Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        BUNU daha önce tartışmıştık aslında.

        Ve bir şekilde rafa kalkmıştı.

        Şimdi yeniden gündemde.

        Yeni bir trafik ceza paketinin içine sokuşturulmuş.

        Sözü alkol meselesine getirmeden önce bu paketle ilgili söyleyeceklerim var.

        Aslında sadece bu değil, bugüne kadar önümüze konulan tüm trafik ceza artış paketleri üzerine yazmak istediğim şeyler var.

        PROFESYONEL POLİS

        Yeni paket, her seferinde olduğu gibi "Cezalar cep yakacak" tadında bir promosyon çalışması eşliğinde pazarlanıyor.

        Efendim otomobiline çakar adı verilen ve polis otomobili hissi yaratan lamba takanlara 343 lira ceza yazılacakmış.

        Hız sınırını aşmanın en alt seviyesi 166, en üst seviyesi ise 700 lira olacakmış. Kırmızı ışık ihlali 343, emniyet kemeri takmamak ve araçta bebek koltuğu bulundurmamak 166 lira olacakmış.

        Olsun.

        İsterse Rusya'daki gibi "Binlerce dolar olsun mu olmasın mı?" tartışması yapılsın.

        Trafik kurallarını profesyonelce ve düzenli olarak kontrol eden, yasalara ve trafik dinamiğine çok hâkim, profesyonelleşmiş bir trafik polisi kuvveti kurmayı beceremediğimiz sürece, sadece akıllara esince devriyeleri sokağa çıkarıp ellerine birer koçan ve bir de kota ekleyip "Hadi cari açığa biraz çalışın" demekten başka hiçbir anlamı olmayan fiyat artırımları bunlar.

        Benim için hiç de özel bir anlam taşımıyorlar.

        Çünkü her yıl binlerce insanın hayatını kaybettiği, sakat kaldığı ya da bir yakınını kaybettiği trafik terörü konusunda devletin aklı başında organize bir çözüm seferberliği başlatacağına dair hiçbir olumlu beklentim yok.

        Bizim nesil ve arkamızdan gelen birkaç nesli artık kazanmanın ya da trafik algımızı değiştirmenin pek yolu yok.

        Ama yeni nesilleri eğitmek, bilinçlendirmek konusunda da en küçük adımımız yok.

        Geçen sene son yılların en detaylı, kökten müfredat ve eğitim sistemi değişikliğini yaşadık.

        Dindar gençliğe kapı açtık ama trafik bilgisi, kültürü, insan hayatına saygısı olan gençlik yaratma konusunda kimse pek oralı olmadı.

        İşte bu nedenle böylesi bir paketin içine, yetişkin bir erkeğin iki kadehine denk gelen miktarda alkolle denetime takıldığında 2 yıl hapsinin eklenmesi hiç iyi niyetli ve trafiğe düzen getirme amaçlı bir hareket gibi görünmüyor.

        CEZAYI HAK EDİYOR

        Alkollü direksiyon başına geçen insan kılığındaki mahlukat en ağır cezayı hak ediyor ama 2 yıl hapse atılmak, hem de böylesi alt sınır sayılabilecek bir miktarla ve ilk seferde bu cezanın verilebilir olması bu cezanın alt metnini sorgulatıyor bana.

        Sen trafikte düzeni sağlamak için her adımı atarsın, her yolu dener çabalarsın ve çaresizce en kötüyü masaya koymaya çalışırsın, anlarım.

        Ama bırakın kural ihlallerini azaltmayı, seyir güvenliğini bile sağlayamamışken hop alkole

        2 yıl hapis cezası toplum mühendisliği çabası gibi görünüyor.

        Alkol almayanda bile gereksiz bir tedirginlik yaratıyor.

        Ki en tatsızı da bu zaten.

        Sosyal medya mahkemeleri şart görünüyor

        GEÇEN pazar Nilay Dorsa'ya sosyal ağlarda atılan hakaret mesajlarına verilen cezanın sosyal ağlarda bir milat olduğunu yazmıştım.

        Belli ki bu alanı ilgilendiren haberler daha sık gelmeye başlayacak artık. Bugün gazetemizde Hayati Arıgan imzalı ilginç bir haber var.

        İstanbul'da boşandığı eşinin internetteki sosyal paylaşım sitesinde nişan ve düğün fotoğraflarını herkese açık şekilde yayınlandığını belirten kadın mali müşavir, özel fotoğraflarının yayından kaldırılması için savcılığa başvurmuş.

        FOTOĞRAFLAR KİME AİT?

        "Eski eşim bitmiş evliliğimize ait video ve fotoğrafları internetteki sosyal paylaşım hesabında herkese açık şekilde kullanmaktadır. Ayrılık dönemimizde anlamsız ve çirkin eylemine son vermesi için kendisini defalarca uyardım" diye de eklemiş.

        Haydi gel çık işin içinden.

        Boşandığın zaman "mutlu günlerinizde" çekilen fotoğraflar kime ait olacak?

        Bunları sosyal ağlarda paylaşmak nerede suç olur?

        Ayrıldıktan sonra başka biriyle evlenmezsen ve yine de bu fotoğrafların paylaşılıyor olmasından rahatsızlık duyarsan mahkemeye başvurma hakkın var mıdır?

        HÂKİM ÇOK ÖNEMLİ

        Bu soruların cevabı zaten kolay değil, ama fotoğrafların paylaşıldığı mecra sanal olunca açtığınız davada nasıl bir hâkimin karşısına çıkacağınız olağanüstü önem kazanıyor.

        Bir, hayatında yolu sanal ortamlardan geçmemiş bir hâkime anlatmak var durumu, bir de bu konular üzerine özel yetiştirilmiş, günümüz iletişim teknolojilerine hâkim bir hukuk insanına anlatmak var ki Allah korusun böyle tatsız bir durumda seçim bize bırakılsa hangisini seçeceğimiz tabi ki belli.

        Bence çok geç kalınmadan sosyal medya mahkemeleri kurulmalı.

        Facebook kullanımında dünya çapında dereceleri olan bir toplumun bu tarz mecralarda yaşayacağı sıkıntılara büyük resme hâkim kadrolar adalet getirse daha hakkaniyetli olmaz mı?

        Diğer Yazılar