Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Kaldırılması lazım” sözleriyle TEOG’un kaldırılması, ardından da “Üniversite sınavları için de çalışma var” açıklaması, bu yıl sınava girecek 2 milyondan fazla genç ve ailesini endişelendirdi. Çünkü TEOG gibi üniversite sınavlarının da kaldırılmasının söz konusu olacağına ilişkin yorumlar yapılmaya başlandı.

        Adayları rahatlatacak açıklama ise dün YÖK Başkanı Prof. Dr. Yekta Saraç’tan geldi.

        Saraç, daha önceki açıklamalarında olduğu gibi bugüne kadar üzerinde uzlaşma sağlanan en adaletli sistemin şu anda uygulanan merkezi sınavlar olduğunu vurgulayarak, YÖK’ün çalışmasının bu sistemi daha yalın hale getirmek olduğunu söyledi.

        Bu çalışmanın ayrıntılarını vermedi ancak merkezi sınavın devam edeceğini, adaylara ve ailelere de tedirgin olmamalarını çünkü çalışma şekillerini değiştirecek bir sistem değişikliğinin söz konusu olmadığını vurguladı.

        Saraç’ın adaylara önerisi ise “Lise ve ortaokul müfredatına sıkı sarılsınlar” oldu.

        Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamalarının ardından, YÖK’te 1 yıldır süren “sistemi yalınlaştırma” çalışmalarının da hızlandığı anlaşılıyor. Saraç’ın açıklamaları da süren merkezi sınavlarda temel bir değişiklik olmayacağını ama bazı bölümlerinde “iyileş- tirmeler”in söz konusu olduğunu gösteriyor.

        Bu modelin bu yıl üniversite sınavlarına girecek adayları kapsayıp kapsamayacağı ise önümüzdeki günlerde ortaya çıkacak.

        Ancak bu açıklamalar ile birlikte yine üniversite sınavları tartışması da sürecek.

        Saraç’ın açıklamalarından kesin çıkan sonuç ise “sınavsız bir üniversite” olmayacağı.

        Peki sınavsız üniversite olur mu?

        Üniversiteye geçişte ülkelerin uyguladığı farklı programlar söz konusu. Hemen tüm ülkelerdeki üniversiteye geçiş sistemleri, bir şekilde sınav, not, referans gibi bir seçme sistemine dayanıyor.

        Sınavsız üniversiteye geçişin tüm lise mezunlarına tanındığı ülkelerin sistemlerinde ise “olgunluk sınavları” var. Yani liseyi bitirme sınavları.

        1970’li yıllara kadar Türkiye’de de uygulanan, sonra da kaldırılan bir sistem. Olgunluk sınavları hiç kaldırılmamış olsaydı, bugün üniversite sınavlarını tartışmayacaktık. Çünkü bu sınavları aşabilenler ancak doğrudan üniversiteye gidecekti.

        Fransa örneğinde de olduğu gibi mühendislik, tıp gibi özel bölümler için sınav yapılacak, buna da az sayıda öğrenci katılacaktı.

        Ya da Türkiye’de sınav tartışmalarının hiç bitmeyeceğini varsayarsak belki de olgunluk sınavı tartışması yaşıyor olacaktık.

        1974 yılında uygulamaya konulan merkezi üniversite sınavları, dönem dönem hep gündemde yerini korumaya devam ediyor.

        Bu konuyla ilgili en uzun süren tartışmalardan biri ise yaklaşık 10 yıl önce dönemin ÖSYM Başkanı Prof. Dr. Ünal Yarımağan’ın “Üniversitede bazı bölümlere sınavsız öğrenci alalım” sözleri üzerine başlamıştı.

        Yarımağan’ın bu sözleri ise 2007 YÖK Strateji Raporu’na dayanıyordu. Çünkü bu raporda, üniversitelerin önlisans ve lisans programlarına sınavsız okul notları da dikkate alınarak, bir geçişin mümkün olacağı dile getiriliyordu.

        Ancak rapor bunun yapılabilmesi için de liselere olgunluk sınavı konulması gerektiğini söylüyordu. Ortaöğretimi bitirirken hemen tüm Avrupa ülkelerinde uygulanan lise bitirme sınavlarının Türkiye’de de yapılması, ardından da belli bölümlere özel yetenek sınavı ile ya da sınavsız girilmesini öngörüyordu.

        Ancak olgunluk sınavı fikrine o dönem sıcak bakılmadı. Zaten ortaöğretimdeki başarısızlığı üniversite sınavları sonuçları yeterince gösterirken, bir de lise bitirme sınavının ortaya koyacağı sonuçları kimse görmek istemedi. Bir de “yeni bir sınav” getirecek bir model ile kamuoyunun karşısına çıkmayı hiçbir siyasetçi tercih etmedi.

        Bugün de bazı bölümlere okul notlarına bakılarak, sınavsız öğrenci alınabileceği tartışılıyor. Ancak YÖK’ün yaklaşık son 2 yıldır kalite adına tıp, mühendislik, hukuk, mimarlık ve öğretmenlik programlarına getirdiği baraj varken ve meslek liselerinin sınavsız geçiş uygulaması kaldırılmışken bazı bölümleri bile kapsasa “sınavsız modelin” yaşama geçmesi zor görünüyor.

        Diğer Yazılar