Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        KUŞAKLARA farklılıklarına göre ad takmak modern, gelişmiş demokrasilere özgü bir davranıştır. Çünkü azgelişmiş ülkeler farklılıkları ortaya çıkarmak için değil onları öldürmek, yok sayıp tekdüzeleştirmek için örgütlenmişlerdir. Az gelişmiş ülkelerde kuşaklar arasında acı transferleri vardır. Kuşaklar bu tür ülkelerde sanki 4 X 100 bayraklı koşudaymış gibi yaşarlar. Her kuşak kendisine tahsis edilen 100 metreyi koştuğunda arkasından gelenden belayı, acıyı, sorunları bayrak gibi devralır ve amacı belli olmayan koşusuna devam eder.

        Gelişmiş demokrasilerde, modern yaşamlarda kuşaklar arası farklılıklar net olduğundan ve bu farklılıklar azgelişmiş ülkelerde olduğu gibi siyasetin ve farklılıklardan korkanların tahakkümü yüzünden yok edilmediğinden, o ülkelerde kuşaklar arası net farkılıklar olur ve bu yüzden her kuşağa ad verme mecburiyeti ortaya çıkar. Örneğin ilk önce “Baby Boomer” denilen ve 20’nci yüzyılın büyük savaşlarından sonraki bebek nüfusu patlaması esnasında doğan kuşak vardı. Bunlar daha sonra içlerinden 68 kuşağını çıkardılar.

        Bunlardan sonra “X Kuşağı” geldi. Bunlar daha çok bir geçiş kuşağı gibiydiler; “Baby Boomer”lardan farklı yaşıyor, farklı düşünüyorlardı. Daha sonra ise teknolojik gelişmelerden çok daha fazla etkilenen ve onunla belirlenen kuşaklar gelmeye başladı. Örneğin “Y Kuşağı” veya diğer adıyla “millennials”, yeni teknolojilere doğmadıkları halde bunları genç olunca çok yoğun kullandılar ve bunlar hayat tarzlarını ve iş yapma biçimlerini belirlemeye başladı. Bunlar da ağırlıklı olarak 1980’li yıllarda doğanlardır. Şu anda “Y Kuşağı” tüm medya planlamacılarının, reklamcıların konsantre olduğu gruptur. Bunlardan sonra yeni kuşak ismi vermeye bir süre ihtiyaç duyulmadı. Ama özellikle reklamcılar ve medya sektörü 1990’lı yıllarda doğanların farklı düşünüp farklı davrandıklarını keşfetti; bunlar yeni teknolojileri de farklı kullanıyorlardı.

        Bunlara da “Z Kuşağı” denildi. Z harfine gelinmiş olmasının yarattığı psikolojik etkiyle, adlandırma sürecinin bitmiş olduğunu düşünenler yanılıyorlar. Bugün 5 yaşına kadar olan çocuklar, dokunmanın öne çıktığı teknolojileri kullanarak büyüyorlar ve dokunmanın verdiği yakınlık nedeniyle onlar teknolojiyi, gerektiğinde kullanılacak bir şey olarak değil de kendi hayatlarının doğal bir parçası olarak görüyorlar ve bunlar kendi yaşadıklarından farklı bir dünyanın olmasına imkân olmadığını sanıyorlar; eski hiç yokmuş gibi düşünebiliyorlar. “Y Kuşağı” bu açıdan farklıydı mesela. Bugün 5 yaşına kadar olanlar ile bundan sona 15 yılda doğacaklar bu yeni kuşaktan sayılacaklar. Bu yeni kuşağa “ALFA KUŞAĞI” denilmesi yolunda öneriler var. Ve bu öneri tutmaya başladı galiba, çünkü her yerde karşıma çıkıyor bu kavram...

        Diğer Yazılar