Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        (Artık Beşiktaş’ın önü daha da açık. G.Saray’ın, Avrupa cezası ile iyice daralan mali gücüyle; Fener’in başkan sorunsalıyla, Beşiktaş kadrosunu nokta transferlerle besleyebilirse yeniden bir Kara Kartal çağı başlayabilir. Demirören döneminde “herkesin 2. takımı” kimliğini kaybeden, sonrasında tekrar kazanan Beşiktaş geleneksel “Yükselenim Beşiktaş” mantalitesi yeni Beşiktaş çağının başlamasına yardımcı olur.)

        **

        Yukarıdaki satırları 13 Mayıs 2016’da bu köşede yazmışım. Gerçekten de çok ciddi hatalar yapmazlarsa önümüzdeki dönem yeniden ‘Beşiktaş Çağı’ olarak adlandırılabilir. 96-2000 arası Galatasaray’ı ya da 2003- 2007 Fenerbahçesi gibi dönemler yaşandı. Bu konjonktürel dönemlerde hem bahsi geçen takımlar daha iyi yönetiliyor hem de rakipler ekonomik olarak bocalıyordu. Ama Türkiye’de bu durum 4-5 yıllık periyotlar halinde yaşanıyor. Beşiktaş’ın bence Bilic’in son sezonu ile başlayan ‘yeni çağ’ının önü de açık gözüküyor. Büyük ihtimalle mali darboğazları kolay kolay aşamayacak olan 2 büyük rakibinin yönetim vizyonsuzluğunu da düşününce iyi yönetilen ve başarı karşılığı bütçe toparlayan Beşiktaş ‘futbolumuzun ışıklı meydanı’ olmayı sürdürebilir. Bana göre yüzde 95 şampiyon oldular. Tebriklerimiz için ayrı bir yazı yazarız.

        GOYGOYA İNANMAYIN FENER TRANSFER YAPAMAZ

        Medyamızın en sevdiği goygoylardan biri de işlerin kötü gittiği dönemde Aziz Yıldırım’ın takımı baştan aşağı değiştireceğine yönelik haberler yapmaktır. Yok “Başkan takımı sildi”; yok “En az 8’inin bileti kesildi” diye haberler okuyorsunuz, okuyacaksınız da... Oysa Aziz Yıldırım kendi ağzıyla dedi ki; “(NTV’de Oğuz Haksever’e verdiği röportajda) UEFA ile FFP anlaşmamız gereği bu yıl (içinde bulunduğumuz yıl) 20 milyon Euro zarar etme hakkımız var. Geçen sene de 30 milyon Euro zarar limiti vardı ve geçen sene bu rakamı tutturduk. Bu sene de tutturacağız. Seneye biraz daha zorlanacağız çünkü seneye 10 milyon Euro zarar hakkımız var... “

        Şimdi bugünkü harcamalarından en az 10 milyon Euro (kur farkı ile daha fazla da biz yine de kur farkını gözetmeyelim) daha az harcamak zorunda olan kulüp, şampiyonluk ve dolayısıyla yine Şampiyonlar Ligi geliri olmayacakken nasıl büyük veya geniş çaplı transfer yapabilir? Kimse “Bonservissiz oyuncu alır” demesin. Van der Wiel’de olduğu gibi artık her oyuncu en az 1.5-2 milyon Euro imza parası istiyor. Elinizde para ile satabileceğiniz doğru düzgün asset sadece Kjaer iken ve sadece “Onu satarız, gelenle bir şeyler yaparız” durumunda iken siz en iyisi goygoya inanmayın. Fener doğru dürüst transfer yapamaz, futbol aklı olmadığı gibi artık harcayacak parası da yok.

        TUDOR BÜYÜK TAKIM HOCASI DEĞİL, YA KOCAMAN?

        Rıdvan Dilmen 2 haftadır Tudor ile ilgili çok doğru tespitler yapıyor. Diyor ki “Tudor büyük takım hocası olacak mantalitede değil.” Aynen katılıyorum.

        Büyük takım hocası öncelikle temkinli olmaz.

        Büyük takım hocası rakibi nasıl durduracağını değil, zaafları üzerine kafa yorar.

        Büyük takım hocası ego yönetir, iletişim bilimine hakim olur, kamuoyunu yönlendirebilir.

        Büyük takım hocası ‘koşma’yı birinci sıraya yazmaz. ‘Kalite’yi ön plana çıkarır.

        Büyük takım hocası ‘koşan kazma’lar yerine klas oyuncularla oynamayı bilendir.

        Ve en önemlisi büyük takım hocası yıldızlarla kompleksli ilişkiler kurmaz.

        Rıdvan Hoca’yla aynı şeyi düşünüyoruz. Tudor iyi bir teknik adam ama büyük takım hocası hasletleri yok. Tıpkı Aykut Kocaman gibi.

        Diğer Yazılar