Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Türkiye’ye karşı resmen deklare edilmemiş savaş açanların gözle görünen savaş taktikleri, ellerinde maşa olan terör örgütlerini kullanmak. Bu, işin görünen yanı. Bir de görünmeyen yanı var ki bence o bize uzun dönemde çok daha acı ve zarar verebilir.

        Evet, teröre hep birlikte karşı duracağız, mücadele edeceğiz, bunlar tamam da hemen bugün yapılması gereken başka hayati işlerimiz de var. Türkiye’ye resmen deklare edilmemiş bir savaşı açanlar, bugünlerde beyinlerimizi teslim alma stratejisi de güdüyorlar.

        Üzerinde konuşmamız, diyaloglar açmamız ve uzlaşmamız gereken acil konular varken bizi sadece terör üzerine konuşturarak beyinlerimizi teslim almaya uğraşıyorlar.

        BAŞARMAMIZ İÇİN

        Bunu sakın eleştiri olarak söylediğimi sanmayın, akşamları açın bütün kanalları ya 15 Temmuz darbe girişimi ya da terör örgütleri konuşuluyor. Bu kaçınılmaz, çünkü bu talep ediliyor, insanlar günlük yaşamlarında sadece bu konuyu düşünüp konuşuyor.

        Dediğim gibi bu belki kaçınılmazdır ama bu durumun bizleri uzun vadede yenilgiye itebileceğini de düşünmemiz ve beyinlerimizi onlara teslim etmememiz gerekiyor.

        Bakın aralarındaki doğal görüş farklılıklarını bir kenara koyan tüm siyasi partilerimiz ve Cumhurbaşkanı’mız ne diyor: “Türkiye bu savaşı ancak birlik ve beraberlik içinde atlatabilir.” Eskinin kavgaları bir kenara bırakılıp asgari müştereklerde, makul olanda uzlaşma isteği tüm partilerde ve devletin zirvesinde bulunuyor. Bu şu anda var ve halkın verdiği büyük destek de gösteriyor ki Türk insanı uzun zamandır bu ortamı istiyormuş.

        Yaşamakta olduğumuz tüm belalara, acılara rağmen eğer içimizde yine de bir umut, güzel bir gelecek beklentisi varsa bunun nedeni, bugün oluşan uzlaşı ve diyalog ortamı ile asgari müştereklerde buluşmanın sürdürüleceği vaatleridir.

        ORTAM KALICI OLMALI

        Eğer bu ortam geçici olursa, biraz normalleşmeye başladığımızda tekrar eskiye dönersek, yani asgari müştereklerimizi kaybedip makul olanı kaçırırsak Türkiye’nin bu hayal kırıklığının altından kalkabileceğini ve gelecek korkusu duygusunu atlatabileceğini hiç sanmıyorum.

        Eğer böyle bir durum gerçekleşirse, başarısızlığa uğrayan 15 Temmuz girişimi ve çeşitli terör örgütlerinin planları maalesef başarılı olacak ve Türkiye kaybedecek. Bugünlerde başka konularda düşünmemize engel olanlar, bizi uzun vadede yenmek için çalışıyorlar.

        Peki o zaman ülkemiz için neler yapmalıyız? Öncelikle bugün oluşan diyalog ve uzlaşının, asgari müştereklerde buluşma ve makulü arama kültürünün konjonktürel olmaktan çıkarılması ve kalıcı olması gerekmektedir. Öyle görünüyor ki hepimizin mutlu olabileceği bir ülkeye kavuşabilmemiz için bugünkü havanın iyi niyetli yaklaşımlara bırakılmayıp kurumsallaştırılması için çalışmalıyız.

        ANAYASA

        Bunun başarılabilmesi sadece Anayasa’yla mümkündür. Bir tek anayasalar topluma üzerinde anlaşabilecekleri asgari müşterekleri ve makul olanları sunabilir, onları kurumsallaştırabilir.

        Beyinlerimiz teröre kilitlenmiş olduğundan bizler bugün çok önemli ve belki de Cumhuriyet tarihinin en önemli Anayasa çalışmasının yapılmakta olduğunu unutmuş gibiyiz.

        Evet, Türkiye’de çok sayıda Anayasa yapılmıştır, ama bu defaki gerçekten çok önemli. Çünkü ülkemiz bir dönüm noktasında. Deklare edilmemiş bir savaşla karşı karşıya olmamıza rağmen bunu aşmak için asgari müştereklerimizin ne olması gerektiği konusunda bir uzlaşma gerçekleşiyor gibi.

        Yani bu Anayasa daha güzel, huzurlu ve mutlu bir ülkede hep birlikte hayatı paylaşarak yaşamamız için gerekli ortamı sağlayacak bir anayasa olmak zorunda. İşte bu nedenle bence Türkiye Cumhuriyeti tarihinde bugün üzerinde çalışılmakta olan Anayasa’dan daha önemli bir Anayasa yapılmadı.

        HEYECANLA BEKLİYORUM

        Beyinlerimiz teröre kilitlenmiş olduğundan üzerinde fazla tartışmadık, ama AK Parti, CHP ve MHP temsilcileri yeni Anayasa için 5 gün süren bir çalışmayı tamamladılar. Komisyon üyeleri AK Parti Genel Sekreteri Abdülhamit Gül, CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan ve MHP Afyonkarahisar Milletvekili Mehmet Parsak, çalışmalarını tamamladıktan sonra yeni Anayasa için bayram öncesinde bir müjde verebileceklerini açıkladılar.

        Eğer göründüğü gibi üç parti asgari müştereklerde ve makul olanda anlaşmışlarsa ve bunun hepimiz için bir bayram müjdesi olabileceğini söylüyorlarsa bunun bana olduğu gibi size de heyecan vermesi gerekiyor.

        Keşke hepimiz şu an bu müjdelerin nelerden ibaret olduğunu bilsek ve üzerinde biraz konuşabilseydik; çünkü Anayasa hazırlık süreçlerinde toplumdaki bu tür diyalogların önemi büyük ve hayatidir.

        Ama her şey rağmen ben bu bayram müjdesini heyecanla bekliyorum. Bunun açıklandığı gün gelecek için makul ve güzel bir ortamı kurumsallaştırmaya başlamış olacağız demektir.

        KEŞKE HDP DE OLABİLSEYDİ

        Dediğim gibi Anayasa konusunda bayram müjdesi için üç parti uzlaşmış görünüyor. Keşke HDP de bu sürece dahil edilebilmiş olabilseydi.

        Şuna emin olun, HDP’ye duyulan kırgınlıkları, kızgınlıkları tamamen anlıyorum, ama bugün Türkiye’de HDP’yi dışlayan süreçlerde hem tamamen olumlu sonuç alınabilmesi zor hem de bence buna gerek yok. Gaziantep olayı sonrasında parti başkanlarının yaptıkları açıklamalara bakmanız bile HDP’nin bu gibi süreçlere aktif olarak dahil edilmesi için bir adım oluşturabilir.

        Diğer Yazılar