Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        AMERİKAN yönetimi zorlanarak olsa da bölgemizde Türkiye’yle işbirliğine gitmeden hiçbir somut adım atamayacağı gerçeğini görmeye başladı ve iki ülke arası ilişkilerde yaşanan sorunları daha büyütmeden bir şekilde çözmenin yollarını arıyor.

        Kongre de Türkiye olmadan yürünemeyeceğini görse bile yine de sorunların üzerine gitmek ve bunları büyütmek isteyenlerin güdümünde ısrarını sürdürüp yönetimi zorluyor.

        POMPEO HAYLİ ZORLANDI

        Senato Tahsisat Dış Yardımlar Komitesi’nde şahitliğine başvurulan Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, senatörlerin Türkiye hakkındaki çeşitli sorunlarına cevap verirken Kongre ile yönetim arasında derinde var olan çelişkilerin iyice ortaya çıktığı görüldü.

        F-35’lerin Türkiye’ye satışına yasak getirilmesi için iki ayrı önergenin sahibi olan senatörler Jeanne Shaheen ve Chris Van Hollen’ın sorgulamalarına Pompeo’nun verdiği cevaplar, yönetimin Türkiye hakkında nasıl bir iç çelişki yaşadığını ortaya koyuyordu.

        Mike Pompeo, Türkiye hakkında tereddütlerini ortaya koyan senatörlerin tespitlerine katılsa dahi yönetim sorunların daha da üstüne giderek Türkiye’yi Amerika’dan daha fazla uzaklaştırmak istemiyor.

        Kongre içinde yönetimin bu yaklaşımına katılıp Türkiye’yle nasıl yürüneceğine dair daha makul bir yol saptamak isteyenler olsa da özellikle Evanjelik seçmenin etkisi altındaki üyeler bu orta yolu istemiyorlar ve var olan sorunların daha da üzerine giden sert tavırlar alınmasını istiyorlar.

        Pompeo, komisyondaki tüm konuşmasında uzlaşmacı ve sorunları karşılıklı anlayış içinde konuşarak çözmeye yönelik tavır sergiledi.

        SURİYE’DE SİYASİ ÇÖZÜM

        Yönetim özellikle Putin ile Trump arasında yapılacak zirve sonrasında Suriye’de bir siyasi çözüm çerçevesi çizilmenin zamanının geleceğini düşündüğü için Kürtlerle nasıl yürüneceği modelinin Türkiye’yle uzlaşma yoluyla oluşturulmasına taraftar.

        Komisyondaki senatörler ise Türkiye’yle uzlaşma arayışının “Kürtlerin terk edilmesi” anlamına mı geldiğini sordular. Pompeo, Fırat’ın doğusuna özgü bölgesel etnik dağılımlar göz önüne alınarak Türkiye’yle ortak bazı düzenlemelere gidilmesinin Kürtlerin terk edilmesi anlamına gelmeyeceğini söyledi. Senatörler “Peki ne anlama geliyor?” diye üstelediklerinde Pompeo net bir plan sunamadı ve bir zamanlama da vermek istemedi.

        Görünen o ki, yönetim Kongre’yi de karşısına almadan Türkiye’yle çıkılan ortak yol haritasının bölgedeki yerel ihtiyaçlara en iyi cevabı vereceğini düşünüyor, ama bu son derece hassas dengeler içeren politikanın uygulanmasında nasıl yürüneceği ve özellikle Kongre’yle nasıl uzlaşılacağı konusunda henüz net bir fikir yok.

        Ama bir uzlaşma zorunluluğunun kabul edilmesinin, uzun zamandır kilitlenmiş durumda olan Türk-Amerikan ilişkisinin yeniden canlanması anlamına geleceğini söyleyen uzmanlar da bulunuyor.

        S-400 DUYARLILIĞI

        Yapılan sorgulama, Senato’da Türkiye’nin Rusya’dan alacağı S-400 füze sisteminin ve Rahip Brunson’un Türkiye’de tutuklu olmasının yarattığı rahatsızlığın hâlâ sürdüğünü gösteriyor.

        Senatörler, Pompeo’ya Türkiye’nin Brunson ve S-400 füzeleri kozunu Suriye’de taviz almak için kullanmasına izin verilip verilmeyeceğini sordular.

        Pompeo bunları iki farklı sorun demeti olarak gördüklerini ve birbirlerine karıştırılmasını istemediklerini söyledi.

        Diğer Yazılar