Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Seçmenin büyük çoğunluğu bir koalisyonu talep etmişken... Ülkenin çıkarlarının bu yönde olduğu açıkça belliyken... Bir AKPCHP koalisyonu kurulursa şu anda kaostaymış görünümü veren ülkenin kısa sürede normalleşmeye başlayacağının işaretleri gelirken... Bir koalisyonun hemen oluşması için gereken her önşart hazırken...

        Bütün bunlara rağmen yıllardır millet iradesini ağzından düşürmeyen, ülke çıkarlarını ve ulusun esenliğini en son analizde düşüneceklerini bildiğim AKP hâlâ daha bizleri çocuklarımızı nasıl bir geleceğe taşıyacağı belli olmayan bir maceracı yolda yürümek için bir fantastik hayal uğruna bu koalisyonu gerçekleştirmek için elinden geleni yapmazsa... Bilsinler ki ilerde AKP’nin adı tarihe, ne yazık ki “ülkeyi sonu belirsiz karanlık bir maceraya atan parti” olarak yazılacak.

        “Ne yazık ki” diyorum, çünkü bir parti olarak AKP Türk demokrasisinin ağırlıklı bir yapıya kavuşması için mutlaka var olması ve bugüne kadar yaptığı bazı güzel adımların da mutlaka korunması gereken bir parti.

        Geçtiğimiz bir ay içinde birçok işadamıyla konuştum, bazıları büyüklerdendi, hepsi de bir koalisyon olduğu takdirde ülkeye yabancı sermaye akacağını ve birçok şirketin iç siyasi gelişmeleri beklemekte olduğunu söyledi.

        AKP’liler bir koalisyonu mutlaka gerçekleştirmek için başka hiçbir neden düşünemeseler dahi, sadece 26 Temmuz Pazar tarihli Habertürk Gazetesi’nin ekonomi sayfasını okusalar yeterdi.

        Gazetenin o günkü sekizinci sayfasında, Türkiye’nin geleceğinin nasıl daha iyi olabileceğini gösteren iki haber vardı.

        Birinde ABD Enerji Enformasyon İdaresi’nin raporu vardı. Bu raporda, Türkiye’nin artık bir enerji “hub”ı yani üssü olduğu ve global enerji güvenliğini sağlayacak temel hub ülkenin artık Türkiye olacağı söyleniyordu.

        Amerika’da çalışmalarımı sürdürürken ülkenin bir “enerji hub”ı olması için Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın perde arkasında nasıl da çalıştığını ve bölgedeki tüm ülkelerle bu amaç doğrultusunda nasıl da bağlantılar kurduğunu gözlemledim. Amerikalılar da bunu dikkatle izliyorlardı. Bu çabaların sonucu alınmak üzere ve fakat ülkeye büyük güç ve imkân verecek bu gelişme bugünkü kaotik ortam sürdürülürse katiyen gerçekleşmez ve bizler kendi kendimize büyük zarar vermiş oluruz. Bunun gerçekleşmesi siyasi istikrara bağlı.

        Aynı sayfadaki diğer haberin başlığı da, “21 markanın hedefi İstanbul” diye atılmış. İstanbul’da mağaza açmayı planlayan küresel markaların sayısı 21’e yükselmiş, böylece İstanbul ilk kez bu yıl, ilk 15 kent arasında yer almış.

        Şimdi düşünelim; bugünkü hepimizi rahatsız eden şu ortam sürdürülürse, bırakın yeni markaların gelmesini şimdi burada bulunan markaların gitmesini önlemek mümkün mü?

        Bu nedenle yapmayın beyler lütfen mantıklı olun. Gün, sonu belli olmayan maceralara atılma değil rasyonel, soğukkanlı kararlarla ülke sevgisiyle hareket edip bir AKP-CHP koalisyonunu bir an önce kurmak ve ülkeyi beklediği koalisyon hükümetine kavuşturmak günüdür.

        Diğer Yazılar