Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Memlekette “Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu” var.

        Çok uğraşsa da bir şeyi durduramıyor garibim ama, bunun için gece gündüz demeden çalışıyor.

        Kim durdurmuş ki o durdursun zaten..

        Ancak durduramasa da şunları iyi yapıyor..

        ***

        Belleğimize, hafızamıza kadına yönelik şiddetin ne kadar arttığını her gün sokuyor.

        Her cinayet işlendiğinde sokaklara dökülüp, tepkisini koyuyor.

        Davalarda mahkemelere koşup, adaletin yerine getirilmesi için çaba sarfediyor.

        Yıllık saldırı, yaralama ve ölüm verilerini toplayıp, kamuoyuna rapor olarak açıklıyor.

        ***

        Elimde yine o raporlardan biri var.

        2016 yılının ilk üç ayında işlenen kadın cinayetlerinin verileri toplandı.

        Buna göre, sadece üç ay içinde tam 94 kadın daha cinayete kurban gitti.

        Peki..

        Kim öldürüyor bu zavallı kadınları?

        Onlar da belli aslında..

        ***

        Cinayetlerin yüzde 29’unu kocalar..

        Yüzde 17’sini tanıdıklar ve akrabalar..

        Yüzde 9’unu eski erkek arkadaşlar..

        Yüzde 6’sını oğullar..

        Yüzde 5’ini babalar..

        Yüzde 2’sini de eski kocalar işledi.

        ***

        Eşleri, akrabaları, çocukları, sevgilileri, babaları topyekün saldırdıklarına göre, kadınlar büyük suç işliyor olmalılar, öyle değil mi?

        Yoksa, en sevdikleri (!) tarafından bu kadar kolayca öldürülebilirler mi?

        O zaman gelin, kadınlarımızı ölüme götüren kabahatlarına da bakalım:

        ***

        En ağır suçları; kendi hayatına dair karar almak istemeleri..

        İkinci ağır suçları; ilişkilerini, evliliklerini sonlandırmak istemeleri..

        Üçüncü ağır suçları; şiddete, dayağa, işkenceye karşı direnmeleri..

        ***

        Kadınlarımız, işte en fazla bu üç sebepten dolayı hayatlarını kaybediyorlar, cinayetlere kurban gidiyorlar.

        İnanılır gibi değil, ancak cinayet gerekçeleri aynen böyle..

        Şimdi söyleyin bakalım, bu vahşi infazları mevcut düzende durdurabilmek mümkün mü?

        Sorun yasada

        değil kafada

        Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu” baktı ki ne yapılırsa yapılsın cinayetleri durduramıyor, bari cezalarda verilen indirimleri durdurmaya çabalıyor şimdi..

        Kadın cinayetlerinde ceza indirimlerini engelleyecek yasayı çıkartmaya uğraşıyor Meclis’ten..

        İstanbul Sözleşmesi’yle ilgili somut bir adım atılması için baskı kurmaya çalışıyor.

        Umarım başarırlar, ancak ben pek umutlu değilim.

        ***

        Çünkü asıl sorun..

        ***

        Yasalarda, sözleşmelerde değil, kafaların içinde..

        Asırlardır şiddeti öven atasözlerimizde, halkımızda, dilimizde, beynimizde..

        Hatta ve hatta çocuklarımıza okutulan resmi ders kitaplarımızda..

        ***

        Başka yerde aramayın, asıl sorun tam oralarda işte!..

        Üç öğün kötek

        bir öğün yemek

        Biz onlarca yıldır, yüzlerce yıldır hangi sözlerle yetiştiriliyoruz?

        Aynen bu sözlerle..

        ***

        Kadının karnından sıpayı, sırtından sopayı eksik etmeyeceksin.

        Dayak cennetten çıkmadır.

        Kızını dövmeyen dizini döver.

        Öğretmenin vurduğu yerde gül biter.

        Eti senin, kemiği benim.

        Oğlan doğuran övünsün, kız doğuran dövünsün.

        On beş yaşındaki kız ya erde gerek ya yerde.

        Üç öğün kötek, bir öğün yemek.

        Alçak eşek binmeye, öksüz çocuk dövmeye kolay..

        ***

        Sen bizi bu zihniyetle yetiştirirsen..

        İğrenç suçları “bir kereden bir şey olmaz”la geçiştirirsen..

        Kadın düşmanlığını küçüklükten bünyemize işlersen..

        Ne yapsın garibim platform..

        Ne yapsın zavallı kadınlar..

        Bizim olaylara da bir baksanız

        Uzun ömrün ve mutlu evliliğin yolu gülümsetmekten geçiyormuş, olaylara

        pozitif bakanlar daha sağlıklı yaşıyormuş.

        Bu aklı verenler bize canlı bombalara, teröre, şehitlere, zamlara, işsizliğe nasıl pozitif bakacağımızı da açıklarlar mı acaba!..

        Diğer Yazılar