İzmir'de müze yok diyenlere
Bazen işitiyorum, birileri “İzmir’de pek müze yok” diye söyleniyor alttan alttan..
Cahilliğin daniskası işte..
Oysa, sadece benim kişisel olarak listesini tuttuğum 29 müze var bu kentte..
Üstelik..
Hepsi de son derece değişik içeriklere sahipler, başka şehirlerde çoğunu bulmanız asla mümkün değil.
Önceki gün Karşıyaka’da açılan Evrensel Çocuk Müzesi ve Eğitim Kampüsü ile birlikte, epey zengin bir müze kimliğine sahip olduk.
“İzmir’de hangi müzeler bulunuyor” diye merak edenler ve çok bilmiş cahiller için o listeyi tekrar yayınlama ihtiyacı hissettim.
*
1- Agora Ören Yeri Müzesi (İkiçeşmelik)
2- Ahmet Piriştina Kent Arşivi ve Müzesi (Çankaya)
3- Arkeoloji Müzesi (Konak Varyant)
4- Atatürk Müzesi (Kordon)
5- Demiryolları Müzesi (Alsancak Gar)
6- Etnografya Müzesi (Konak Varyant)
7- Mask Müzesi (Alsancak)
8- Neşe ve Karikatür Müzesi (Alsancak)
9- Resim ve Heykel Müzesi (Konak)
10- Tarih ve Sanat Müzesi (Kültürpark)
11- Ümran Baradan Oyun ve Oyuncak Müzesi (Konak Varyant)
12- Latife Hanım Köşkü Anı Evi (Karşıyaka)
13- Hamza Rüstem Fotoğraf Evi (Karşıyaka)
14- Bilim Müzesi (Karşıyaka Mavişehir)
15- Deprem Müzesi (Karşıyaka Örnekköy)
16- Ticaret Tarihi Müzesi (İzmir Ticaret Odası binasında)
17- Bornova Kent Arşivi ve Müzesi (Bornova, Dramalılar Köşkü)
18- Basın Müzesi (Basmane)
19- Anı Evi (Basmane)
20- İnönü Müze Evi (Kemeraltı Arap Fırını yakınında)
21- Doğa ve Tabiat Tarihi Müzesi (Bornova, Ege Üniversitesi kampüsü içinde)
22- Balkan ve Anadolu Giysileri Müzesi (Bornova)
23- Selçuk Yaşar Resim Müzesi (Alsancak)
24- Müzik ve Müzik Enstrümanları Müzesi (Alsancak Gar karşısı)
25- Arkas Deniz Tarihi Müzesi (Bornova)
26- Radyo ve Demokrasi Müzesi (Konak)
27- Kadın Müzesi (Konak)
28- Sabun Müzesi (Konak)
29- Evrensel Çocuk Müzesi (Karşıyaka)
*
Daha eksikleri vardır belki, ancak yine de bu listeyi böyle derli toplu halde kolay kolay bulamazsınız.
Meraklıysanız kesin saklayın ve doya doya gezip, hepsinin tadını çıkarın.
**************
Şiddeti, sapıklığı pembe trambüs mü önleyecek
Memlekette kadınlara yönelik şiddet, tecavüz, taciz ve yaşam tarzlarına saldırılar tam gaz sürerken, yetkililer de önlem almaya (!) çalışıyorlar.
Önce..
- Pembe taksi çözümü getirdiler.
Sonra..
- Pembe vagon fikrini geliştirdiler.
Ardından..
- Pembe trambüs çaresini buldular.
*
Kadınları ayrı vagonlara, ayrı taksilere, ayrı otobüslere koyarak, şiddetten, tacizden, sapıklardan koruyacaklarını düşünüyorlar.
Yani, onları “tecrit” ederek, bir yerlere “kapatarak” sorunu çözmeyi planlıyorlar.
Ki..
Malatya Belediyesi “pembe trambüs” uygulamasına başladı bile.
Oysa bilmiyorlar ki ya da biliyorlar ama bilmemezlikten geliyorlar..
*
- İnsanlara doğru eğitim vermezsen..
- Erdemli yaşam kurallarını anlatmazsan..
- Saldırganlara caydırıcı cezalar kesmezsen..
