Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Bizler tarafından SY diye bilinen Seymour Hersh, şu anda Amerika’nın en meşhur, en saygın çok ödüllü bir gazetecisidir.

        Yıllardır birçok yönetimin ve başkanın korkulu rüyası olmuş, hâlâ da olmaktadır.

        Seymour Hersh, Vietnam Savaşı dönemindeki “My Lai katliamı”nı ortaya çıkarıp yazan gazetecidir.

        O yazıları nedeniyle Pulitzer Ödülü de kazanmıştır.

        Mesleğe polis muhabiri olarak başladı.

        Washington Post’taki Watergate skandalı yazılarını yazan Bob Woodward ve Carl Bernstein gibi o da polis muhabirliğinden gelen deneyimlerini ve kaynak bağlantısını ulusal güvenlik sorunları hakkında gizli bilgi sızdırmada kullandı.

        Hersh’in Amerikan devlet yönetimi içinde CIA, Pentagon, FBI ve özel kuvvetler gibi ulusal güvenlikle ilgili birimlerde çok önemli kaynakları vardır ve neredeyse bir bilgi deposudur.

        Hersh kendisine sızdırılan hiçbir bilgiyi unutmuyor, bu yüzden onun beyni bugün Amerikan güvenlik birimlerinin en korktukları organdır.

        Kısa süre öncesine kadar New Yorker Dergisi’nde ulusal güvenlik konularında çok güzel araştırmacı gazetecilik ürünü yazılar yazıyordu. Ama bana dediğine göre New Yorker’ın Yayın Yönetmeni David Remnick ile anlaşmazlığa düşmüş ve orada yazmayı bırakmış.

        Bundan sonra önemli güncel bir konu olursa London Review of Books’ta yazmayı planlıyormuş.

        O yazmadan duramaz; bu arada “Hatıralarım” diye isimlendirdiği ama bir dönemin politik hesaplaşmalarının yapılacağı bir kitap üzerinde çalışıyor.

        Eski başkanlar hakkında yazamadığı daha birçok pis işin olduğunu söylediğine göre bu yeni kitapta da çok ilginç bölümlerin olacağı kesin.

        Seymour Hersh, Türkiye’yi çok yakından takip ediyor.

        Şimdi Suriye bağlamında Türkiye’yi düşünüyor. Rusya, ABD ve Suriye’nin özellikle Kürtlere yakınlaşmasına dikkat etmemi ve bunu takip etmemi tavsiye etti.

        Konuyu biraz daha açması için hayli zorladıysam da başaramadım.

        Uzun sohbetimizde bana ilginç gelen bir konu da Clinton döneminde CIA ile KGB’nin birlikte başkanın aleyhine bilgilerle ona gelmiş olmalarıydı.

        Görevinin başındaki bir başkan aleyhine bu işbirliği bana çok ilginç geldi doğrusu.

        Seymour Hersh, Rusların casusluk faaliyetleri hakkında da hayli bilgi sahibi ve Trump’ın adamlarının bu konuda çok fazla hata yaptıklarını da söyledi.

        Bir de özel bir anekdot vermeliyim: Yemeğimizin başında “Ben yemeyeceğim” dememe rağmen masadan sürekli otlanmam onun sinirini bozmuş olmalı ki sonunda “İyi ki de yemedin ha” demek zorunda kaldı.

        Benim bu konuşmayı yazacağımı bildiğinden nasıl yazacağım konusunda oldukça titizdi.

        Ayrılırken arkamdan nelerin “off the record” olduğunu bir defa daha hatırlatmak zorunda hissetti kendisini.

        “Beni tanıyorsun, merak etme” dedim.

        Bu yazının tercümesini okuduğunda da umarım kızacak bir konu bulamaz.

        Diğer Yazılar