Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Yeni global düzenin lideri olan Çin, Türkiye ile ilişkilerini ileride çok derinden etkileyebilecek devrimci bir adım attı. Eğitimin bir ulusal güvenlik sorunu olarak algılanmaya başlandığı yeni dünya düzeninde çok önemli rol oynayacak Pekin Üniversitesi’nde “tasavvuf” dersleri verilmeye başlandı. Çin gibi Komünist Partisi’nin demirden kontrolü altında yöneltilen ve her türlü dinle ve içindeki Müslüman nüfus nedeniyle özellikle İslam diniyle sorunlu olan bir ülkenin attığı bu adım çok önemli ve hatta devrimci bir karar olarak görülüyor. Çin’deki kürsü de, daha önce kurulan ABD North Carolina’da kurulan kürsü de Türk Kadınları Kültür Derneği’nin girişimiyle oluşturuldu. Bazı dersleri de derneğin İstanbul Şubesi Başkanı, tasavvuf çalışmalarının uluslararası düzeyde kabul görmüş ismi olan Cemalnur Sargut vermekte.

        BAZI KORKULAR DA VARDI

        İki ülke de daha önce İslam’ı öğrenmek ve bu konuda kürsüler oluşturmak istediklerini belli etmişti. Ancak iki ülke de bu çalışmaların katı Vehhabi bakış açısıyla ele alan insanlar tarafından yapılmasını istemiyordu. Sonuçta hem Çin hem de Amerika, İslam’ı öğreneceklerse bunu tasavvuf bakış açısıyla akademilerde öğretmenin daha doğru olacağını düşündüler. Ve işte o aşamada İstanbul İl Başkanı Cemalnur Sargut gibi bir bilim kadınını bünyesinde bulunduran Türk Kadınları Kültür Derneği önemli bir adım attı ve kürsülerin oluşmasına katkıda bulundu. Şimdi de lisansüstü öğrencilerine dersler veriliyor.

        ABD’DE MEVLÂNÂ İLGİSİ

        Amerika’da özellikle akademik çevrelerde tasavvufa ve Mevlânâ’ya özel bir ilgi vardı. Mevlânâ ile ilgili birçok yayınlanmış eser bulunuyor bu ülkede. Ve bu kitaplar yeni arayışlar içinde olan şehirli modern insanların ilgisini çekiyor. Bu da “Tasavvuf, modern ve inançsız olan insana dini sevdirmenin en kolay yoludur” şeklindeki görüşü de doğrulayan bir gelişme. Bu yüzden Amerika’da bir tasavvuf kürsüsünün açılmış olması fazla şaşırtıcı değil.

        ÇİN ŞAŞIRTTI

        Asıl şaşırtıcı olan, Çin’de Pekin Üniversitesi gibi önemli bir üniversitede de tasavvuf kürsüsünün açılmış olmasıdır. Üstelik Çin’deki derslerde temel İslam bilimleri olan hadis, fıkıh, kelam gibi dersler de okutulacak. Bu adımın Çin adına devrimci bir karar olduğu kabul ediliyor. Sadece bir kürsü açılması başta küçük bir adım olarak görülebilir, ama aslında bu gelişme bence insanlık açısından büyük bir adımı oluşturmaktadır.

        ORTAK DİL ARAYIŞI

        Cemalnur Sargut, tasavvufun insanlığın ortak dili olabileceğine inanmakta ve bu inancını insanlara anlatmak ve öğretmek için konferanslar, sempozyumlar, video anlatıları düzenlemektedir. Çok da izleyici çekmektedir. Aynı ilginin şimdi Çin’den de gelmiş olması, yeni dünya düzeninin lideri olan Çin’de hem İslam’a hem de Türkiye’ye bakışın olumlu etkilenmesine yol açacaktır. Yeni global düzen oluşturulurken insanlar arasında yeni uçurumlar, anlaşmazlıklar olmaktadır. Ekonomik mekanizmalar kuruluyor ama yeni dünyada yeni hegemonik kültürün nasıl oluşacağı, insanlığın ortak dilinin ne olacağı ve yeni dünyanın hedefleri konusunda nasıl konuşup anlaşacağımız henüz net değildir. Bunun da yeni sancılara yol açacağı kesindir. Tasavvufun hem Çin’de hem de Amerika’da öğrenilmesiyle birlikte insanlığın ortak dilinin oluşturulması ve kişilerin birbirlerini daha iyi anlaması yolunda büyük bir adım atılmıştır.

        SON DOĞACAK ÇOCUK

        Hem ortada Muhyiddin İbn-i Arabi’nin, “Son doğacak çocuğun Çin’de doğması, vücut içerisinde en doğuda olan ruhun tecellisi demek olan insan-ı kâmilin Çin’den gelecek olması demektir” sözü de vardır. Bu söz tasavvuf âlimlerinin ilgisini Çin’e yöneltmişken Pekin Üniversitesi’nde şimdi bir tasavvuf kürsüsü de açılmış olması bu durumda ayrı bir önem kazanmaktadır.

        Pekin Üniversitesi’nde verilen dersler

        Pekin’de kurulan kürsüye, Türk Kadınları Kültür Derneği’nin (TÜRKKAD) yoğun girişimleri sonucunda 1950 yılında ölen çok önemli Türk mutasavvıflarından olan Kenan Rifai’nin adı verildi. Ve kürsü resmen “İslam Araştırmaları Kenan Rifai Seçkin Profesörlük Kürsüsü” olarak adlandırıldı.

        Ünlü Amerikan tasavvuf âlimi olan ve Mevlânâ Celaleddin-i Rumi’nin yazılarını İngilizce’ye tercüme edip yorumlayan William Chittick ve Sachiko Murata, kürsüde “Bir Müslüman Konfüçyüs’ü olan Huiro’nun dünya görüşü” adlı dersi veriyorlar.

        Ayrıca İbn-i Sina, İbn-i Arabi ve Abdurrahman Cami gibi büyük mutasavvıfların düşünceleri de incelenecek.

        Diğer Yazılar