Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Yaklaşık 9 ay önce bu statta şampiyonluğu almıştı G.Saray. O maçta Yasin, takımının maç boyu bulduğu 2 pozisyondan birini ağlara göndermiş, Muslera da biri imkansız 3 yüzde yüz gol kurtarıp şampiyonluk kapısını ardına kadar aralamıştı.

        O takım ile dünkü G.Saray arasında hemen hemen hiç fark yok. O kadrodan erime olmamış. Üstüne Podolski gelmiş. Donk gelmiş.. Say ki Burak da cezalı olsun.. 9 ayda bir sürü futbolcunun bu kadar kariyer kaybı, tamamen büyük takımda oynama sorunsalından. Büyük takımlar hedeflerinden koptuklarında performansları düşer, formları geriler, kariyerleri zedelenir. Bu Manchester United’da da böyle oluyor, Bayern Münih’te de, eh doğal olarak Galatasaray’da da. Bu kadroya hiçbir yeni isim eklemeyin; gelecek sezonun ilk 5 haftası arka arkaya oynasınlar emin olun 5 maçın 4’ünü kazanırlar. Çünkü yeni sezon başlamış ve yeni hedefler konmuş olacaktır. Yani bugün muhtemelen bir kısım yazarlarda okuyacağınız “falanca bitmiş-o tükenmiş-beriki unutmuş” yorumlarını bu ‘hedeften kopma konjonktüründen’ ayrı değerlendiremeyiz.

        Dolayısıyla Selçuk şöyle, Wes böyle dememeye çalışarak maçı izledim. Mersin’in galibiyete yakın olduğunu da bekliyordum açıkçası. Ama Ümit Özat’ın tercihi ile forma bulan Mehmet Taş ve Nurullah, sadece ‘kazma ön stoper engelleyicileri’ olarak kalıp hücum anlamında en ufak katkı yapamayınca dedim ki “Bireysel hata olmazsa G.Saray set hücumundan falan gol yemez...” Ama Umut çok hatalı pasıyla çıkarken top kaptırıp; Semih de 80’lerin liberolu sistemi gibi kendisini arkaya atınca, Nakoulma da topu alan isim olunca skor değişti. Sonrasında tamamen Mersin oynadı, G.Saray izledi. Ben de yazımı Mustafa Denizli üzerine kurmaya karar verdim. Mustafa Denizli de bilir ki büyük takımlar hedeflerinden koptular mı konsantre vs. olamaz. Oyuncular zoraki sahaya çıkar.

        Mustafa Hoca’ya da hak veriyoruz. Diyoruz ki kandırılmış hissediyor olabilirsin. Sana verilen sözler tutulmamış olabilir. Pişman olduğunu da düşünüyor olabilirsin, eyvallah.. Ama bu takım, bu oyun Mustafa Denizli’nin utancıdır. Ya “BAŞKA BİR YOL BULURSUN”; ya da “YOLDAN ÇEKİLİRSİN” hocam...

        Hala mı Umut en önde 4-2-3-1?

        Hatta hala mı Umut Bulut?

        Hala mı Semih Kaya?

        Hala mı Selçuk İnan-Donk ikilisi?

        Hala mı kurtarıcı Sabri?

        Hala mı her topu kaybeden, hakemlerden haklı olarak faul çalmayınca f.. off’ları saydıran Wes’in oyun liderliği? Hala mı Denayer’den sağ bek? Sen Mustafa Denizli’sin.. Başka bir sistem, başka bir diziliş, başka isimler bulamayacaksan ne yapacaksın? Beni de Cimbom’a hoca yapsalar benzer kadroyu sürer, hiç risk almaz “çok zor günler geçiriyorum” der geçerdim. Ama ben bile Umut ve Semih Kaya ile başlamazdım.

        SERKAN BALCI

        Elbette maçın adamı Nakoulma.. Ümit Özat da onu solda, sağda ve en uçta her yerde kullanıp verim aldı. Ama pozitif ayrımcılık yapıp yılların emekçisinin dünkü iki yönlü muhteşem oyununu öne çıkarmak istedim.

        LİONEL CAROLE

        G.Saray’ın FM oyunundan futbolcu bulan scout ekibinin son bombası!

        Diğer Yazılar