Tasarım ve gazetecilik
New School for Social Research, bir zamanlar öğrencisi olmaktan ve master diplomamın üzerinde adının bulunmasından onur duyduğum okulumdur.
Kuruluş kökenindeki ve eğitim felsefesindeki Marksist temel nedeniyle eskiden bir işadamı bana, “Oradan mezun olanlar her üniversitede başarılı profesör olurlar, ama hiçbir işadamı onlara pek iş vermek istemez” demişti.
Bu söz, okulumu daha da sevmeme, ona daha da saygı duymama yol açmıştı.
Önceki gün bir profesör arkadaştan mektup aldım. Böyle bir şey beklemediğimden şaşırdım.
Arkadaşım New School’un bir gazetecilik okulu deneyi başlattığını ve gazetecilik ile tasarımın kesiştiği alanda “Yeni gazetecilik nedir, nasıl yapılmalı?” gibi konular üzerine yoğunlaştığını anlattı.
Hâlâ New York’ta olduğumu sanarak, “Bir gün Manhattan’a yolun düşerse uğra da konuşalım” dedi. Tabii bu teklifi kaçırmam ilk fırsatta sadece bunun için bile olsa gideceğim.
Bu önemli; çünkü bizler dijital bir dönüşüm içindeyiz ve amacımız okuyucuyu ön plana çıkarmak, ona yeni okuma, öğrenme özgürlükleri tanırken aynı zamanda mutlu olmasını da sağlamak.
Bu mutluluğu verecek ve okuyup öğrenme kolaylığını sağlayacak da gayet tabii ki tasarım olacak.
“Aplikasyonları nasıl tasarlayacağız, internet sitemiz nasıl görünecek, mobil aletlerde kim, neyi, nasıl görecek?” tüm bunlar biz gazetecilerin doğal ve zorunlu çalışma alanı artık.
Ayrıca New School’un tasarım ile gazeteciliğin kesiştiği alanı en iyi öğretecek okul olduğunu da biliyorum.
Çünkü New School, dünyanın önde gelen tasarım okulu olan Parsons’u da bünyesinde barındırır.
Bu konudaki teorileri uygulama sorunlarını da en iyi bilen hocalara sahiptir.
İçinde olduğumuz dönüşüm sürecinde her yayın, her bilgisayar, telefon ekranı ve TV ekranı görüntüsü tekrar ele alınıp yeni tasarımdan geçecek ve 21’inci yüzyıl beyinlerinin arzuladığı, kendisini rahat ettiği bir şekil alacak.
Global düzeyde dijital dönüşümler başladığında ben ilk başlarda, “Bu yüzyıl gazetecilik açısından çok ilginç ve heyecan verici olacak” demiştim.
Nitekim görüyorum ki haklı da çıkmaya başladım.
Bizim meslek hiçbir zaman bu kadar yeni deneye, orijinal fikre, yeni uygulama ve anlatım biçimlerine açık olmadı.
İşte bu süreçte yaratıcılığımızı gösterme yolumuz sonuna kadar açık.
