Ne diyorsun Rodoplu
Aynen şunları diyor:
- Bonzai kullanımı yüzde 500 arttı.
- Avrupa’da “Jamaika” diye biliniyor ama bizde can almasına rağmen hala tanınmıyor.
- Birbirine şeker gibi bonzai ikram edenler var.
- Merdiven altı üretildiği için ulaşılması çok kolay.
- 1.5 liraya alınabiliyor.
- Kullanım yaşı ilkokullara kadar düştü.
Eyvah ki eyvah..
Herkes İçin Sağlık Derneği Başkanı, sevgili dostumuz Dr. Ülkümen Rodoplu’nun söyledikleri içimi acıttı.
Oysa, bununla ciddi mücadele edildiğini sanıyordum.
Meğer o mücadele çok yetersiz kalmış.
Peki..
Daha etkili uyarı, daha etkin savaş için ne yapmalıyız?
Rodoplu onları da şu şekilde sıralıyor:
1- Bonzai ve zararları okullarda ders olarak anlatılmalı.
2- Gençler daha hiç akıllarında olmadan uyuşturucunun zararlarını bilmeli.
3- Her hastanede uyuşturucuyla mücadele polikliniği olmalı.
4- Tedaviyle eş zamanlı olarak, bağımlılar topluma kazandırılmalı.
5- Gençler müzik, resim, sanat ve sporla hayata tutunabilmeli.
6- Polis önlemlerini daha da arttırmalı.
Belli ki, uyuşturucu ile mücadele sadece polisin çalışmalarıyla önlenemeyecek.
Eğitim ve sağlık alanında da mutlaka organizasyonlar yapılmalı.
Daha doğrusu, buna yönelik ciddi bir sistem oluşturulmalı.
Belki o zaman çocuklarımızı bonzainin pençesinden kurtarabiliriz.
Yoksa..
Gidişat çok fena..
Sırrınız olsun
istiyorsanız..
Uzmanların Nazilli’deki “uzun yaşamın sırrı”nı epeydir araştırdığını dün yazmıştım.
Kimine göre o sır zeytinyağında, kimine göre incirde, kimine göre sütte, peynirde..
Fakat, bu sırla ilgili asıl cevabı, 120 yaşını gören nineler, dedeler verdiler:
- Eğer sır varsa, o da açlıktır evladım açlık!..
- Bulsak yemez miyiz hiç?
Nazillili yaşlıların bu sırrını, dün gazetelerde yer alan başka bir haber destekliyordu.
117 yaşındaki İtalyan nine, uzun yaşamının sırrını şöyle açıklıyordu:
- Günde sadece üç yumurta yiyorum, hepsi bu kadar!..
Bu ifadelerden şu ders çıkıyor galiba..
- Uzun yaşamak istiyorsanız, mümkün olduğunca az yiyin.
- O zaman sizin de sırrınız olur üstelik!..
Çaresi
belli
- Ligde üst üste 6 yenilgi alan ve şimdiye kadarki en kötü sezonunu geçiren Tarzan (Manisaspor) zor durumdaymış.
- Bu durumdan kurtuluş için tek çare, Jane ile Çita’yı da Manisa’ya getirmek galiba!..
Van Gogh’u
çözdüm
- Yeni iddiaya göre, ünlü ressam Van Gogh, kulağını jiletle arkadaş kavgasında değil, bir kadın yüzünden kesmiş.
- İki iddia da pek yerine oturmuyor, ama benimki daha makul.. Müslüm Baba’yı dinlemiş olamaz mı yani!..
Vur FIFA vur
Böyle darbelere sevinilmez belki ama, altında iyilik varsa, memnun olunur.
Ki..
Ben FIFA’nın bizim kulüplere kestiği cezalara memnun oluyorum.
Futbolculara borçlarından ötürü önce Karşıyaka ve Bucaspor’a, şimdi de Denizlispor’a FIFA tarafından iki dönem transfer yasağı cezası geldi.
İyi ki geldi..
Gelmese..
Kulüpler mevcut düzenlerinde, daha doğrusu düzensizliklerinde batıp gidecekler, buhar olacaklar, haberleri yok!..
Bakın Karşıyaka’ya..
FIFA sopayı gösterince nasıl da aklı başına düştü..
- İki dönem transfer yasağı alınca, mecburen alt yapıya, kendi yetiştirdiği gençlere döndü.
- Teknik adamlar bile, bugüne kadar dışladıkları gençlerle bizzat ilgilenmeye başladılar.
- Yemelerinden içmelerine kadar özel program hazırladılar.
- Antrenman kapasitelerini geliştirdiler.
Sonuç..
Geçen sezonlar 30’ar, 40’ar oyuncu transfer ediliyor ve kulübün milyonlarca lirası sokağa atılıyordu.
Ve o takımlar küme düşüyordu, başarısız oluyordu.
Şimdi ise..
- FIFA sopasıyla kurulan genç takım şampiyonluğa koşuyor!..
Eh, böyle cezaya sevinilmez de ne yapılır?
Sen de sevin Denizlispor, sen de..
Yanlış anladınız
- Fenerbahçeli Van Persie artık tesislere herkesten önce gelip, en son ayrılıyormuş, bu tavrıyla takımın lideri olmuş.
- Ne liderliği yahu.. Adam sadece soyunma odasında güzel yer kapsın diye erken davranıyor, hepsi bu!..
