Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Hedefimiz 16 yıl sonra Dünya Kupası’na katılabilmek.

        Dünya Kupası’nda Avrupa kontenjanı 14 takım, ki biri zaten ev sahibi Rusya. Dolayısıyla EURO 2016’ya; 24 kontenjandan birini alarak, eleme grubunda 3. olarak gidebilen Milli Takımımız bu sefer eleme grubunda 2. bile olsa 2018’i evimizde izleyebiliriz. Durum net. En az ilk 2’ye girmek zorundayız. Bunun için de grubun en favori takımının evinde turnuvaya başlıyorduk.

        Avantajlarımız rakibimizi tanımamız ve ev sahibinin seyirci desteğinden mahrum olmasıydı. Bir diğer avantajımız da Modric- Rakitic-Mandzukic gibi önemli takımların mühim oyuncularının Fransa’daki turnuvadaki kadar konsantre olmayacakları gerçeğiydi. Dezavantajlarımız ise aslında pek de yoktu. Çağrılmayan 8 oyuncumuz varken Fransa’da ne olduğunu gördük. Zaten araya giren ‘Hatırlı Büyük’lerin de etkisiyle Arda ve birkaç ‘şimdilik kadro dışı’nın geri döneceği belli.

        Onlar olmadan neler yapabileceğimizi görmek açısından da iyi bir deneme olacaktı. Bakalım bizim genç ve dahi çaylaklarımız neler yapacaktı.

        Maça gelelim. 5-1- 1-3 gibi bir dizilişle başladık. Uzun boylu ve orta seven Hırvatlar’a karşı boy uzatan Okay defansif olarak gayet iyiydi. İlk 10 dakika iyi gibiydik ama sonra Hırvatlar hafif ağırlığını koydu ve 10-35 arası en iyi oyuncumuz üst direk oluverdi. 35’ten sonra dengeyi sağladık ve devreye şahane bir şekilde berabere gidecekken İsmail aptalca bir penaltı yaptırdı. Neyse ki akan oyunda hiç ama hiç olmayan Çalhanoğlu, gerçek bir duran top ustası olduğunu gösterdi. İçeriye berabere gitmek fevkaladenin fevkindeydi. 2. yarı çok iyi başladık. Çaylak halimizi atmış öz güvenli duruyorduk. Bu esnada iyi sonuçlanabilecek pozisyonumsularımız etkin atağa dönüşemedi. Emre Mor yoruluncaya, Cenk de top tutmayı başarıncaya kadar oyun hakimiyetini vermedik. Orta sahalar düşüp Modric biraz daha öne çıkınca, eh biz de psikolojik olarak yaslanınca Hırvat tehlikeleri yeniden başladı. Oyuna başlangıç stratejisi ve değişiklikler ile ilgili Fatih Terim’i beğendim. Ben olsam Şen yerine biraz daha erken Gökhan Töre’yi alırdım. Rakip alanda daha fazla zaman geçirebilir diye.

        Bu sonuç, gruptaki diğer 2 maçın da berabere bitmesi ile ballı kaymak tadında oldu. Hırvatlar burada kimseye kolay kolay puan bırakmayacaktır.

        Öte yandan gelelim bana göre sonuçtan da önemli olan duruma.

        Evet, Arda’ya ihtiyaç var. Burak Yılmaz da Cenk Tosun’un epey önünde. Caner’in vasat hali İsmail’in mükemmel halinden iyidir. Kalite farkı gerçeği var evet. Ama dünkü sonuç MİLLİ TAKIM açısından şunu da gösterdi: Mezarlıklar kendi yerinin dolmayacağını sananlarla dolu.. Umarım herkes anlamıştır.

        MEHMET TOPAL

        Kaptan mükemmel oynadı. Alkışları hak etti.

        İSMAİL KÖYBAŞI

        Yetenekleri var ama maalesef ne büyük takım ne de milli takım oyuncusu...

        Diğer Yazılar