Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        YENİ medya üzerine ilk Amerika turumda, mayıs ayında “Internet Week New York” (IWNY) toplantılarında liseli Amerikan gençlerine Suriye haberlerini izletmeyi başardığını öğrendiğimden bu yana VICE MEDIA’yı takip ediyorum. 21’inci yüzyılda tüm gazetecilerin peşinde olması gereken bu sihirli formülün ne olduğunu anlamaya çalışıyorum aylardır.

        Bu ikinci turumda da bulunduğum her ortamda yine VICE MEDIA’yı duyuyorum. Hemen herkes onların IŞİD üzerine yaptığı belgesel hakkında konuşuyor. Sonunda tartışmaların yapılmasına imkân veren bir ortamda uzmanlarla birlikte “Islamic State” adlı bu belgeseli izledim.

        Bu büyük bir gazetecilik başarısı, bizlere IŞİD denilen muammanın gerçek yüzünü tüm boyutlarıyla hiçbir sınır tanımadan tanıtıyor. Bunu izledikten sonra örgütü çok iyi anladığımı sanıyorum ve karşı karşıya geldiğimiz belanın da ne kadar büyük olduğunu çok daha iyi kavradım.

        VICE MEDIA, bir süre önce YOUTUBE ile anlaşma yaparak onun haber kanallarına haber ve belgesel videoları yerleştirmeye başladı. Bu bir medya şirketinin bugünkü global şartlarda başarıyı bulabilmesi için önünde olan tek yol. Kaliteli ve niş videolar üreteceksiniz ve videoları yaygın bir şekilde paylaştıracaksınız

        NEW YORK TIMES’ın sitesinin de VICE MEDIA’nın da başarısı, videoyu çok iyi kullanmalarında yatıyor. VICE MEDIA bu işte o kadar başarılı oldu ki son “Islamic State” videosu, YOUTUBE’da 7.5 milyon kez izlendi. Diğer videoları da bu kadar olmasa bile hayli seyirci çekiyor. Bu başarı, sonunda TIME WARNER’ın da dikkatini çekti ve MURDOCH’un büyük hırsla satın almak istediği bu medya devi, VICE MEDIA ile bir medya işbirliği yapmaya hazırlanıyor.

        Okumanın, hele uzun yazı okumanın hayli zayıfladığı dünyamızda medya başarısının anahtarı, videoyu güzel ve akıllıca kullanmaktan geçiyor. Bu tabii ki yazıdan tamamen vazgeçilmesi anlamına gelmiyor. Ama NEW YORK TIMES’ın yaptığı gibi, sitede yoğun video ile yazıyı uygun dengede kullanmanın yollarını bulmak gerekiyor. Elinde gazete yanında televizyon kanalları bulunan Türk medya şirketlerinin, bu yeni gelişmenin kendilerine global medya dünyasında önemli avantajlar sağladığını görmeliler.

        Ben New York’ta hangi şirkete gidersem gideyim, orada video üretimi ve dağıtımı konusunun hayli öncelik almış olduğunu görüyorum.

        Videolu anlatım özel bir uzmanlık dalı olsa da bunun alt başlığı olarak kısa videolar çekmek apayrı bir alan olarak ortaya çıkmış durumda. En komplike olayları bile en fazla bir dakika süren videolarla anlatmayı başaranlar, bu dönemde sektörde büyük paralarla iş buluyorlar.

        Bunların çoğu da reklamcılık sektöründe veya daha önce müzik videosu üreten sektörde, örneğin MTV’ye ürün veren sektörde çalışmış insanlardan çıkıyor.

        Milenyum çağı gençlerinin izleme takıntısı sayesinde görüntülü habercilik yapanlarla birlikte eski sayılması gereken MTV gibi kanallar da patlamalar yaşıyor. Örneğin, son olarak MTV ödüllerinin yayınladığı gecede televizyonda 30 saniyelik reklamlar 650 bin dolar ile 680 bin dolar arasında satıldı.

        Bu arada güçlü bir medya şirketi olma yolunda adımları hızla süren AMAZON.COM da videonun önemini kavradığından bir “video streaming” sitesi olan TWITCH’i 970 milyon dolara satın aldı.

        Milenyum gençleri için çok önemli olan popüler müzik ve videolarının yayınlandığı VEVO’nun satışa konulması düşünülüyordu. Ancak UNIVERSAL MUSIC, SONY MUSIC ENTERTAINMENT, GOOGLE ve ABU DABİ MEDIA grubu ortaklığından oluşan sahipler, videonun önemini ve bu ellerindeki gücün ileride çok daha önemli olacağını görünce satıştan vazgeçtiler.

        Ben hakkımda yaratılmak istenen havanın aksine, gazetelerin öleceğine hiçbir zaman inanmadım, ama gazeteciliğin yazı yanında farklı anlatımları da denemesi, ayrıca kâğıdın yanı sıra farklı mecralarda, örneğin akılı telefonlarda da olması gerektiğine inanıyorum.

        Bu yüzden gazetenin yanı sıra ellerinde görüntü üretme imkânı da bulunan Türk medya şirketlerinin önünde büyük imkânlar olduğunu ve gelecekte onları büyük başarılar beklediğini de görüyorum.

        Bilgili olan, modern olmaktan korkmayan, yeniliklerde çekinmeyen, global trendleri iyi takip eden Türk medya şirketleri, 21’inci yüzyılda tahmin edilenden çok daha büyük başarılar yakalayacak.

        Diğer Yazılar