Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Bugünlerde ülkemizin üzerinde bir hayalet dolaşıyor.

        Bu kötü bir hayalet. Yaşadığımız birçok olayın arkasında bu hayalet var.

        Bu hayalet, bölgemizdeki diğer ülkelerde başarıyla yaptığı operasyonu bizde de yapmaya kararlı.

        Hayaletin tarihsel kökenleri onu buna mecbur kılıyor.

        Hayalet, doğumundan itibaren bizim de içinde bulunduğumuz bölgedeki ülkeleri bölmek, oralarda savaşlar ve karışıklıklar çıkarmak için programlandı.

        Hayalet, diğer görevlerini büyük ölçüde tamamladı, şimdi de bizim üzerimizde çalışıyor.

        Bu hayaletin adı Sykes-Picot Anlaşması’dır.

        HAYALETİN DOĞUMU

        Osmanlı İmparatorluğu çökerken ve Birinci Dünya Savaşı sona ererken, Batı’nın egemen güçleri, imparatorluğun bıraktığı boşlukta Ortadoğu’da düzenin nasıl kurulacağı ve güç paylaşımının nasıl yapılması gerektiği üzerinde çalışmaya başladılar.

        Bu yeni düzeni kurarken kafalarında bölgenin ileride huzurlu ve istikrarlı olması gibi bir amaç bulunmuyordu.

        Kafalarında yer alan en önemli kriter, gayet tabii ki Batı’nın güç merkezlerinin uzun vadeli çıkarlarıydı.

        Özellikle Ortadoğu’da öylesine bir düzen oluşturulmalıydı ki bu düzen ileride kendi içinde karışıklık, iç savaşlar yaşasın.

        Tüm bunların yaşanması gerekiyordu; çünkü ancak bunlar olduğu takdirde Batı’nın egemen merkezleri bölgeyi daima kontrol altında tutabileceklerdi.

        HARİTA MASASI

        Yeni ülke haritaları üzerine çalışanların adıyla bilinen Sykes-Picot Anlaşması işte bu amaçla oluşturuldu.

        Osmanlı’nın bıraktığı otorite boşluğunda o zamanlar bugünkü ülkeler yoktu.

        Oralarda bu ülkelerin olması için bir neden de yoktu.

        Bu ülkeler kâğıt üzerinde gerektiğinde Batı’nın çıkarları için kullanılmak üzere oluşturuldular.

        Türkiye’nin bugünkü Güneydoğu sınırları ve PKK problemleri de o dönemde kâğıt üzerinde hazırlandı.

        Sykes-Picot Anlaşması’nın oluşturucuları, bölgeyi yeniden düzenlemek için masaya oturduklarında önlerinde sadece boş harita kâğıtları ve kafalarında kendi çıkarlarına hizmet edecek yeni ülkeler vardı.

        Sonra bu güç merkezlerinin adamları ellerinde cetvel, masanın başında toplandılar ve şimdiki Ortadoğu haritasındaki ülkelerin sınırlarını çizmeye başladılar. Sınırlar belirlendi, ülkeler kâğıt üzerinde oluşturuldu ve sıra bu yeni ülkelerin hayata geçirilmesi işine geldi.

        VE HAYALET UÇMAYA BAŞLADI

        Ve böylece Ortadoğu’nun üzerinde Sykes-Picot’un hayaleti uçmaya başladı.

        O gün başlayan uçuş bugün hâlâ sürüyor.

        Irak’ta ve Suriye’de bugünlerde yaşanan iç savaşlar ve karışıklıklar, IŞİD diye bilinen örgütler filan hepsi işte o harita oluşturulması günlerinin sonuçlarıdır.

        TÜRKİYE

        Sykes-Picot’la görev çok iyi yerine getirilmiş ve bölgede Batı’nın çıkarlarına uygun bir düzen (veya kronik düzensizlik) yerleştirilmişti.

        Bir tek Türkiye ve genç Cumhuriyet’imiz, Atatürk’ün dehası ve halkı mobilize etme gücü sayesinde bu senaryonun dışında kalmayı başarabildi.

        Bu yüzden Batı’nın kalbi, daha harita oluşturulduğu yıllardan itibaren bir Türkiye kiniyle doludur.

        Kendi düzensizlik kriterlerine uymadık ve planlarını bozduk diye bize hep kızgınlardı ve bir gün bunun öcünü almak için bekliyorlardı.

        15 TEMMUZ’UN GLOBAL ÖNEMİ

        Bütün bu tarihi arka planları bilmeden ve Sykes-Picot Anlaşması’nın nedenlerini kavramadan bugün Türkiye’de olanları tam manasıyla anlayabilmek imkânsızdır.

        15 Temmuz darbe girişiminin amacı, Türkiye’de düzensizlik ve hatta iç savaş çıkarmaktı.

        Sykes-Picot hayaleti yıllardır Türkiye’de başaramadığını o gün bir intihar dalışı ile başarmaya çalıştı.

        Ama bizim köklerimiz sağlam olduğundan ve bu kökler Sykes-Picot’un gerçek gizli hedeflerini anlamış tek lider olan Atatürk tarafından oluşturulduğundan ülkemiz bu hayaletin intihar dalışını savuşturdu.

        Recep Tayyip Erdoğan, o gün aslında Atatürk’ün kurmuş olduğu bu güçlü temellere ayağını sağlam basarak hayaleti yenmeyi başardı.

        AMA HAYALET UÇMAYI SÜRDÜRÜYOR

        O günkü intihar dalışı başarısızlıkla sonuçlanmış olabilir, ama hayalet bir başarısızlık oldu diye uçuşunu sona erdirmedi.

        Adı üstünde bu bir hayalet ve bölgemizdeki uçuşunu sürdürüyor, gözü de ülkemizin üzerinde.

        Bir fırsatını bulursa tekrar bir dalış yapmaya kararlı.

        Bu hayalete aradığı fırsatı vermemek için bizler “demokratik, modern, seküler ve Müslüman” ülkemizi sağlam Cumhuriyet temelleri üzerine kurmalı ve ülkemizde kardeşlik, barış ve huzuru yaratmalıyız.

        Bunu yaptığımız takdirde hayalet de son intihar dalışını yapacak, ama bu gerçekten kendi intiharının dalışı olacak.

        Son misyonunda başarısız olduğu için Sykes-Picot hayaletinin uzun uçuşu Türkiye sayesinde sona erecek.

        Diğer Yazılar