Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Yapılan çalışmalar, her dört kişiden birinde karaciğer yağlanması olduğunu bildiriyor. 21. yüzyılın gündemimize getirdiği yeni hayat modeli, hareketsiz yaşam, kötü beslenme, fast food, işlenmiş gıdalar, insülin direnci ve karaciğer yağlanmasını tetikliyor.

        Üstüne üstlük çok yeni bir araştırma, beyaz yakalı dediğimiz ofis çalışanlarında 30’lu yaşlardaki genç kuşağın yaklaşık % 70’inde yağlı karaciğer olduğunu bildirdi. Bu hafta konumuz bu sessiz tehlike, yani karaciğer yağlanması üzerine.

        NEDEN ÖNEMLİ?

        Karaciğer, vücudumuzun en büyük organı. Vücuda ilk giren yiyeceklerin filtreden geçirilip süzüldüğü yer. Yaşamın sürmesi için en önemli gıdaların depolandığı bir organ. Tam anlamıyla bir kimya laboratuvarı. Binden fazla enzimin yapıldığı, sentezlendiği bir yer.

        Gündüz 4-5 saatten daha uzun süre açlığa tahammül edemediğiniz halde gece 10 saat uyuyup da neden acıkmadığınızı hiç düşündünüz mü? Nedeni karaciğer. Karaciğer büyük bir glikoz deposu. Uykuya geçtiğimiz an kana glikoz vermeye başlıyor ve sabaha kadar açlık duymadan uyumamızı sağlıyor.

        Karaciğer yediğimiz tüm yiyecek ve içecekleri filtreden geçirir. Yiyecekler ve içecekler bağırsaklardan emildikten sonra ilk durakları karaciğer. Burada süzülür, zararlı maddeler temizlenir, özel işlemlerle vücuda yararlı hale getirilip kana verilir.

        Enfeksiyonlara karşı vücudu savunan proteinler, kan yapımı ve pıhtılaşması için önemli maddeler, hormonların ana maddeleri hep karaciğer tarafından üretilir.

        Karaciğer sindirim için safra üretir, ürettiği safrayı bağırsaklara gönderir ve mideden gelen yiyeceklerin parçalanmasını sağlar. Sonuçta karaciğer yaşam için olmazsa olmaz bir organ.

        EN ÖNEMLİ SEBEBİ ALKOL

        Aslında normalde karaciğer dokusunda fizyolojik miktarlarda bir yağ bulunsa da yağ birikiminin aşırı miktarda artması, karaciğer yağlanması ya da hepatosteatoz olarak isimlendirilir.

        Alkol, karaciğer yağlanmasının en önemli nedenlerinden biri. Alkol, karaciğerde yağların parçalanmasına neden olan mekanizmayı baskılayarak karaciğerde yağ birikimine ve yağlanmasına neden olur.

        Alkol dışında toksik maddeler, bazı ilaçlar, karaciğer hastalıkları, karaciğer yağlanmasına neden olabilir. Alkol ya da bu nedenlere bağlı karaciğer yağlanması dışında ortaya çıkan yağlı karaciğer grubuna “NASH” adı verilir.

        NASIL TANI KONULUR?

        Karaciğer yağlanması, pratik olarak çok ileri dönemlere kadar belirti vermez. Genel bir yorgunluk hali, karaciğer bölgesinde şişkinlik, bazen ciltte kaşıntı, kızarıklık yapsa da bu bulgular hastalığa özel şikâyetler değil. Kesin tanı laboratuvar testleriyle konuyor. Karaciğer yağlanmasında karaciğer enzimlerinin (ALT, AST, GGT, LDH ) yüksek olarak saptanması tanı için önemlidir. Ama en erken tanı yöntemi, karaciğer ultrasonu ve radyolojik tetkiklerdir. Burada yağlı karaciğer bulunması, karaciğer enzimleri normal olsa bile tanı için yeterlidir.

        NE YAPMALI?

        30 yaşın üzerindeyseniz, kilonuz normal olsa da iş hayatınız ofis ya da plazada geçiyorsa, genellikle hareketsiz bir hayatınız varsa ve sıklıkla fast food’la beslenmek zorunda kalıyorsanız mutlaka karaciğer testlerini ve ultrason tetkikini yaptırın.

        Diyabetliyseniz ya da insülin direnciniz varsa, sürekli bel çevreniz genişliyor ve kilonuz artıyorsa karaciğer yağlanması açısından düzenli kontrollerinizi yaptırın.

        Karaciğer yağlanması saptandıysa doğal olmayan tüm işlem görmüş gıdaları bırakın. Alkol, şeker ve hayvansal yağları azaltın.

        Kırmızı et, et ürünleri, hayvansal gıdalar yerine vegan beslenin. Vitaminleri salatada ve yeşil yapraklı sebzelerden, proteinleri tahıllardan alın.

