Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Ben kendini fazlasıyla ciddiye alan insanların ve toplumların sonunun pek hayırlı olamayacağını düşünürüm. Bu nedenle şu anda Türkiye’nin durumunu kaygıyla izliyorum.

        Toplumun çeşitli kesimlerinden gelen hayatın biraz hafife alınması, keyfe yer verilmesi, neşelenme taleplerine rağmen ülkenin güçlüleri ve medya yapıları, ciddi olmaya çalışıp ve siyasete gereğinden fazla önem verip bu talepleri görmezlikten geliyorlar.

        Bizde Akdenizli geni vardır ve bu kadar zorlama ciddiyeti fazla kaldıramayız bu da bilinsin.

        Kendisini fazla ciddiye alanların sonunun nasıl da pek iyi olmayacağı yolundaki dersi son “Batman v Superman: Adaletin Şafağı” filminden alabiliriz sanırım. Bu filmin Türkiye’nin ciddilerine vereceği önemli bir ders var.

        Yönetmen Zack Snyder aslında tekniği iyi olan ve yetenekli bir yönetmendi. Çektiği filmlerde eğlenmesini bildiği zaman çok da güzel olabiliyordu. Ama ne yazık ki son filminde hem konuyu hem de kendini fazla ciddiye aldı.

        Ve o ciddiyet takıntısı nedeniyle filmde Batman ve Superman gibi kahramanlar olmasına ve çizgi roman dünyasının tüm kültürü de arkasında durmasına rağmen ortaya gereğinden fazla uzun, çok karanlık ve eğlenmesini hiç bilmeyen bir film çıktı. Şimdi çizgi roman âlemi bu fiyaskoyu tartışıyor.

        Eğer Zack Snyder filmi çekerken biraz eğlenmesini bilseydi, kendini daha az ciddiye alsaydı eminim sonuç çok daha başarılı olurdu.

        Türkiye bu olaydan kendisine dersler çıkarmalı. En kötü koşullarda bile eğlenmeyi, gülmeyi başarabilecek bir toplumumuz var, ama ülkenin güçlüleri, siyasileri ve gazetecileri gülmeyen yüzleri ciddiyet sanarak ciddi kalmayı sürdürüyorlar.

        Ülkenin gelecekteki olası başarısızlığına ve kaçırılacak fırsatlara imza atıyorlar.

        MİT’IN PROJESİ: SÜRÜCÜSÜZ TAKSİ

        Hemen korkmayın, burada adı geçen sizin aklınıza ilk gelebilecek MİT değil, bu Massachusetts Institute of Technology, yani Amerika’nın “Ivy League” olarak bilinen en iyi üniversitelerinin başlarında gelen bir kurum.

        Onlar bir süre önce sürücüsüz otomobil üzerine bir proje başlatmışlardı. Proje sürerken NuTonomy adlı bir şirket de oluşturdular. Bu NuTonomy, sürücüsüz araçlar konusunda Google, Tesla ve Uber ile rekabet içinde.

        Şimdi bu şirket Singapur’da çok önemli bir girişim başlatıyor. “Sürücüsüz taksi” projesine giriyor. İlk önce yüz civarında araçla başlayacaklar ve kısa sürede binlere varan sürücüsüz taksi Singapur sokaklarında hizmet verecek.

        Bu pilot uygulamadan sonra hizmetin dünyanın diğer büyük şehirlerine de gitmesi bekleniliyor. Bakalım İstanbul’a da gelecekler mi ileride?

        Düşünsenize, sizin kişisel asistanınız olarak çalışan Amazon’un “echo” aletlerinden biri olursa evinizde, “Bana bir taksi çağır” dediğinizde o hemen bunu otomatik yapacak ve evinizin önüne sürücüsüz bir araba gelecek. Bilimkurgu gibi bir yaşam bu, ama şu anda oluyor bile.

        BELKİ İNANMAYACAKSINIZ AMA YENİ STAR WARS FİLMİ GELİYOR

        Haberi görünce ben de inanamadım ama “Rogue One: A Star Wars Story” adlı film bu yıl aralık ayında gösterime girecekmiş. Bu tür filmleri tanımlamak için “heist film” diye bir kavram kullanıyorlar. “Çalıntı” desem olayı tam anlatmıyor. “Çakma” desem yetersiz kalıyor. “Orijinalinden esinlenilerek yapılmış” demek daha doğru olacak. Yeni filmde Star Wars karakterleri var. Walt Disney filmin arkasında, yapımcısı da Lucas Film, ama olay orijinal dizide anlatılmakta olan hikâyenin dışında gelişen uzunca bir dipnot gibi anlatılıyor. Yine de hayranlarını fazlasıyla memnun edeceğine eminim.

        JET-LAG’E KESİN TEDAVİ

        Hayatımın önemli bölümü havada ya da havalimanlarında geçtiğinden jet-lag özellikle benim mücadele etmem gereken bir sorun.

        Bu yüzden bunu çözdüğünü iddia eden her teoriyi okur ve öğrenmeye çalışırım. Sonunda “Bu meseleyi çözse çözse onlar çözer” diye NASA’nın jet-lag’e çözüm önerilerini öğrendim.

        Batıdan doğuya ve tersi uçuşlar için iki ayrı önerisi var NASA uzmanlarının.

        Batıdan doğuya uçuşlar için...

        - Uçakta koltuğunuzun önündeki TV cihazını katiyen açmayın, ışığını daima kapalı tutun.

        - Uçak piste iner inmez güneş gözlüğünüzü takın.

        - Gözlüğünüzü 4 saat boyunca hava nasıl olursa olsun çıkarmayın.

        - Ertesi gün de hava kapalı olsa dahi yine güneş gözlüklerinizi takın.

        Doğudan batıya uçuşlarda...

        - İner inmez yarım saat güneş ışığında kalın.

        - Ertesi gün sabah ve akşamüstü güneş batarken yine güneş ışığı almaya dikkat edin. Eğer hava kapalıysa suni güneşlenme (tanning) sağlayan sistemlerle bunu yapabilirsiniz.

        Eğer bunları uygularsanız hiç jet-lag olmayacaksınız, olsanız dahi çok hafif geçecek.

        Diğer Yazılar