Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Bugünkü birinci sayfa üst manşetinden “Şeytan Gibiler” başlığıyla verdiğimiz haberimizi gördünüz herhalde..

        Uyuşturucu satıcıları gerçekten de şeytanlaşmış durumdalar..

        Çember daraldıkça, kimsenin aklına gelmeyecek yöntemleri kullanarak, satışlarını sürdürmek istiyorlar.

        Uyuşturucu ile mücadele sadece Türkiye’nin değil, dünyanın da önemli sorunlarından biri..

        Hatta bu problem Avrupa’da daha da büyük..

        15-24 yaş arasında uyuşturucu maddeyi en az bir kez deneme itibarıyla baktığımız zaman, Türkiye’nin yüzde 2.7’lik bir oranla Batı’dan düşük bir rakamda olduğu anlaşılıyor.

        *

        Bizde üç yıl önce 7 bakanlık bir araya gelerek, uyuşturucu satışlarıyla mücadeleye yönelik etkili bir “Acil Eylem Planı” oluşturdu.

        Türkiye’deki uyuşturucu kullanım rakamlarının düşük olmasına karşın, neden böyle bir plana ihtiyaç duyuldu peki?

        Duyuldu, çünkü Türkiye iki açıdan risk altında.

        Birincisi..

        - Birleşmiş Milletler Suç Ofisi’nin resmi verilerine göre, yasadışı afyon üretiminin yüzde 92.6’sı Afganistan’da üretiliyor ve bu afyonun önemli geçiş güzergahlarından birisi Türkiye.

        İkincisi..

        - Türkiye genç bir ülke, nüfusunun yarısı 30 yaşın altında.

        - Hem genç bir nüfus, hem de geçiş güzergahında olması sebebiyle ciddi tedbirlerin alınması gerekiyor.

        *

        Acil Eylem Planı’nda mücadele üç bölüme ve üç hedefe ayrıldı.

        - Kısa vadeli hedef, 2014’ün sonuna kadardı.

        - Orta vadeli hedef 2015’te başladı, 2018 sonuna kadar devam edecek.

        - Uzun vadeli hedef ise, 2018-2023 arasını kapsıyor.

        *

        Uzun vadeli hedefe vardığımızda, yani 2023’te Cumhuriyetimizin yüzüncü yılına ulaştığımızda, uyuşturucu meselesinin marjinal, yani toplum tarafından konuşulmaya değer atfedilemeyecek bir problem haline getirilmesi planlanıyor.

        Bu hedefe varmak kolay değil elbette, ancak şimdilik iyi gittiğimizi söyleyebilirim

        **************

        En büyük darbe kapıda vuruluyor

        Uyuşturucu ile Mücadele Acil Eylem Planı’nın en önemliği ayağını, sınır kapılarının sıkı kontrolu oluşturuyor.

        İçişleri Bakanlığı’nın çeşitli birimleri, Emniyet Genel Müdürlüğü, Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı başta olmak üzere devletin pek çok unsuru gümrük ve sınır kapılarında ciddi müdahaleler yapıyorlar.

        2006’dan bu yana sınır kapılarımızda yakalanan uyuşturucu miktarı, bütün Avrupa Birliği ülkelerinin toplamından daha fazlaydı.

        Son 2 yılda da, Avrupa Birliği ülkelerinin toplamından 2 kat daha çok uyuşturucu ele geçirildi.

        Dolayısıyla..

        Sınır kapıları iyi tutulduğunda, uyuşturucu kaçakçılığına okkalı bir darbe vurulmuş oluyor.

        **************

        Psikologlu, sosyologlu Narkotim sokağı tutuyor

        Sokaklardaki uyuşturucu maddelerin satışına yönelik, 2014 itibarıyla şehirlerde “Narkotim”ler devreye sokuldu.

        Bu ekipler özel eğitim aldılar.

        Boylu poslu, iletişim yeteneği yüksek polis memurlarından seçildiler.

        Ardından psikolog, sosyolog gibi sosyal alanda yetişmiş polisler de “Narkotim”lere geçtiler.

        Göreve başladıktan sonra sahada ciddi ölçüde “caydırıcı rol” üstlendiler.

        Yakalanan sanıklara ve elde edilen uyuşturucu miktarlarına baktığımızda, çalışmalarında başarılı oldukları aşikar..

        **************

        Asıl memleket meselesi meslek lisesi

        Milli Eğitim Bakanlığı, hazır lise sınavları için yeni sistem üzerine arayışlara girmişken, meslek liseleri sorununa da el atsa güzel olmaz mı?

        Avrupa ülkelerinde lise dengi okul dağılımı, yüzde 70 meslek liseleri, yüzde 30 düz liseler şeklinde..

        Bizde ise bu dağılım tam tersi..

        Oysa, düz liseden çok meslek lisesine ihtiyacımız var.

        Sanayici nitelikli işgücü bulmak için kıvranıyor.

        Zar zor bulunan kalifiye elemanlar anında işe alınıyorlar.

        O nedenle diyorum ki..

        TEOG filan tamam da..

        Bir de meslek liselerinin durumuna baksanız..

        Asıl büyük kriz orada çünkü..

        **************

        İki şey..

        İki şey yanlış yapmayı engeller:

        1- Şahıs ve olayları akıl ve kalp süzgeçinden geçirmek..

        2- Hak yememek..

        İki şey kişiyi gözden düşürür:

        1- Laf kalabalığı..

        2- Kendini ağırdan satmak, övmek, vazgeçilmez göstermek..

        (Filozof Giordano Bruno, 1548-1600)

        **************

        Magandanın tarihi mi olur

        - Şiddet gördüğü için boşanan manken Simge Tertemiz, ayrılık sonrası eski sevgilisi Şebnem Schaefer’e dönen eski eşinin onu da dövdüğünü duyunca, “tarih tekerrürden ibarettir” demiş.

        - Yok canım ne tarihi, adam sadece “sevgiliyi dövmeyen dizini döver” sözüyle hareket ediyor, o kadar!.

        **************

        Biz de seni kandırdık ki

        - Hülya Avşar itirafta bulunmuş, “filmlerde beğendiğim kişiyle öpüşme sahnem olunca sete koşarak gidiyordum, soranlara (işimizi yapıyoruz) derdik, ama yalan” demiş.

        - Öyleyse biz de itirafta bulunalım, biz de sana yalan söylüyorduk, (hepsi rol icabı) deyip senelerce salağa yattık, oysa gerçeği biliyorduk ki!..

        **************

        Duygular karşılıklı

        - ”Kurtlar Vadisi” dizisinin başrol oyuncusu Necati Şaşmaz, “filmimiz Irak-Erbil’deki bir operasyonla başlıyor” demiş, “oraları çok karışık, nasıl girdiniz” sorusuna, “girmiş gibi yaptık” cevabını vermiş.

        - Sen bizi bu diziyle hep miş-miş’liyorsun, ama merak etme, biz de seni “artistmiş” gibi izliyoruz zaten!..

        Diğer Yazılar