        Karbonhidratı tam tahıllardan ve tohumlardan alın. Çikolata, şekerli gıdalar, meyve suları ve tatlıları bırakın.

        Hayvansal yağlar yerine bitkisel yağları (zeytin, fındık, ayçiçeği yağı vb.) tercih edin ama yağı vücudun ihtiyacı kadar alın, aşırıya kaçmayın.

        Uzun yürüyüşler yapın. Günlük hedefiniz minimum 10 bin adım olsun. Yürüdükçe insülin direnci, karaciğer yağlanması sizden uzaklaşır.

        Mutlaka gastroenterolog ve endokrinoloğun kontrolünden geçin. Hiçbir belirti vermeyen karaciğer yağlanması, günün birinde karaciğer yetmezliği, siroz hatta siroz zemininden kaynaklanan kanserle size dönebilir. Bu nedenle karaciğer yağlanmasını hafife almayın.

        TÜRKİYE DİYABET VAKFI DİYABET AHST OKULU AÇILDI

        Türkiye Diyabet Vakfı Halkla İlişkiler Uzmanı Sema Sözcü ve Eğitim Koordinatörü Prof. Dr. Fikret Sipahioğlu’ndan bir davet aldım. Şişli Diyabet Merkezi’nin diyabet hasta okulu artık faaliyete geçti. Okul, vakıf merkezinin konferans salonunda yürütülüyor. Kurslar ücretsiz. Aynı binada Dahili Tıp Merkezi ve Diyabet Tedavi Merkezi var. Vakıf kamu yararına çalışan vakıf statüsünde, merkez SGK anlaşmalı ve çok modern. Diyabet okulunda; diyabetli nasıl beslenmeli, nasıl spor yapmalı, egzersiz yaparken nelere dikkat etmeli, vücut bakımı, ayak bakımı nasıl olmalı, karbonhidrat sayımı, ilaç kullanma tetkikleri, şeker düşme anında yapılacaklar gibi yaşamsal konular anlatılıyor. Diyabetliler, lütfen Türkiye Diyabet Vakfı Şişli Diyabet Merkezi’ni arayıp kaydınızı yaptırın. Çok yararlanacaksınız. (www.turkdiab.org)

        OFİS ÇALIŞANLARI DİKKAT!

        NASH (non alkolik steatohepatit) toplumun en yaygın ve en sinsi hastalıklarından biridir. Yapılan çalışmalar, erişkin nüfusta % 30 kadarında bu karaciğer yağlanması olduğunu göstermekte. Ciddi bir belirtisi olmadığı için hastaların önemli bölümü farkında değil. NASH genel olarak insülin direnci ve obeziteyle birlikte görülmekte. Karaciğer yağlanması olan hastaların % 80’inden fazlası insülin dirençli ya da obez hasta. Ancak beyaz yakalı NASH’ı adı verilen bir grup ya da başka bir tanımla genel olarak ofis ve plaza çalışanlarının sonuçları daha ilginç. Bu grup genellikle 45 yaş altı, genç yaşta, obez değil bir bölümü sporunu yapıyor ama bu gruptaki normal kilolu insanların büyük bölümünde karaciğer yağlanması var. Karaciğer yağlanması 21. yüzyılın yeni yaşam modeliyle toplumda patlama gösterdi. Aşırı yağlı ve şekerli gıdalarla beslenme, hareketsiz ve stresli yaşam insanlarda karaciğer yağlanması artışına neden oldu. Fakat karaciğer yağlanmasının en önemli ve asıl nedeni işlenmiş gıdalar. Karaciğer, doğal ve organik gıdalara göre planlanmış bir filtre sistemine sahip. Ancak işlenmiş gıdaları yeteri kadar filtre edemiyor. Şeker, yağ yapımının ana hammaddesi. Aşırı şeker alımı, şekerlemeler, meyve suları, çikolatalar, aşırı yağ yapımına ve karaciğerde yağ birikimine neden oluyor. Yine aşırı yağlı yiyecekler, karaciğerde yağ artışına neden oluyor. Karaciğer yağlanması genel olarak iki gruba ayrılıyor. Birinci grupta aşırı yağ birikimiyle birlikte “enflamasyon” ve “yangı” mevcut. Steatohepatit adı verilen bu grupta karaciğer enzimleri, örneğin ALT ve AST testleri yüksek bulunabilir. İlerleyen süreçte yağ- lanma ilerleyerek karaciğer hasarına neden olabilir. İkinci grupta karaciğer hücrelerinde yağ birikimi olmasına rağmen enflamasyon yoktur, ama daha hızlı hücre harabiyetine neden olur ve tablo siroz ve karaciğer yetmezliğine doğru gidebilir.

        Diğer Yazılar