Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        TÜRKİYE’deki kadar eğitim sisteminin sınava mahkûm olduğu bir başka ülke daha var mı acaba? İlköğretime başladıkları andan itibaren sınav sistemiyle tanışıp büyüyen gençler, ne çocukluklarını ne de gençliklerini yaşama şansına sahip oluyor. Eğer üniversiteye girdiklerinde ya da mezun olduklarında bu çilenin bittiğini düşünüyorsanız çok yanılıyorsunuz. İlköğretimde SBS ile tanışan, lise yıllarını üniversite sınavlarıyla harcayan gençler, üniversiteye geldiklerinde rahatladıklarını düşündükleri anda bu kez de KPSS yani Kamu Personeli Seçme Sınavı kâbusu ile karşılaşıyorlar. Üniversitenin son iki yılında da yine lise yıllarına dönüyorlar. Bu kez de KPSS’ye hazırlanmak için dershanenin yolunu tutuyorlar. Çünkü öğretmenlik başta olmak üzere kaymakamlık, sağlık memuru gibi işlerde kamu kurumlarında çalışmak istiyorlarsa 120 farklı türde puanın olduğu bu sınavda da başarılı olmak zorundalar. Bu gerçek üniversiteleri “dershaneye” çevirmiş durumda. Geçtiğimiz günlerde sohbet ettiğimiz Sakarya Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Filiz Cicioğlu’nun anlattıkları son derece çarpıcıydı.

        Cicioğlu, son birkaç yıldır KPSS’nin üniversitenin “müfredatı” haline dönüşmeye başladığını söylüyor: “3-4 yıl önce kimsede KPSS hazırlık kitabı yoktu. Şimdi bütün gençlerin elinde bu kitaplar var. Sınav sorularını çoktan seçmeli yapmamızı istiyorlar. Uluslarararası ilişkilerde okumalarına rağmen öğrencilerimiz ‘ABD ile dış politika’ dersi yerine KPSS’de çıktığı için maliyet muhasebesi dersi istiyor. Bu durum bizim de programları oluştururken KPSS’yi düşünmemize yol açıyor. Ders müfredatlarını güncellerken ‘KPSS’ye girecekler için muhasebe dersi koyalım’ diyoruz. Yine lise yıllarına geri dönüp, test çözüyorlar.”

        Hatta üniversitelerde bile fiyatları 450 ile 1800 TL arasında olan KPSS’ye hazırlık kursları düzenleniyor. Dün YÖK Başkanı Gökhan Çetinsaya esaslarını yeniden belirledikleri Öğretim Üyesi Yetiştirme Programı’na (ÖYP) yerleştirmede puan hesaplama yöntemini açıkladı. Yapılan değişiklikle artık ÖYP’ye girebilmek için üniversitede ne kadar başarılı olduğunuzdan ziyade ALES’teki başarınız dikkate alınacak. Çünkü yerleştirme puanının yüzde 60’ı ALES skorundan alınırken, bu puanın oluşmasında not ortalamasının etkisi yüzde 25, dil puanının etkisi de yüzde 15 olacak. Anlaşılan öğretim üyesi olmayı planlayan gençlere yine dershane ve özel kursların yolu görünecek. Görüldüğü gibi üniversiteden mezun olsanız bile Türk eğitim sisteminde sınavlardan hiç kurtuluşunuz yok. Geleceğiniz sınavlara bağlı olarak şekilleniyor.

        Diğer Yazılar