Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Bir Kızılderili atasözü der ki:

        Üç barış vardır.

        Birinci barış, en önemli barıştır.

        İnsan ruhundadır o.

        İnsan, kainatla ve kainatın bütün güçleri ile olan ilişkisini, beraberliğini fark ettiğinde, kainatın merkezinde Büyük Ruh’un durduğunu ve bu merkezin her yerde, her birimizin içinde olduğunu fark ettiğinde birinci barış sağlanmıştır.

        Bu gerçek barıştır, diğerleri sadece bunun akisleridir.

        İkinci barış; iki fert arasında olandır.

        Üçüncüsü ise; iki millet arasında yapılan..

        *

        “Fakat anlamalısınız ki” diyor, savaştan en çok zarar görmüş toplumlardan biri olan Kızılderililer; “gerçek barış dediğim birinci barış, insanın ruhundaki barış yoksa ne fertler ne de milletler arasında barış olabilir.”

        Hepimiz çıplak doğduk.

        Irktan, ideolojilerden, dil ve dinden çıplak...

        Hangi vatanın hangi parçasına ait olduğumuzu bilmeden, yanı başımızda patlayan bombalardan bihaber.

        Bebekken hepimiz aynı dilde ağlıyorduk.

        Bıraksalardı, elimize silahı verip dilimize şiddeti belletmeselerdi savaş diye bir çığlığı hiç duymamış olacaktık.

        *

        Çünkü Kızılderililer’in dediği gibi, barış doğuştandı, doğal olan oydu.

        Savaş ise öğrenilen...

        *

        Evet, insanlık savaşı öğrendi.

        Hayatta kalma mücadelesini, savaşa tahvil etti.

        Savaşmak için sınırları, renkleri, kelimeleri, inançları; gücü elinde bulundurma tutkusuna bahane etti.

        Hayatın o ilk bilgisine dönüp bakınca içimizdeki, ruhumuzdaki “gerçek barışı” görüyoruz.

        Size, doğal olan yanımızla, doğarken beraberimizde getirdiğimiz sesimizle sesleniyoruz:

        - Barış, hemen şimdi!

        —————

        Birbirimizin şarkısını

        söylediğimiz zaman..

        Bu ifadeler ve bu çağrı, Konak Belediye Başkanı Sema Pekdaş’a aitler..

        Pekdaş’ın barış vurgusunun sebebi de, bugünün Dünya Barış Günü olması..

        Başkan Pekdaş, “Kentte, Yurtta, Dünyada Barış” olarak belirlediği Dünya Barış Günü etkinliklerine ağustostan başladı.

        Çeşitli faaliyetlerle farkındalık yaratmaya uğraştı.

        Barış çağrısını yinelemekten hiç vazgeçmedi.

        Bulunduğu her zeminde bu çağrıyı haykırmayı sürdürdü.

        Kültür ve sanat ortamlarını da barışın bir parçası olarak saydığından, bu amaç doğrultusunda Konak’ta pek çok kültür sanat organizasyonları gerçekleştirdi.

        Sanatı; birarada yaşama geleneğimizin perçinleyici unsuru olarak gördü.

        Birbirimizin şarkısını söylediğimizde, günümüzün karanlık girdabından çıkacağımıza inandı hep..

        ————————

        Barıştan asla vazgeçmeyiz

        Sema Pekdaş’ın bakış açısına ve görüşlerine katılmamak mümkün değil..

        Her sözünün altına imzamı atarım.

        Ama ne yazık ki ülkemizin bütününe baktığımda..

        *

        - Bizlerle çok ayrı düşen..

        - Barış yerine savaşı benimseyen..

        - Birliktelik yerine ayrılığı savunan..

        - Kardeşlik yerine düşmanlığı körükleyen..

        - Sevgi yerine kandan beslenen zihniyetler görüyorum.

        *

        Bize birbirimizin şarkısını söyletmek istemiyorlar çünkü..

        Peki, onlar istemiyor diye şarkımızı söylemeyecek miyiz, susacak mıyız, yılacak mıyız, barışın ucunu bırakacak mıyız, bir köşeye sinecek miyiz?

        Asla sinmeyeceğiz.

        Asla susmayacağız.

        Asla yılmayacağız.

        Pekdaş gibi hepimiz her ortamda tek bir ağızdan bağırıp, gücümüzü göstereceğiz:

        - Barış, hemen şimdi!..

        ———————

        Torun muhabbeti değildi

        Gazeteler, bu fotoğrafın altına “torun muhabbeti yaptılar” diye yazdılar ama ben yutmadım.

        İki lider, olsa olsu şu muhabbeti yapmışlardır:

        *

        AD: Yeni cep telefonu aldım, gördün mü Kemalcim..

        KK: Gördüm Ahmetcim, güle güle kullan..

        AD: 2015 seçim sonuçlarını yüklemiştim, göstereyim mi?

        KK: Sahi ya, onları unuttuk bile, göstersene bi..

        AD: Bak tabloya, ikimizi de idare etti ne güzel..

        KK: Evet, koltukta sen de kaldın, ben de..

        AD: 1 Kasım’da da benzer netice çıkarsa yaşarız yine..

        KK: Aynen dostum, aynen..

        AD: Bak, Bahçeli bile hala yerinde, keyif çatıyor.

        KK: Daha ne isteriz yahu, mutlu mesut gidiyoruz işte..

        ————————

        Bu kadarını bile

        kaldıramazsan

        - Fenerbahçe’nin Portekizli hocası Pereira, zaman geçirmeye çalışan Antalyasporlular’a isyan edip, “hayatımda böyle şey görmedim, 10 oyuncu birden yerde yatıyor, sahada ritmi durdurmaya çalışıyorlar” demiş.

        - Bu daha ne ki Pereira.. Bu küçük oyuna bile isyan edersen, ligi çıkaramazsın vallaha.. Çünkü sırada yığınla numaramız var. Mesela daha ağırlaştırılan zeminle, sigara paketinde gelen kadrolarla, hocalık yapan başkanlarla bile karşılaşmadın!..

        Diğer Yazılar