Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        DÜN ramazan ayının ne olduğunu, oruçla neden buluştuğunu anlattık. Bugün de aynı konuya devam ediyoruz.

        d) "Şehera" kavramı "şöhret bulmak" manasına da gelmektedir. Orucunu tutan kişi, Allah katında bir değer kazanmakta; bu da ona manevi şöhret getirmektedir. İnsana Allah katında şöhret kazandıran oruç, bu ayda tutulduğu için bu ismi almıştır.

        e) Yerleşmek manası ile "şehera" kelimesi, orucun insanın şahsiyet ve maneviyatında yerleşmişliği, dengini bulmayı ve sağlamlaşmayı meydana getirdiği için bu ismi almaktadır.

        Manevi değerlerin insanın şahsiyetine yerleşmesi, duyuların oynaklığını yitirip sabitleşmesi, aklın ve imanın nefis ülkesine yerleşmesini temin etmektedir. Aklın nefis ülkesine yerleşmesi, büyük bir mücadelenin zaferle bitmesi demektir. İşte oruç, bu zafere yardım etmekte, aklın orada yerleşmesini temin etmektedir.

        f) Hamile kadının doğum zamanının yaklaşması manasıyla "şehera" kelimesi, orucun insanın gönlünde manevi oluşumların doğmasını temin ettiğini ifade etmektedir.

        2. "Ki Kur'an o ayda indirilmiştir..."

        "Ramazan ayı" ifadesine yukarıda verdiğimiz manalar ile Kuran'ın o ayda indirilmesi arasında derinden bir ilişki vardır. Bu ilişkiyi oruç ile Kuran arasında kurmamız da mümkündür.

        "Şehr" kelimesiyle manalandırdığımızda orucun, insanın Allah katında şöhretini artırdığını söylemiştik. Ramazan ayında inen Kuran da insana şeref getirmektedir (Enbiya 10, Zuhruf 44). "Ramazan" kelimesinin bir anlamı da güzün yağan yağmurdur. Kuran'ın rahmet olduğunu (İsra, 82) düşünürsek, mana benzerliği ortaya çıkacaktır. Yağmurun tabiattaki işlevi ne ise, Kuran ve orucun da insan ruhundaki işlevi odur.

        Hz. Peygamber, ramazanın Allah'ın isimlerinden biri olduğunu ifade etmiştir (Buhari, İman, 28). Bu durumda "şehru ramazan" ifadesi "şehrullah", yani "Allah'ın ayı" manasına gelir. Böylece "Allah'ın kitabı" ifadesi ile "Allah'ın ayı" bir araya gelmektedir. Demek ki ramazan ayı, Allah'ın kitabının indiği aydır.

        Diğer taraftan, Kuran'ın Kadir Gecesi'nde indiği ve Kadir Gecesi'nin de ramazan ayı içinde olduğu dikkate alınırsa aralarındaki ilişki daha net bir şekilde anlaşılır.

        Kuran'ın Kadir Gecesi'nde inmeye başladığını ve 23 yılda tamamlandığını dikkate alırsak, Kuran'ın Kadir Gecesi'ni diğer günlere taşıdığını söyleyebiliriz. Böylece Kuran'ı ihya eden, onu anlayan ve hayata geçiren insanlar diğer gün ve geceleri de Kadir Gecesi'ne çevirmiş olacaklardır.

        Kadir Gecesi, kâinatın yaratılışından itibaren var olan bir gecedir. Varlığın yaratılış kanununun o gecede belirlenmiş olması, aslında bütün zaman ve varlıkları kapsadığı anlamına gelir. Onun bu mahiyeti, Kuran'a intikal etmiş ve Kuran'ın evrenselliğini meydana getirmiştir. Kuran'ın Allah'ın kanun kitabı olduğunu dikkate alır, "kadr" kelimesinin de aynı manayı taşıdığını düşünürsek, benzerlik ortaya çıkar.

        "Muhakkak biz Kuran'ı Kadir Gecesi indirdik" (Kadir, 1); "Kesinlikle biz Kuran'ı, mübarek bir gecede indirdik" (Dühan, 3) ayetlerini, Bakara 185. ayet ile bir araya getirirsek, "Kuran ramazan ayında indirildi" ifadesiyle de aynı şeyin beyan edildiği anlaşılmış olur. Böylece, ramazan ayı, Kadir Gecesi ve Kuran bir araya gelmiş, birbirine şeref vermişlerdir.

        SORU CEVAP

        * Sayın hocam, kocam namazı benim bildiğimden farklı kılıyor. Türkçe dua ediyor, bir rekat kılıyor ama uzun uzun duruyor. Okuduğu dualar Fatiha ya da Sübhaneke değil. Kendisine niye böyle kıldığını sorduğumda, "Ben Rabbime ona inandığım şekilde dua ediyorum ve namaz kılıyorum. Gönlümden geçenleri söylüyorum; ezbere değil benim ibadetim" diyor. Hocam ne olur beni bu konuda aydınlatın. C.E.

        Yunus Suresi'nin 10. ayetine göre namazda nelerin okunacağı belirlenmiştir. Onun için Sübhaneke'yi, Fatiha'yı ve Tahiyyat'ı okumak zorunludur. Rükû ve secdeye gitmek de zorunludur.

        * Annem rahatsız, oruç tutamayacak. Onun yerine iyileştiği zaman mı tutması gerekir, yoksa fidye versek geçerli olur mu? Z.K.

        Annenizin iyileşme ihtimali varsa bekleyebilir. Ama insanın ne kadar yaşayacağı belli olmadığından tutamadığı orucun paraların vermesi, sonra iyileşirse yine tutması daha faziletlidir. Ama fidye verirse sonradan orucunu tutmak mecburiyetinde değildir. Bakara 184'e göre parasını verdiği orucu tekrar tutarsa onun için daha sevap vardır.

        Diğer Yazılar