Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        İzmir Emniyet Müdürü Hüseyin Aşkın’ın çalışma tarzını beğeniyorum.

        Genel emniyeti sağlamasındaki çabaları bir yana, özellikle uyuşturucu ile yaptığı mücadeleyi sonuna kadar alkışlıyorum.

        Bu konuda oldukça hassas davranması ve “İzmir’de uyuşturucu sattırmayacağız” özgüveniyle hareket etmesi, doğrusu hoşuma gidiyor.

        Aşkın ve arkadaşlarının bu yöndeki uygulamalarını daha önce de yazmış ve övmüştüm.

        *

        Torbacılara, yani sokak satıcılarına göz açtırmıyorlar.

        Onlara yönelik büyük baskınlar düzenliyorlar.

        Bu operasyonları göstermelik bırakmıyor, sürekli sıcak tutuyorlar.

        Okul çevrelerinde ciddi denetim sağlıyorlar.

        Sokaklara hakim olmak için olağanüstü uğraş veriyorlar.

        *

        Hepimiz gayet biliyoruz ki, uyuşturucu ile mücadele dünyanın en zor mücadelelerinden biridir.

        Çünkü, ucunda kolay kazanç ve ardında ise uluslararası çeteler var.

        O suç örgütlerini tamamen çökertmek pek mümkün değil.

        Ancak, belirli çabalarla hareket kabiliyetleri kısıtlanabilir, sokaklar ve diğer faaliyet alanları daraltılabilir.

        Emniyet Müdürü Hüseyin Aşkın işte bu yolda ilerliyor.

        Dün sabah erkenden 1500 polisle 19 ilçede yaptığı operasyonu görünce, buna bir kez daha inandım.

        Uyuşturucu tacirleri bu defa sert kayaya çarptılar!..

        Yolun tam ortasındayız mücadele kolay değil

        Türkiye, coğrafi konumu nedeniyle, uyuşturucu madde kaçakçılığından yoğun olarak etkileniyor.

        Emniyet’in bilgilerinde, “Balkan Uyuşturucu Rotası” olarak tanımlanan bir rota var.

        Türkiye’nin Balkan rotası üzerinde bulunan diğer ülkelere göre daha çok gündemde kalmasının sebebi, hem coğrafi hem de kültürel yönden Doğu’nun çıkış, Batı’nın ise giriş kapısı olma özelliğini taşıması..

        Ayrıca..

        Yasadışı haşhaş ekimi ve buna bağlı olarak afyon üretiminin gerçekleştirildiği Güney-Batı Asya ülkelerine yakın bir coğrafyada yer alıyoruz.

        Diğer yönden de, geniş uyuşturucu madde tüketim kitlesine sahip Batı Avrupa ülkeleri ile de komşu durumundayız.

        Bu konumu ile Türkiye üretim bölgelerinden tüketici ülkelere yönelik olarak gerçekleştirilen transit uyuşturucu madde kaçakçılığı güzergahında yer alıyor.

        O yüzden mücadele etmesi öyle kolay değil.

        Evi olana herkes verir

        - Boş arazide yaşayan ve uyuşturucu kullanıp satmaktan yakalanan adam, mahkeme tarafından “ev hapsi” şartıyla serbest bırakılmış.

        - Dünyada ilk kez bir evsize “ev hapsi cezası” verdik ya, artık sırtımız yere gelmez vallaha!..

        Donup kalmıştır

        - Hindistan gezisinde yılan tarafından ısırılan Bülent Ersoy, “beni soktuktan sonra öldü, benim zehir daha kuvvetli geldi, başına da çantayla vurdum” demiş.

        - O yılan çanta darbesiyle değil, seninle göz göze geldiyse, muhtemelen korkudan ölmüştür!..

        Evlilikleri kurtarın

        - Yerli dizilerin süresi uzadıkça, oyuncu evliliklerinin ömrü kısalıyormuş, Tuba Büyüküstün ile Onur Saylak da bu yüzden ayrılmış.

        - Demek ki “yerli diziler yersiz uzun” diye kampanya yürütenler haklı, öyleyse çözüm için çiftlere setlerde pembe oda ayrılması şart oldu artık!..

        TATİLDE NEREYE GİDEYİM DİYE KAFA YORANLARA..

        Herkes işinde fark yaratmak ister ya..

        İşte, bazı tur operatörleri o farkı yarattılar.

        Tatil ve seyahat için değişik seçenekler sunuyorlar.

        Onlardan bazılarını size de aktarıyorum, belki katılmak istersiniz.

        *

        Gecekondu tatili..

        Rahat size batıyorsa, mutlaka bu tura dahil olun derim.

        Gecekondulara gidip, son derece kötü koşullarda yaşayan insanlarla bir süre kalın.

        Mesela, Güney Amerika’daki “barrio” ya da “favela” denilen bölgeleri ziyaret edin.

        Ki, yılda 1 milyon kişi bu tatili yapıyor, bilesiniz.

        *

        Nükleer facia tatili..

        Çernobil faciası 31 yıl önce, 1986’da dünyayı korkuttu.

        Fakat aynı bölge, bugün bir turizm rotasına dönüştürüldü.

        Meraklılar, şimdiye kadar ortaya çıkmış en büyük nükleer felaketin olduğu yeri görmek için sağlıklarını bile tehlikeye atıyorlar.

        Hatta, tehlike oranı yükselsin diye, eski reaktöre 30 metre kadar yaklaşılmasına bile izin veriliyor.

        *

        Savaş tatili..

        Milyonlarca insan savaş bölgelerinden kaçmaya çalışırken, gündelik hayatlarının tekdüzeliğinden kurtulmak isteyenler için, savaş bölgesi tatilleri de oldukça revaçta.

        Bombalar, yıkıntılar, patlamalar arasında seyahati sevenler, bu fırsatı kaçırmasınlar!..

        İZMİR-ALMANYA HATTINA BAKIN, GERÇEĞİ GÖRÜN

        Almanya ile ters düşmeyelim, çünkü bu ülkeyle çok yakın ticari ilişkilerimiz var.

        Sadece İzmir’in verileri bile, Almanya’nın önemini göstermeye yetiyor.

        *

        İzmir’den 191 ülkeye ihracat, 160 ülkeden de ithalat yapıyoruz.

        Gerek ihracat, gerekse ithalat açısından İzmir’in en temel ticaret ortağı hep Almanya..

        İhracatımızın yüzde 50’sini Almanya’ya gerçekleştiriyoruz.

        Sonra ABD, İngiltere, İtalya, İspanya, Hollanda, Fransa gibi ülkeler geliyor.

        Keza, ithalatın da yaklaşık yüzde 50’sini Almanya’dan karşılıyoruz.

        Sonra Çin, Rusya, İtalya, ABD, Polonya ve İspanya gibi ülkeler var sırada..

        *

        Demem o ki..

        Almanya ticari olarak ne bizden kopabilir, ne biz Almanya’dan..

        Hiç kopmayalım da zaten..

        Diğer Yazılar