Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Yine bir 24 Kasım daha geliyor. Bir Öğretmenler Gününde daha törenler yapılacak, öğretmenlerin yüce varlıklar olduğundan söz edilecek. Ve, her kutlanan gün gibi öğretmenler günü de kutlamayla (aslında sadece anmayla) kalacak!

        Öğretmen, İlk Çağ’dan beri toplum yaşamında önemli bir işleve sahip! İlk Çağ’da insanların yaşamlarını kolaylaştıran kişi olarak tanımlanarak önem verilmiş, sonraları da hem aydınlanmada ve hem de evreni anlama ve algılamada toplum bireylerine destek olduğu gerekçesiyle büyük saygı görmüş.

        SÜMERLER’DE

        Yazıyı icat ederek modern dünyanın ilk temellerini atan Sümerler’in ( M.Ö. 4000-2000), Edubba (Tablet Evi) denen, aynı zamanda müze olan okullarında dersler tam gün sürer, öğretmenler de çamurdan tabletleri kullanarak öğrencilere ders verirlermiş. Hem ödüllendirici ve hem de cezalandırıcıymışlar. Disiplin çok katı, cezalar da az boz değilmiş.

        Sümer tabletlerinden birinde, bir öğrencinin yazısını çözmüş uzmanlar. Öğrenci, hem okul kapısında giriş çıkışı denetleyen yetkiliden hem testici başı denen kişiden, hem de okuldaki Sümerli bir görevliden şiddet gördüğünü, şiirsel bir dille yazmış. Şiirini bitirirken de sıra öğretmenine gelmiş;

        “Öğretmenim de, ‘El yazın hiç güzel değil!’ diyerek beni dövdü,” diye yazmış tabletine...

        Mısır’da öğretmenlere “Katip” denirdi. Papirus’larda öğretmen yüceltilirken şu özlü söz kullanılırdı;

        “Öğretmenin eseri dağlar gibidir. Sonsuza dek var olur!”

        BUDİST ÇİN’DE

        Eski Çin’de öğretmen kutsal olarak kabul edilir ve ölünceye kadar saygı görürdü.

        Konfiçyüs (M.Ö. 551-479), Çin tarihinin en etkili öğretmenidir. Bu bilge insan, kimlerin öğretmen olabileceğini şöyle belirler; “Bir kimse sürekli yeni bilgiler elde ederek kendini geliştirmeye çalışırsa o kimse başkalarının öğretmeni olabilir!” Çinli Bilgin Laotze de, öğretmenlerin insanlara fazileti öğrettiğini söyledikten sonra, öğretmenleri şöyle uyarır;

        Bir sorun hakkında kanaati olmadan bilgi vermeye kalkanlar başarısız olurlar ve fikirlerde karışıklık yaratırlar!”

        Bugün kimlerin daha bilgi sahibi olmadan fikir sahibiymiş gibi davrandıklarını görünce binlerce yıl öncesinin Laotze’sinianmamak mümkün değil... Hindu’lar da öğretmene çok değer verirlermiş. Hatta onu, taptıkları Buda (M.Ö. 463-383) kadar yüceltir, babalarından bile daha yüksekte tutarlarmış.

        ANTİK YUNAN’DA

        Antik Yunan’da durum biraz farklıymış... Felsefenin babaları olan Platon’lar, Sokratesler, Aristo’lar ve diğerleri bir yana bırakılırsa, halkın içinden gelen öğretmenlerin orada pek saygı görmedikleri bilinmektedir. Yunan aristokratlarının gözünde öğretmenler hizmetçilerden farksız görülürmüş. Bu nedenle öğretmenler aşağı sınıflardan çıkar, toplum tarafından ilgi ve saygı görmezmiş.

        Bunun asıl nedeni de, soylu sınıflara eğitim verenlermiş. Onlar, kendilerine olan ilgi azalmasın diye halka eğitim veren öğretmenleri sürekli aşağılarmış. Bunun en iyi örneği Sokrates’in öğretmenler için söyledikleridir:

        “Bir öğretmenin bilgili olmasının önemi yoktur!” diyen odur... Gerisini siz düşünün!

        Keşke bütün öğretmenler mutlu olsa! Öğretmenler Günü kutlanırken içimde bir burukluk olacak. Çeşitli nedenlerle iş bulamayan veya işlerinden olan öğretmenleri, ailelerini ve özellikle de onların, hiçbir şeyden habersiz, neden aç kaldığını bilmeyen çocuklarını düşüneceğim...

        Diğer Yazılar