Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Semih Özsoy istifa etti. Resmen istifa dilekçesini verdi mi bilmiyorum lakin artık yönetimde olmadığını biliyorum. Kulüp dışından, kulağı delik bir dostumdan pazartesi sabahı 02.10'da gelen bir telefonla öğrendim. Aynı gün Vole'de Özsoy'un istifa ettiğini dile getirdim. Kendisine de "hayırlısı olsun" mesajı attım. Cevap vermedi. Lakin Özsoy'un istifa ettiği belli. Öğrendiğim kadarıyla ipler yaklaşık 10 gün kadar önce gerçekleşen yönetim kurulu toplantısında ikilinin birbirlerine girmesi ile kopmuş.

        Ali Koç; seçimi beraber yürüttüğü bu zamana kadar en yakınında duran isim ile artık ayrı yollarda.

        Aslında bu bir fırsat da olabilir. Özsoy'un istifası ile Koç, yeni bir yönetim kurulu oluşturmak adına seçim kararı alabilir. Hep söylediğim gibi çoğunluğu overrated isimlerden oluşan yönetimini değiştirir. Hayatla, ülkeyle, futbolla ve Fenerbahçe ile uzak yakın ilgisi olmayan isimlerden arındırılmış bu işi bilen, tecrübeli isimler kadroya alınabilir. Eğer bu olacaksa Özsoy'un ayrılığı olumlu bir sürece vesile olmuş olur. Yok Ali Koç, "Ölen ölür kalan sağlar bizimdir" diyecekse kendisi artık kalabalıklar içerisinde yalnız kalmış biri olacaktır. Ali Koç; Özsoy'un da kaybıyla yönetimde Fenerbahçe tecrübesi olan, sporla alakalı son ismi de kaybetmiş oldu.

        Fenerbahçe futbol takımının yapısı şöyle artık:

        Kemal Danabaş - Selahattin Baki - Emre Belözoğlu - Volkan Demirel ve diğerleri...

        Bu ortamda Emre ve Volkan at oynatır.

        Selahattin Baki her ne kadar yönetici olsa da son tahlilde profesyoneldir. Bir denge unsuru olmanın ötesine geçemez. Misal prim konuşamaz. Futbolcunun sorununu çözemez. Mutlu anlarda yanlarında olur. Ha keza Kemal Bey.. Ne kadar sorumluluk alabilir soru işareti. Gerektiğinde başkana yansıtmadan iş çözebilir mi?

        Belli ki ağırlık Emre ve Volkan'da olacak.

        Transferlere de gelecek-gideceklere de Emre-Volkan ağırlıklı karar verir. Fikri istişareden ziyade "Evet başkanım"; "Doğrudur kaptanım" zihniyeti olur. Ali Koç'un cidden ihtiyaç duyduğu bu yapıysa kendisi için üzgünüm. Kendisine "hayır" diyebilen, "bu yanlış" diyebilenlere ihtiyacı olmalı. Sadece Özsoy da yetmez bir kaç tane bu tip hatta Özsoy'dan da tecrübeli yönetici olmalı.

        Dediğim gibi Ali Başkan bu ayrılığı yönetimini yenileme fırsatı görüp yönetimini büyük oranda değiştirecekse ne ala. Ali Bey, gerçeklerden kopuk bir kısım isim ile yönetime devam edecekse; futbol şubesini yukarıda izah ettiğim sisteme teslim edecekse Özsoy'un ayrılığı Ali Koç'un en yanlış kararlarından biri olarak tarihe geçecek. Bu zamana kadar başkanda gördüğüm en temel problem karar alamaması. Bir de sosyal medyanın pek de gerçek olmayan; asla gerçek verileri yansıtmayan kuru gürültüsünden bu kadar etkilenmesi.. Finans gücü ve bir takım dış güçlere karşı kararlı duruşu için tebrik ettim, ediyorum, edeceğim. Ama kararsızlığı ve kalabalıklar içindeki yalnızlığı tercih etmesi başarılı olmasını engelliyor.

        Ali Koç ile yönetim kurulunda tartışmak Özsoy dışında kimsenin yapamayacağı bir şey. Ali Bey şimdi düşünsün hangi profilden kendine daha fazla fayda gelir. Her dediğine evet diyen 'hahaha hihihi'ci ekipten mi yoksa aile içerisinde "burada yanlışız" diyenden mi?

        Diğer Yazılar