Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Sadece bu yıl Mayıs ve Ekim ayları arasındaki maliyet artışlarına bakalım:

        - 1 litre motorin pompa fiyatı yüzde 16 yükselmiş.

        - DAP gübre 1 çuval fiyatı yüzde 26.67 zamlanmış.

        - Ticarethanenin 1 kilovat elektrik fiyatı yüzde 40’lara varmış.

        - Ülkedeki enflasyon Mayıs-Ekim ayında neredeyse yüzde 14’ü görmüş.

        Bu ve bunlara benzer her kalemde füze gibi fiyat artışları oldu, ama gelin görün ki 1 litre çiğ sütün fiyatında hiçbir artış yok.

        Sütün litresi 7.50 lirada kalmış durumda.

        Dün bu satırları yazdığım sırada, hükümet 1 lira artış yapıp, 8.50 liraya yükseltti.

        Ancak, bu küçük zam da hiçbir şeyi değiştirmiyor.

        Söz konusu tablo karşısında çaresiz kalan ve süt üretemez hale gelen üreticiler, haliyle Ankara’ya seslenmek zorunda kalıyorlar.

        Son çığlık İzmir Köy Koop Birliği’nden yükseldi mesela..

        Köy Koop İzmir Birliği çatısı altındaki kooperatiflerin temsilcileri, artan gıda enflasyonuyla beraber yükselen maliyetine rağmen sütün litresinin önceki güne kadar 7,50 lirada kalması sonrasında basın açıklaması yaptı.

        Çatısı altındaki 44 kooperatifle günlük 1 milyon litre çiğ süt üreten Köy Koop’un İzmir Birlik Başkanı Neptün Soyer, sıkıntıları dile getirirken, hükümet yetkililerine bir öneri de getirdi:

        *

        “Madem öyle, sütün fiyatını arttırmayın, 7.50 lirada kalsın.

        Ama dünyanın bütün demokratik ülkelerinde, tarımını öncelemiş, tarımına değer veren ülkelerde olduğu gibi aradaki 3 lirayı devlet sübvanse etsin.

        Başka çaresi yok.

        Biz sürekli oturup da mazota ne zaman zam geldi, yem ne kadar diye hesaplayamayız.

        Bu köyde süt toplanıyor, biraz ileride buğday un oluyor, şimdi önümüzdeki 1 ay içinde zeytinlerimiz zeytinyağına dönüşecek.

        Bu köyde yaşayan insanların hayatlarını elinden alıyorsunuz.

        Bu insanlar maliyetinden süt istiyorlar.

        Çok fazla istemiyorlar aslında.

        Çünkü bizim bütün hayatımız burası.

        Dediğimiz gibi süt fiyatını 7.50’de bırakabilirsiniz.

        Maliye Bakanı’mız açıklamıştı.

        Ocak ayına kadar bu sıkıntı bitecek demişti.

        Devletimiz çok büyük.

        Ocak ayına şurada ne kaldı.

        3 lirayı sübvanse etmenizi bekliyoruz.”

        *

        Dediğim gibi, dün 7.50 liralık fiyat 8.50'ye yükseltildi ama aradaki fark hala 2 lira.

        Üreticiler, gelinen noktada sütün litre fiyatının 10.50 liradan az olamayacağını söylüyorlar.

        Rakamlara baktığımızda, bu feryatların ne kadar haklı olduğunu görüyoruz.

        Çiftçilerin mevcut şartlarda üretimlerini sürdürebilmeleri, hayvanlarını besleyebilmeleri, tarlalarını ekip biçebilmeleri mümkün görünmüyor.

        Kaldı ki, İzmir’de Türkiye’ye örnek olacak bir kooperatifçilik sistemi kuruldu.

        Her adımı hesaplı olan bu sistem bile zorlanıyorsa, ülkenin diğer yörelerindeki üreticiler daha da kötü durumdadırlar.

        *

        Önceleri güzel bir yöntem vardı.

        Devlet Planlama Teşkilatı yılın başında ortak bir fiyat açıklardı, sütün fiyatını belirlerdi.

        Yıl içinde artış olursa, üstünü devlet tamamlardı.

        Çiftçiler, üreticiler ve kooperatifler maliyetlerin altında ezilmezdi.

        Zamları önleyemedikten sonra, sütün fiyatını yükseltmek de çözüm değil zaten.

        Bir kısır döngü içinde dönüp gideriz.

        Kimse fiyatların artmasını istemiyor.

        Üreticiden bugünden 8.50 liraya alınacak olan çiğ süt, marketlerde 15-20 lira.

        Tüketici de pahalıya alıyor, ama en büyük darbeyi üretici yiyor.

        Hep köylüden, hep çiftçiden, hep üreticiden çıkıyor kayıplar.

        Buna artık bir son verilmesi şart.

        Yoksa yakında ne köylü, ne üretici, ne çiftçi kalacak.

        Diğer Yazılar