Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Sevgili dostum Dr. Zeki Hozer, Gözlem Gazetesi’nde yazdığı makalede, Covid-19 salgınıyla ilgili ilginç bilgilere yer verdi.

        Hozer, “Pandemi bitti, sonra?” başlıklı yazısına Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Genel Direktörü Dr. Tedros Adhanom Ghebreyesus’un aktardıklarıyla başlıyor.

        Ghebreyesus, “Covid-19 bu yıl yani 2022’de bitebilir” demiş ve bundan sonra gelişebilecek üç senaryoyu şöyle ortaya koymuştu:

        • 1- Ya az varyantlı hissedilmeyecek bir süreç olacak.
        • 2- Ya virüsün evrim geçirmeye devam edecek ama aşılamalarla ağır hastalık oranının azalması yaşanacak.
        • 3- Ya da virüsün daha şiddetli ve bulaşıcı varyantlarının çıkarak yeni bir salgına yol açması olabilecek. Ki, bu en kötü senaryo..

        *

        Peki, salgın gerçekten bitti mi?

        Dr. Hozer’e göre, gerek ülkemizdeki PCR pozitif vaka sayılarının 10 bin bantlarına inmesi ve ölüm vakalarının 50’lerin altına doğru seyretmesi, gerekse dünya verileri, artık pandemi sonrası günlere hazırlık dönemine geldiğimize yönelik kuvvetli kanıtlar.

        Fakat bir başka endişe daha var.

        Avrupa’da bir hafta içinde % 50’lere çıkan vaka serisinin nedeni olarak gündeme gelen ve ‘secret omicron’ kod ismi ile anılan BA.2 vanyantı dünyayı hala tedirgin ediyor.

        Salgını nakavt eden faktörün aşı olduğunu vurgulayan Dr. Hozer, dünyada henüz aşılama oranları istenilen düzeyde olmasa bile, ülkemizde standart aşı algoritmini tamamlayanların oranının 18 yaş sonrası için % 85.32 düzeyinde bulunduğunu söylüyor.

        *

        Dr. Hozer, pandemi sürecinin vatandaşların ve hükümet otoritelerinin psikososyal dinamiklerini nasıl etkilediğini de şu şekilde sıralıyor:

        • - İnsanlar, tarih kitaplarının ortaçağ bölümlerinde zikredilen salgın dehşetini yaşadılar.
        • - Pandeminin uluslararası işbirliğine katkısı oldu kuşkusuz. Ülkeler pandemiye karşı ortak savunma için örgütlendi ve dünya yüzde onlara uzanan GSMH düşüşünün kompansasyonu için hükümet üstü kuruluşlara odaklanmış durumda.
        • - Ama bir yandan da ülkelerin Avrupa Birliği gibi entegrasyonlardan hızla uzaklaştığını ve sınır kapatmak şeklinde kendi vatandaşlarının öncelendiği uygulamalar gördük.
        • - Öte yandan Çin gibi otoriter devlet yapılarının ellerindeki data verilerinden hareketle müdahalelerindeki etkinlik ve toplumun hareket ve davranışlarını kontrol etme gücü etkileyici bir şekilde görüldü ki bu da pandemi gibi küresel krizler ölçeğinde, otoriter Çin’in başarılı, demokratik İngiltere ve ABD’nin başarısız olduğu algısını yarattı.
        • - Küresel boyuttaki bu salgında, politik ve toplumsal algının, konunun uzmanlarını dolayısı ile de bilime ve bilim adamlarına güvenme şeklinde pozitif bir açılım yaptığını gördük.
        • - Pandemi fırtınası gezegeni dev bir laboratura dönüştürdü! Bireyler hasta olsun ya da olmasın, evler, şehirler ve ülkeler birer istatistik veri kaynağı halindeler.

        *

        Sevgili arkadaşım Dr. Zeki Hozer’e göre, önümüzdeki dönemde üretim ilişkileri tamamen değişecek ve şirketlerin işlevleri dahil tüm devlet kurum ve kurulları yeniden yapılanma gereksinimi içine girecekler.

        Bütün bu görüşlere katılıyorum.

        Ayrıca, salgından ders çıkarılıp, vahşi küreselleşmenin biraz olsun yontularak insani küreselleşmeye dönüşmesini arzu ediyorum.

        Ama biliyorum ki bu beklentim asla gerçekleşmez.

        Pandemi dünyaya pek çok değişim getirse de, benim istediğim değişim ne yazık ki sağlanmaz.

        Yaşadığımız dünyada maddi çıkarlar öyle güçlü ki, insani değerler her zaman en altta kalıyor.

        Diğer Yazılar