Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Hembir doktor hem de kadın olarak bu adamı hasta diye kabul ettiğime son derece pişmanım. Bir defa, tedavi olabilmesi mümkün değil. Adam tamamen delirmiş durumda.

        Zaten aile hikâyesi de onun durumunu açıklıyor. Babası deli, dedesi tımarhanede ölmüş, anlattıklarından çıkardığım kadarıyla babaannesi bile pek normal değilmiş.

        Ailesi tamamen normal olsaydı dahi adam hayatta o kadar travma yaşamış, o kadar cinsel ve sosyal badireler atlatmış ki genlerinden hiçbir katkı almasaydı da zaten kendi kendine delirecekti.

        Tamam, bu deliyle uğraşmak benim işim diyelim, peki onun sapıklıklarına ne yapmalıyım acaba?

        360 DERECE ŞAŞI

        Yıllar önce ilk seansımızdan bu yana, “Konuşurken bacaklarıma bakma” diyorum ona. Ama o kendisinin fetişlerinin kurbanı olduğunu, bunun da hastalık sayıldığını, bakmamanın onun için imkânsız olduğunu söylüyor.

        “Michael Douglas nasıl seks bağımlısıysa ben de güzel bacak bağımlısıyım, bunu böyle kabul edin” diyor.

        Bakmayı sürdürürse kendisini bir daha kabul etmeyeceğimi söyleyince zorla da olsa bunu kabul etti. Şimdi bakmaz gibi görünüyor, ama ben ona inanmıyorum.

        Odamdaki pencereden dışarıya bakarken bile aslında bacağıma bakıyor olabilir; çünkü adam öyle bir şaşı ki, görmeden anlayamazsınız. Ben bir doktor olarak hayatımda ilk kez 360 derece şaşı olabilen bir insan gördüm.

        Bu notlarıma esas olan son seansımıza kendisine teşhisimi açıkça söyleyerek başladım. “Serdar Bey, siz tamamen delirmiş durumdasınız” diye net bir şekilde ifade ettim.

        Biraz bana bakmaya çalıştı, ama gözleri buna izin vermedi. Sonra, “Peki bunu kabul edebilirim ama bir ikinci fikir daha almak isteyeceğim, bunu bilin” dedi.

        Ben de ona, “İkinci fikir almak için başka doktora gitmene gerek yok, ikinci fikri ben sana verebilirim” dedim.

        O da “Bekliyorum” deyince, “Delisin ama aynı zamanda çok da çirkinsin” dedim; ikinci fikrim de bu.

        Adamın olağanüstü çirkinliğine ne ben ne de tıp âlemi bir şey yapabilir, ama belki deliliğini hafifletebilirim diye uğraşmayı sürdürüyorum.

        Ona bazı fotoğraflar gösterip aklına ilk geleni hemen söylemesini istedim.

        Gösterdiğim her fotoğrafta konu ne olursa olsun, “Burada Selçuk Tepeli’yi görüyorum çek bunu gözümün önümden diye haykırdı.

        Bir tanesinde, “Selçuk kısık gözleriyle bana bakıyor, hemen fotoğrafı kapa” diye panikledi.

        50 fotoğraf gösterdiysem konuyu mutlaka Selçuk Tepeli’ye bağladı. Bir fotoğrafta sadece futbol topu görünmesine rağmen ona bile, “Cinayetim sonrasında Selçuk Tepeli’nin kanlı kellesi yerde duruyor” dedi ve kahkahayla güldü.

        Selçuk konusunun açılmadığı diğer iki fotoğrafın birinde ise bir alışveriş dükkânının içi görünüyordu. Ona da “Eyvah yapma hocam, şimdi Rana’yı sokma bari işin içine” diye haykırdı. Ben, “Ne Rana’sı, burada sadece bir mağaza var” deyince de “Eğer bir yerde mağaza varsa orada mutlaka Rana da vardır” diye cevap verdi.

        Bu konudaki takıntısını tedavi etmek için, “Karın ve sen her gece seks yapmalısınız” dedim. Ama bu çılgın adam ona da çok sinirlendi ve bana haykırarak, “Yapma be hocam, seks yap diyorsun ama ikimiz de artık evde olmamaya başlarsak aramızdaki sohbet de biter” dedi.

        Ne demek istediğini anlayınca ondan daha da tiksindim. Doktorun hastasından tiksinmesi etik olmayabilir, ama bu kuralı yazanlar Serdar Turgut’u tanımadıklarından böyle demiş olmalılar.

        Adam zaten evlilik dışı sekse takıntılı. Hayatında ilk kez yaptığı seksi tarihi ve saatiyle bile hatırlıyor.

        BÜYÜK BİR ‘I’ HARFİ

        “Aradan bu kadar zaman geçtiği halde bunu nasıl hatırlıyorsun?” diye sorduğumda, “Hiç unutabilir miyim, o seksten sonra bana fiş de vermişlerdi, hâlâ onu hatıra olarak saklarım” dedi.

        Diğer Selçuk Tepeli demediği fotoğrafta ise sadece büyük bir “I” harfi görünüyordu. Buna da “Çek hemen onu gözümün önünden hocam, bana Ertuğrul Özkök’ü hatırlatıyor” diye haykırdı. “Ne alaka?” diye sorduğumda, “Adamcağız öyle çok zayıfladı ki, o artık uzaktan ince bir I harfi gibi görünüyor” diye cevap verdi.

        Tam cinsel takıntıları hakkında konuşacaktık ki saatimiz doldu, bir sonraki seansta geleceğiz bunlara. Sadece “Seks hayatın nasıl?” diye sorunca kendisinin bu koşullarda seks yapmasının mümkün olmadığını, Ebola salgını ilk çıktığında seks yaşamının olumsuz etkilendiğini, bunun daha sonra Suriye iç savaşıyla sürdüğünü, birkaç defa başarıyla başlamış seks macerasının ise Kuzey Kore liderini düşünmeye başlayınca yine başarısızlıkla bittiğini anlattı.

        Seks hayatıyla ilgili daha sonra konuşacağız.

        Diğer Yazılar