Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Ama bu asla Türk Hava Yolları Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Topçu'nun dünkü sözlerindeki gibi laiklik meselesi değil.

        Topçu, "Niye THY'den bu talebi yapıyorsun? Başka havayolları su bile vermiyor. Burada her şeyi buluyorsun, üzerine 'İçki istiyorum, içki niye yok...' bunu da laiklikle bağlıyorsun. Bu samimiyeti biraz sarsıyor" demiş.

        HERKESİN HAVAYOLU

        Laiklik tartışmasına gelmeden önce Sayın Topçu'nun diğer sözlerini doğru okumak gerek. Ki THY'nin atacağı ve attığı adımları doğru algılayabilmek adına bu minik açıklama çok önemli.

        Konuşmanın ilk cümlesindeki bakış açısı bizim kafamızda son birkaç yıldır oluşan THY algısıyla uzaktan yakından örtüşmüyor.

        Bir hedefle yola çıkıp uçaklarımızdan eğlence sistemlerimize, yemek servislerimize, THY'mizin küresel pazarlama ve reklam anlayışına her şeyi değiştirdiler.

        Şirketten ve uçaklardan "miz" diye bahsediyorum. Çünkü THY hâlâ bayrak taşıyan havayolu ve hâlâ bu ülke halkının malı.

        Sayın Topçu farklı dünya görüşüne sahip olabilir ama o şirket bu ülkede yaşayan başka başka hayat görüşlerinin, inanç şekillerinin ve yaşam tarzlarının insanlarının havayolu.

        Kalkıp uçaklarda içkiyi yasakladığında da, hostesleri metrelerce kalın kumaşların arkasına gizlediğinde de tartışacağız THY'nin nasıl bir algı yaratacağını.

        Nasıl bir havayolu şirketine dönüşeceğini. Ve beklentilerimizi karşılayıp karşılamayacağını.

        Tüm anlayışını "Globally Yours" sloganıyla özetleyip sonra da cümleye "Başka havayolu şirketleri su bile vermiyor" ile başlamak bir anda "Globally not yours, locally ours" yapıyor o sloganı.

        Hem uluslararası hem de yerli yolcu için farkınız bu zaten!

        Diğerleri su bile vermezken, o diğerlerinden çokça zaman daha yüksek bilet parasıyla uçakta sahte bir cennet yaratmanız.

        Bu ülkede içki içmeyi seven de yaşıyor, içkiden nefret eden de.

        Bugünlere kadar da iyi kötü bir arada yaşamayı başardılar.

        Ama THY, içkiyi ve fark fiyatı vererek yüksek sınıf bilet alıp bu hizmeti bekleyeni kavga odağı haline getiriyor.

        Ötekileştiriyor.

        Bu bir seçimdir. Şirket bu yolu, yani muhafazakâr insanların havayolu şirketi olmayı seçebilir.

        Ama unutmamalı ki hâlâ biz muhafazakâr olmayanların vergi ve emeklerine de ihtiyaç duyuyor bu küresel adımları atabilmek için.

        Hissedarlarına karşı sorumlulukları da mevcut.

        YOLCUYU FIRÇALAYAMAZ

        THY geldiği noktada artık yurtiçinde bir kitleye iyi görünmek adına küresel çizgisinden ödün verme hakkına sahip değil.

        Yolcularını muhafazakâr-modern olarak ayırma ve onlara yönetim kurulu başkanının ağzından fırçalayıcı demeçler verme hakkına da sahip değil.

        Dedim ya bu konu laiklik meselesi değil. Uçakta içki hizmeti vermeyi bırakınca laiklik tehlikeye girmiyor. Nasılsa başka havayolu şirketleri var bu hizmeti sunmaya gönüllü.

        Ama en çok bayrak taşıyıcı, uluslararası alanda pırıl pırıl parlayan küresel bir markanın yoluna küresel yıldız mı yoksa yerel bir başarı öyküsü olarak mı yoluna devam edeceği meselesidir.

        Nasıl da özlemişim Şebo'yu!

        DÜNDEN beri deliler gibi Şebnem Ferah'ın ilk albümü Kadın'ı dinliyorum.

        Vazgeçtim Dünyadan'ı çalarken yarısında Bu Aşk Fazla Sana'ya geçiyorum. Daha o bitmeden Yağmurlar'da buluyorum kendimi.

        Sonra albümü çıkarıp Perdeler albümüne geçiyorum. Gelsin Sil Baştan, gitsin Sigara.

        Sevinçten ölebilirim.

        Çünkü bu albümler, Universal firması battığından beri yayınlanmıyor.

        ÇOK KIYMETLİLER

        Sahip olduğum kopyaları ya taşınırken kaybettim ya da otomobilimden çalındılar.

        Şimdi Pasaj Müzik "Kadın", "Perdeler", "Artık Kısa Cümleler Kuruyorum" ve "Kelimeler Yetse" albümlerini yeniden yayınladı.

        Eminim Şebo hayranları keyifle koşacaklar müzik marketlere.

        O dört albüm müzik hayatımızı değiştiren, içimize Şebnem Ferah hayranlığını yerleştiren albümlerdir.

        Çok kıymetlidirler.

        Yeniden basılmaları harika bir haber.

        Arz ederim.

        Efektsiz Tarkan daha seksi

        TARKAN, 14 Şubat'ta çok ilginç bir hareket yaptı.

        Önce sevdiği romantik şarkıları paylaştı Twitter hesabından.

        Ama asıl bomba arkadan geliyordu.

        Oturmuş evinde, almış yanına gitarist arkadaşım Can Şengün'ü.

        Amatör bir kayıt yapmış.

        Önce Gün Gibi şarkısına girmiş.

        Sonra İkimizin Yerine. Ardından Beni Anlama.

        BIRAKIN KAŞI GÖZÜ

        Öylece kalakaldım bilgisayar ekranına bakarak.

        Uzun zamandır hem de çok çok uzun zamandır gördüğüm en samimi Tarkan vardı karşımda.

        Onu eski tanıyan biri olarak taa yıllar öncesindeki Tarkan'ı gördüm.

        Videoyu izleyen arkadaşlar sakal kesimine, rengine filan takılmışlar ama ben efektsiz, gümbürtüsüz Can ile kendi kendine keyif için müzik yapan ve bunu paylaşmaktan çekinmeyen Tarkan'ı gördüğüme çok sevindim.

        Albüm efekti olmayan, eskisi gibi şarkı söyleyen Tarkan bana çok seksi geldi.

        Bırakın kaşını gözünü, o parıltısı göz kamaştırıyor bence...

        Diğer Yazılar