- Kadın-erkeğin eşit olduğunu görmezsen..
- Sorunlu ve sorumlu erkeklere medeniyeti öğretmezsen..
*
Hiç bir şeyi engelleyemezsin.
İstersen bütün ülkeyi pembeye boya, bir adım ileriye gidemezsin.
Kadınları ayrıştırmak problemleri çözmez.
Neyse ki, kadınlar bu tür uygulamaları boykot ediyorlar ve o otobüslere binmiyorlar.
O pembe şeylerin sorunlarına çare olmadığını gayet iyi biliyorlar çünkü..
**************
Köysel dönüşüm iyi fikir
Ege-Koop Genel Başkanı Hüseyin Aslan’ın ortaya attığı “köysel dönüşüm” fikrine yüzdeyüz katılıyorum.
Ne diyor Aslan bu konuda..
*
- Yunanistan bu yıl 30 milyon turist ağırladı, 30 milyar euro gelir elde etti.
- En fazla turisti de dönüşümle yeniden tasarladığı köylerine çekti.
- Biz de bu yola başvurmalıyız.
- Köylerimizi ele alıp dönüştürmeli ve turizme açmalıyız.
*
Çok yerinde bir saptama..
Gerçekten de, başta Yunanistan olmak üzere turizmdeki rakip Akdeniz ülkeleri sürekli yeni arayışlar içindeler.
Deniz, kum, güneş, tarih vs. klasik söylemler artık yetmiyor, çünkü bunlar herkeste fazlasıyla var.
Öne çıkabilmek için farklılık yaratmak, turizmi çeşitlendirmek gerekiyor.
İşte o farklılığı ve çeşitliliği “köysel dönüşümler” sağlayabilir.
Özel konulu köyleri yeniden tasarlarsak, hem onları kaderlerine terk edilmekten kurtarmış, hem de turizmimize yeni bir kulvar açmış oluruz.
**************
Bu turnuvayı daha fazla büyütmeliyiz
İzmir Kültürpark Tenis Kulübü’nde (KTK) bu hafta şahane bir organizasyon var.
Uluslararası Tenis Turnuvası “İzmir Kupası” bu defa Örnekköy tesisleri yerine Kültürpark’ta düzenleniyor.
O yüzden, KTK şu aralar cıvıl cıvıl..
Her yerden yabancı sporcu, yabancı konuk, yabancı antrenör çıkıyor.
64 bin Euro ödüllü turnuvaya, dünyada ilk 150 arasına girmiş, 19 ülkeden 51 profesyonel erkek tenisçi katılıyor.
Maçları tarife gerek yok, hepsi birbirinden çekişmeli ve kaliteli geçiyor.
Benim değinmek istediğim nokta ise başka..
Böyle uluslararası organizasyonlara ciddi ihtiyaç duyuyoruz.
İzmir Kupası’nı ise 10’uncu kez organize ediyoruz.
Ancak, turnuvanın daha fazla desteklenmesi ve her sene çapının daha da büyütülmesi gerektiğini düşünüyorum.
Federasyon yetkilileri de bunu sıkça dile getiriyorlar zaten.
Ayrıca, tenis İzmir’e çok yakışan bir spor dalı.
Gelecek yıllarda daha yüksek düzeye taşımak için kentin belli başlı kurumları ile beraber çalışmakta fayda var.
Bu güzelliği tüm kente yayalım.
**************
Neden diye sor bakalım
- Kızılay’a yüzde 91 erkekler, yüzde 9 kadınlar kan bağışlıyormuş.
- Kadınlar gördükleri şiddet nedeniyle devamlı kan kaybına uğradıklarından, bağışa kalmıyor tabii ki!..
**************
Başka ne çıkabilir ki
- İstanbul’da iki yılda bin erkek ile yatan kadında AIDS çıkmış.
- Bunda şaşılacak ne var, reflü çıkacak değildi herhalde!..
**************
Herkes önlem alsın
- 65 yaşındaki Bülent Ersoy 2000 yılında ettiği “üstsüz denize girme ve mayo ile görüntülenme” yeminini bozmuş, Vietnam’da mayo ile poz vermiş.
- Tüh ya, 17 yıldır ne güzel rahattık, şimdi yine ürperten günlere geri döndük!..
