Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        SOÇİ’de bugün Rusya himayesinde başlayacak Suriye Ulusal Diyalog Konferansı’na Moskova tarafından 1600 kişiye davet gönderildiğini söylersem herhalde Suriye meselesinde ne kadar karmaşık, ne kadar zorlu bir müzakere aşaması- nın yaşandığı net biçimde görülür. Tek başına zaten zorlu ve karmaşık olan bu süreç bir de buna paralel giden Amerika’nın etkisindeki Cenevre’de 9 defa yapılmış olan ve şimdi de Viyana’da sürdürülen Birleşmiş Milletletler’in Suriye süreciyle daha da komplike hale geliyor.

        GLOBAL GÜÇ MÜCADELESİ

        Global güç rekabetlerinin eksenini Suriye merkezli yapan Amerika kendi etkinliğinin fazla olduğu Viyana/Cenevre sürecinin asıl belirleyici ve daha önemli olduğunu ve Soçi’de Rusya etkisi altındaki sürecin Viyana’nın sadece tamamlayıcısı olduğunu, Rusya ise bunun tam tersini iddia ediyor. Türkiye, Rusya ve İran’ın esas gücü oluşturduğu Astana sürecine gözlemci gönderen ABD’nin bu defa bugün başlayacak Soçi konferansına katılmayacağı söyleniyor.

        Yani anlayacağınız Suriye’nin geleceği hakkında belirleyici sözü kimin söyleyeceği mücadelesi masada bütün şiddetiyle devam ediyor.

        TÜRKİYE’NİN ETKİSİ

        Bu yüzden bugün Soçi’de başlayıp iki gün sürecek konferansın nasıl gideceği ve Türkiye’nin isteklerinin ne kadarının gerçekleşeceği son derece önemli.

        Soçi konferansı aslında daha önce yapılacaktı ama Astana sürecinde Rusya ile sürekli birlikte çalışan Türkiye, Soçi’ye çağrılması düşünülen bazı delegelere veto koymuştu. Bu yüzden Soçi’nin tarihi bugüne kaydırıldı.

        Tahmin edileceği gibi Türkiye’nin en büyük itirazı Kuzey Suriye’yi ve özellikle Fırat’ın doğusundaki bölgeyi temsilen kimlerin toplantıya çağrılacağı üzerineydi.

        YPG’yi ABD kontrolünden çıkarıp kendilerine çekmek için manevralar yapan Ruslar ilk önce YPG temsilcilerini de toplantıya çağırma eğilimindeydiler.

        Türkiye’nin buna itirazı ve “O zaman biz konferanstan çekiliriz” tehdidi üzerine Moskova bu israrından vazgeçip bir ara formül bulmaya çalıştı.

        Sonunda bugün Soçi’de başlayacak toplantıya Fırat’ın doğusu ve kuzey bölgesini temsilen bölgenin etnik dağılımını temsil eden tüm grupların çağrılacağı ama Türkiye’nin veto koyduğu isimlerin bulunmayacağı söylendi. Anlayacağınız bugün konferansta Kürt grupları temsilen delegeler bulunacak ama direkt YPG ve PYD ile bağlantılı isimler olmayacak. Bu yazı yazıldığı anda bile YPG’den bunu yalanlayan açıklamalar gelmeyi sürdürüyordu. Onlar kendilerinin de toplantıda olacaklarını ısrarla söylüyorlar. Bugün kimin doğruyu söylediği belli olacak.

        ABD MANEVRALARI

        Amerika sürekli Astana ve Soçi süreçlerinin etkisini azaltmak ve kendi kontrolündeki Cenevre-Viyana sürecinin asıl belirleyici süreç olduğunu kanıtlamak için uğraşıyor.

        Amerika Cenevre/Viyana sürecinin yavaş ilerlemesinden rahatsız. Bu yüzden daha pratik ve daha hızlı olunması ve Soçi’den öne çıkılması için bir son an hamlesi yaptı. Amerika, Ürdün, İngiltere, Fransa ve Suudi Arabistan’ı da yanına alarak Birleşmiş Milletler özel temsilcisi Staffan de Mistura’ya yavaş giden süreci hızlandırmak için bazı öneriler sundu.

        Öneride hemen şimdi reforme edilmiş bir anayasa ve özgür ve adil bir seçimin yapılmasına odaklanılması istendi.

        Amerika daha önce bu önerinin getirilebilmesi için Esad’ın geleceği üzerine bir anlaşma sağlanması şartının aranmaması gerektiğini söylemişti.

        ABD Esad’ın iktidardan el çektirilmesi resmi görüşünden vazgeçmiş değil ama yol almak için bunun öncelikli kararlaştırılması gerektiğini düşünmüyorlar. Bu hızlanma önerisinin Cenevre’de kabul edilmesi pek mümkün görülmüyor.

        Yani gerek bugün başlayacak Soçi konfrensında ve buna paralel giden Viyana görüşmelerinde Amerika ile Rusya ve tabii ki Türkiye tamamem karşı karşıya gelmiş durumdalar.

        Zaten karmaşık durumda olan görüşmelerin Türkiye’nin Afrin operasyonu ve bunun Fırat’ın doğusuna taşınması ihtimaliyle daha da zorlaştığı ve karmaşıklaştığı belirtiliyor Washington’da.

        İki sürecin de çözmekte zorlandıkları başlıca sorunlar şöyle:

        1- YPG’nin Kuzey Irak’taki konumu ne olacak? Rusya’nın daha önce hazırlamış olduğu Suriye’ye merkezi güçlü bir konfederatif yapı öneren anayasa hazırlığı masada tutulacak mı ve buna Türkiye’nin tavrı Rusya’ya rağmen ne olacak?

        2- Esad’ın Suriye’nin siyasi geleceği içindeki rolü ne olacak? Esad olacak mı? Bütün bunlar iki gün boyunca bugünden itibaren yoğun tartışılacak. Washington Soçi’den alacağı bilgilere göre tavrını, tepkisini belirleyecek. Ben bunları Washington’da takip edeceğim.

        Diğer Yazılar