Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        ÖZELLIKLE ulusal güvenliği ilgilendiren konularda elimizde fazla bilgiler olmadan sıcağı sıcağına abartılı genellemelerle yüklü yorumlar yapmak, bazen komik, bazen de tehlikeli olabilecek sonuçlar doğuruyor.

        Süleyman Şah Türbesi’ne yapılan operasyon duyulur duyulmaz neredeyse bütün gazeteciler fikirlerini söylemeye başladılar.

        Bu tür olayları net ve objektif değerlendirmek için yeterli bilgi hiçbir zaman olamaz.

        Çünkü ulusal güvenliği ilgilendiren konular, tanım gereği ülkeler arası ve gizli olan meselelerdir.

        Gizli ve derin çıkarlar, devletler arası yapılan hesaplar, devlet aygıtlarının, özellikle istihbaratçıların çarpıtmaları ve resmi yalanlar devreye girer.

        Ve siz bunların hepsini bilmeden, belki de hiç bilecek durumda olmamanıza rağmen hemen “Bu operasyon şah mıdır yoksa mat mı?” gibi tartışmalar başlatırsanız belki okuyucunuzdan destek alırsınız, ama emin olun ulusal çıkarlara hiçbir katkıda bulunmazsınız.

        Bizde ise operasyon neredeyse henüz yeni başlamışken ortalıkta suçlamalar uçuşmaya başladı.

        Herkes yine öfke kustu.

        Her tarafa “Biraz sakin olun, hemen değerlendirme yapmayalım, biraz gelişmeleri bekleyelim” çağrısı yapıyorum.

        Dün tamamen farklı nedenlerle Washington’daydım.

        Yukarıda aktardıklarımı yazmaya, bu şehirde geçirdiğim saatlerden sonra karar verdim.

        Sadece şimdilik bunu bilin; son operasyonun temelinde bizlerin bilmediği son derece gizli bağlantılar, gizli devlet işleri de var.

        Bugünlerde Washington’da kongreye Ermeni soykırımı yasası taslağı sunuluyor.

        Bence son operasyonu, bu taslağın iki devlet arasında yarattığı görüşme trafiği hakkında tam ve net bilgi sahibi olmadan anlamak kesinlikle mümkün değil.

        Soykırım denilmeye çalışılan olayların 100. yıldönümü olduğundan, Türkiye bu defa hemen her yıl aynı günlerde sunulan bu soykırımı taslağına karşı çok duyarlı.

        Ve bu arada Amerikalılar, IŞİD’e karşı mücadele edecek muhalif güçlerin eğitilmesi ve askeri teçhizatla desteklenmesi işine çok önem veriyorlar.

        Amerika bu işte Türkiye’nin önde yer almasını isterken, bizimkiler IŞİD’in yanı sıra Esad’a karşı mücadeleye de öncelik verilmesinde, muhalif güçlere verilen silahların bu amaca yönelik de kullanılmasında ısrarlı.

        Türkiye ile Amerika arasında kapalı kapılar ardındaki trafik bu konuda hiç bitmedi.

        Türkiye, Ermeni tasarısına Beyaz Saray’ın destek vermemesini istiyor.

        Beyaz Saray da Türkiye’den muhalif güçlere yapılacak yardım konusunda bir esneklik bekliyor.

        Şimdi bu gelişmelerin içeriğini bilebilecek bir insan, “Acaba Türkiye, Esad’a karşı eğitim ve silahlanma ısrarını biraz yumuşatma karşılığında Beyaz Saray’dan Ermeni tasarısı hakkında yardım sözünü alabilmiş midir?” diye düşünebilir.

        Daha dün bu konulara konsantre olmak için AK Parti’den 2 üst düzey yetkili Washington’daydılar.

        Ve eğer Türkiye, o silahların ve eğitimin sadece IŞİD’e yönelik kullanılması sonucunda türbedeki az sayıda askerimize karşı bir saldırı olması ihtimaline karşı son operasyonu yapmış olabilir mi?

        Sadece soralım ve sakin sakin düşünelim diyorum.

        Diğer Yazılar