bunları yaşamak hiç bir futbol taraftarının ya da seyircisinin yapacağı bir şey değildir.

        Orada olan öfke Göztepemiz’le de alakalı bir durum değil.

        Hadi diyelim ki bunu terör örgütü mensupları yaptı.

        Yine de Cizre halkı bizi bağrına basacaktır diye düşündük.

        Tüm iyi niyetimizle Cizre-Göztepe ortak atkısı yaptırıp orada dağıttık.

        Fakat, daha sahaya ısınmaya çıkan futbolcularımıza her türlü yanıcı maddeyi attılar.

        Emniyet güçleri ise eli-kolu bağlı bekledi.

        Çünkü yapabilecekleri bir şey yokmuş.

        Burası İzmir değilona göre davranın

        Bin kişilik kapasitesi olan stadyuma çevre il ve ilçelerden gelenlerle birlikte 10 binin üzerinde seyirci alındı.

        Çatılarda, stad duvarlarında, balkonlarda, hatta tribünlerin çatısında bile seyirci vardı.

        Bir polisin maç öncesinde arkadaşlarımıza söylediği ise çok enteresan:

        Çatılarda bulunanların çoğunun ellerinde molotof vardır, ters bir durumda sahaya atabilirler.

        Arkadaşlarımız da diyor ki:

        Madem olduğunu biliyorsunuz, neden almıyorsunuz?

        Polis cevap veriyor:

        Burası İzmir değil, burada işler bu şekilde gitmiyor.

        ***

        Düşünsenize, böyle bir ortamda maç oynuyorsunuz ve Göztepe’nin galibiyet almasını bekliyorsunuz.

        Bu maç için bilet bile basılmadı, girenlerin üstleri bile aranmadı.

        Tuvalete bile polisle gidildi

        Cizre’ye giden taraftarlarımız ve yöneticilerimiz, “burada güvenliğinizi sağlayamayız” denilerek, güvenli olduğu söylenen bir binaya götürüldü, kapı da üzerlerine kilitlendi.

        Tuvalete bile silahlı polisler eşliğinde gidildi.

        İstiklal Marşı çalarken hoparlörün sesi kısıldı, kimse ayağa kalkmadı.

        Vali ve Kaymakam da buna dahil..

        Ayağa kalkan yöneticilerimizin üzerlerine ise oturmaları için yanan sigara atıldı, küfürler yağdırıldı.

        Hakem: O penaltıyıçalmam gerekiyordu

        Böyle bir ortamda maç başladı, 90 dakika boyunca sahaya ve yedek kulübemize patlayıcı maddeler atıldı.

        63. dakikada sahaya göz yaşartıcı bomba atılması sebebiyle maç hakem tarafından durduruldu.

        Seyircileri de etkileyen yoğun gazdan kaçmak için onlarca kişi sahaya girdi, gözlemci ise hakeme “hocam bir şey yok, bunlar normal şeyler, sen maçı devam ettir” dedi.

        Ve maç yeniden başladı.

        Hakem de korkmuş olmalı ki, 85. dakikada alakasız uyduruk bir penaltı çaldı.

        Hakeme “hocam kimin müdahalesi var, kime çaldın” diye sorulduğunda, “ben de bilmiyorum, ama çalmam gerekliydi” diye cevap verdi.

        Penaltı kaçtı, ama hakemin yüzü “Allah kahretsin, nasıl kaçar bu penaltı” der gibi bembeyaz olmuştu.

        Nitekim, 2 dakikada uyduruk 2 gol yedik ve golden sonra sahaya en az 30 kişi indi.

        Ya golü biz atsak ne olurdu?

        Maç sonu ise binlerce kişinin sahaya inmesiyle sahanın yeşili bile görünmüyordu.

        Ya biz kazansaydık ne olurdu?

        Diğer Yazılar