Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Konuştuğum herkes, yeni ABD Başkanı’nın Türkiye açısından ne anlam ifade edeceğini soruyor. Baştan şunu söyleyeyim: “Türkiye için Trump’ın başkanlığı, Hillary’nin başkanlığı kadar mümkün değil kötü olamaz.”

        Trump dış politika oluşturmaya geçmişten gelen hiçbir yükü olmadan girişecek. Oysa Hillary’nin bölgemizde özellikle ABD müttefiki olarak Kürtlere büyük yakınlığı vardı.

        Obama döneminde devlet birimlerinde oluşmaya başlayan Türkiye karşıtlığı ve Erdoğan düşmanlığı, onu da etkilemişti ve politika oluşturmaya bu önyargılarla başlayacaktı.

        Trump’ın sırtında bu geçmişten, yerleşik düzenden gelen yükler yok ve onun Türkiye ilişkilerinde daha açık kafalı olabilmesi imkânı var. ABD’nin Trump başkanlığında özellikle bölgemizde müdahaleciliği azalacak, bu da bizlere koz verebilir.

        Trump ile Putin arasında arkadaşça işbirliği imkânı var. Erdoğan da Putin’le son zamanlarda iyileşen bağlantılarını bu yoldan Trump’a daha rahat anlatmak için kullanabilir.

        Hillary başkan olsaydı bu imkân hiç olmayacaktı. Dahası Hillary’nin etrafı FETÖ’ye yakın isimlerle çevrili olduğundan ABD’nin Türkiye’ye yönelik politikaları daha bir saldırgan hal alabilecekti.

        Seçim gecesi Hillary’nin yerine konuşma yapan koordinatör John Podesta ve kardeşi Tony Podesta’nın kurduğu lobi şirketi, ABD’de de FETÖ’nün çıkarlarını koruyor. Yani yeni başkan Hillary olsaydı yapılacak Türkiye stratejik değerlendirmesinde FETÖ etkileri de olabilecekti. Oysa Trump’ın şimdi yaptıracağı Türkiye stratejik değerlendirmesine önyargıyla başlanılmayacak.

        Ayrıca birçok uzman, ABD Merkez Bankası’nın Trump başkanlığında faiz artırmaya çok fazla girişemeyeceğini düşünüyor. Ve Trump’ın korumacı politikalarının dolar kurunu da düşüreceği söyleniyor. Bunlar da Türkiye lehine olacak gelişmeler tabii ki.

        TRUMP, ERDOĞAN GİBİ DEVRİMCİ

        1.5 ay önce adı toplumda çok iyi bilinen işadamı arkadaşlarımla “Trump seçimi kazanır” diyerek iddiaya girdiğimde davranışları, alay etmeleri bana, 2002 yılındaki seçimden 6 ay önce “AK Parti iktidara gelir ve Türkiye için de iyi olur” diye yazdığımda aldığım tepkileri, maruz kaldığım davranışları hatırlattı.

        O gün bana tepki verenler, yerleşik düzenden alıştıklarıyla, kafalarında yarattıkları davranış normlarıyla hareket ediyorlardı. Ben ise AK Parti’nin kurucularının, özellikle geleceğin lideri olacağı ortaya çıkan Erdoğan’ın davranışlarına, halkla nasıl konuştuğuna, alışılmışları, yerleşik duyguları ve düzeni nasıl yıkmaya niyetli olduğuna bakıyordum.

        Bugüne gelince, “Trump başkan olur” derken yine onun davranışlarına, halkın diliyle konuşmasına, sıradan insanın özlemlerini, arzularını Erdoğan gibi çok iyi anlamasına bakıyordum.

        AK Parti’yi yazdığımda telefon edip de “Bildiğin gizli bir şey mi var yoksa hissikablelvuku ile mi yazıyorsun?” diye sorduklarında, “Hissikablelvuku ile yazıyorum”demiştim. Trump için de öyle düşünmüştüm.

        Açıkça söyleyeyim, bende yükselecek yıldızları önceden tespit etme açısından özel bir yetenek var. Sadece bir yazısını okuyup “Bu büyük yazar olacak” (Oray Eğin) dedim ve aynen öyle çıktı.

        Yayın yönetmeniyken sadece bir maçını seyredip “Bu adam büyük bir yıldız, maçı mutlaka ondan görün” (Arda Turan) talimatını verdim.

        Geleceğin başbakanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı daha partisi seçime bile girmemişken halkla konuşurken görüp “İşte lider bu” dedim ve sözümün hep arkasında durdum.

        Trump’ı da gözledikten ve halktan güzel tepki aldığını gördükten sonra da arkadaşlarımla bahse girip kazandım.

        YERLEŞİK DÜZEN YIKICILARI

        Evet, Trump da Erdoğan kadar devrimci ve yerleşik düzen yıkıcı. Düşünsenize, Trump’a kendi partisi bile sahip çıkmadı.

        Karşısındaki Hillary ise şimdiki Başkan Obama’yla, Bill Clinton’la ve Al Gore’la birlikte kampanya yaparken o sadece karısıyla dolaştı.

        Yerleşik düzeni koruyup kollamak duygusuyla hareket eden merkez medya, aynen Erdoğan’a olduğu gibi Trump’a karşı da körleşti, onu anlamaya çalışmadı, böylece sıradan insanların ne istediğini de anlayamadı.

        Erdoğan iktidara gelince, sıradan insanın ne istediğini hiç anlamaya çalışmayan, halkın gönül verdiği hemen her şeye önyargılı yaklaşan yerleşik düzeni temelden değiştirmeye başladı.

        Ben bugün Trump’ta da bu devrimci tavrı görüyorum. O da sıradan insanları dışlayarak halkın üzerine çullanmış olan ağır sistemi değiştirecek ve nasıl Erdoğan yeni bir Türkiye yarattıysa o da yeni bir Amerika yaratacak.

        Diğer Yazılar