Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Bu yazıyı iki yıl önce de yazmıştım.

        Baktım ki, aradan geçen bunca sürede değişen bir şey olmadı, yazıyı tekrar edeyim istedim.

        Emniyet’in sürekli uyarmasına rağmen vatandaşlarımız dolandırıcılara para kaptırmaya devam ediyorlar.

        Üstelik hep de aynı yönteme kanıyorlar.

        Dolandırıcılar, kurbanlarını en fazla 155 numaralı polis telefonundan arayarak tuzağa düşürüyorlar.

        Kendilerini polis ve savcı gibi tanıtıp, hesapları kolaylıkla boşaltıyorlar.

        Sistemleri bire bir şöyle işliyor:

        ***

        Dolandırıcı, internetten indirdiği programla numarasını “155” olarak değiştirip, kurbanını arıyor.

        “Polis İmdat” hattından arandığını sanan vatandaş, “hesabının olduğu bankaları” söylüyor.

        Dolandırıcı, “Bankanızla birlikte çalışıyoruz. Operasyonda sonuca ulaşmamızda bankanız da yardım ediyor” diyor.

        Yanında bulunan çete üyesi, internetten o bankanın telefon numarasını temin ediyor.

        Telefonda kurbanını oyalayan dolandırıcı, “Sizi biraz sonra bankanızdan arayacaklar. Gerekli talimatı verdik. Yardım edin” diyerek, güven kazanıyor.

        Telefonda vatandaşla uzun uzun konuşan dolandırıcı, bilgileri alıp telefonu kapatıyor.

        Banka numarasını temin eden ikinci çete üyesi devreye giriyor.

        Aynı sistemi kullanarak bankanın numarasıyla mağduru arıyor.

        Polisin bilgi verdiğini, hesapları güvenli bir hesaba aktarmaları gerektiğini belirtiyor.

        Kendisini arayan numarayı kontrol eden vatandaş, numaranın bankasına ait görünmesi üzerine parasını dolandırıcıya ait hesaba aktarıyor.

        ***

        Polis-savcı sistemi böyle çalışıyor.

        Bunlara asla kanmayın.

        Eğer öyle bir telefon ya da mesaj alırsanız derhal polise başvurun.

        Kimselere bilgilerinizi aktarmayın, yoksa canınız yanar.

        Bilgisayarınıza gelen mesaja da kanmayın

        Dolandırıcılar bir de şöyle bir yöntem kullanıyorlar:

        ***

        Kişiye “Türk Polisi Siber Suçlarla Mücadele Bölümü” başlıklı bir mail gönderiyorlar.

        Bilgisayarda yasadışı işlem yapıldığını öne sürüp, bu nedenle bilgisayarın kilitlendiği bilgisini veriyorlar.

        Kilidin kaldırılması için 200 lira ödeme yapılmasını istiyorlar.

        ***

        Benim bilgisayara bu mesaj geldi mesela..

        Sakın ola hiç birine kanmayın.

        Ne 155’li ve bankalı numaralara, ne de maille gönderilen sahte bilgilere..

        Aklınızda bulunsun, polis asla telefonda işlem yapmaz.

        Böyle bir durumla karşılaştığınızda, derhal en yakın Polis Merkezi’ne gidip bilgi verin, tuzağa düşmeyin.

        Brüksel’de G.Saray

        uçurumunu gördüm

        Anderlecht-Galatasaray maçını izlemek için Brüksel’e gittim.

        Bizim HT Egeli’nin Spor Müdürü Erhan Hartaç, Galatasaray muhabirleri Erhan Telli ve Uğraş Özyurt ile birlikte Belçika yollarına düştüm.

        ***

        Galatasaraylı değilim, ama bir dönem Galatasaray’ın Avrupa’daki pek çok maçını yerinde izlerdim.

        Hepsinden de büyük keyif alırdım.

        Çünkü o dönemki Galatasaray, Türk futbol yapısından biraz sıyrılmış, Avrupa’daki ekiplerin zihniyetine yaklaşmış bir görüntü çiziyordu.

        Yense de, yenilse de futbolu bilinçli oynuyordu, profesyonel futbol takımı olarak izleyeni tatmin ediyordu.

        ***

        Fakat o günler artık çok gerilerde kaldı belli ki..

        Türk futboluyla birlikte Galatasaray da çöktü.

        Eski ve yeni Galatasaray’ı yakından takip eden herkes gibi, aradaki o uçurumu ben de gördüm.

        Türkiye’nin uluslararası alandaki önemli bir marka değerinin, A’dan Z’ye nasıl bozulmuş olduğuna, nasıl dibe vurdurulduğuna bizzat tanıklık ettim.

        Çok yazık olmuş..

        Kulübün ayarları

        fena bozulmuş

        Mazideki Galatasaray’da..

        ***

        Futbolcu kalitesi vardı.

        Yönetici saygınlığı vardı.

        Teknik adam ağırlığı vardı.

        Takım iskeleti vardı.

        Ekipte sevgi vardı.

        Kişilikli kaptan vardı.

        Profesyonel düşünce vardı.

        ***

        Şimdiyse, bunların hiç biri yok denecek düzeyde..

        Oluşan uçurumun yarattığı sonuç da malum..

        Galatasaray o yükselişini nasıl yıkmış, temellerini nasıl bu denli sarsmış, futbol yapısını nasıl bu hale getirmiş, aslında incelenmesi gereken bir konu.

        Ancak gördüğüm kadarıyla, söz konusu çöküş yalnızca Galatasaray’a özel bir durum değil.

        Ülkenin genel tablosundan onlar da yakayı kurtaramamışlar.

        Galatasaray’ı farklı kılan değerleri teker teker kaybedebilmiş, kulübün ayarlarıyla oynanmış.

        Gerçek sorun burada bence..

        Böyle çağrı

        nasip olmaz

        —Banyoda ayağı kayıp düşen Eda Taşpınar, çıplak halde sürünerek zorla telefona ulaşmış ve acil yardım çağırmış.

        Bu çağrıyı alanın eve varması üç dakika sürmemiştir herhalde!..

        Niye çok

        anladık

        —Beşiktaş Teknik Direktörü Slaven Bilic, “Yıldız futbolculardan iyi teknik adam çıkmaz, orta seviyedeki oyunculardan çıkar” demiş.

        Demek bizde o yüzden teknik adam bolluğu var!..

        Sebebi

        başka

        —Şarkıcı Alişan, görücü usulü evlenmek istediği kızı görmeye gittiğinde kapıda ambulans varmış, çünkü kız heyecandan bayılmış.

        O bayılma heyecandan değil, sıkıntıdan ve kahırdan olmasın sakın!..

        Diğer Yazılar