Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        13 Ekim’de ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Susan Rice, nedense, “Işid’e karşı, ABD bombardıman uçakları için İncirlik tamam” demişti.

        Ardından Türkiye bunu reddetti.

        ABD’liler de “Tamam değil” demeye başladı.

        Ve şimdilik tekrar açıklanan şu:

        ABD’nin insansız hava araçları için tamam!

        İnsanlı uçaklar başka üslerden havalanacak.

        Zaten, 2011’de ABD Irak’tan “çekilirken”, füzesinden insansız hava aracına, bombasından mühimmatına, istihbarat ekipmanından mayınına, hatta belki bir miktar da kimyasal mı ne, İncirlik’te emanete bırakmıştı.

        Atom bombaları, insanlı uçaklar, insansız uçanlar ve “işgal” malzemelerine ev sahipliği yaptığımız için torunlarımız da hep gurur duyacak!

        ***

        Zaten “insanlı-insansız” terminoloji başlı başına, nasıl deniyor,”süper”!

        Ortada “insani” bir şey yok.

        İnsansız yahut insanlı, istihbarat ve bomba işte.

        Nihayetinde, geçen gün bir yazıda sorduğum “Türkiye, ABD’nin insansız hava aracı mıdır” sorusu da cevabını buldu:

        Evet, öyledir!

        ***

        Başbakanımız ise zaman zaman “Suriye’de uçuşa yasak bölge ve Esad’ın da hedef alınması” diyor…

        Lakin Başbakan olup hakikaten başbakan olamayınca, muhtemelen Dışişleri Bakanlığı’nı bile kaybetmiş olabilir kendisi.

        Çünkü en son “yeni kimlik dağıtımı”nı açıkladı.

        “Yeni kişilikler” ise müphem ve zaten darmadağın olmuş durumda!

        ***

        Türkiye’nin ABD ile büyük mutabakatı olan “İnsanlı Suriye muhalifi yetiştirme enstitüsü” ise milletimize gurur vermeli.

        Çünkü o sahada uzman bir Ürdün vardı, bir de S. Arabistan.

        İlk üçe girdik!

        BM Güvenlik Konseyi Geçici Üyeliği için geçici hevesimizin aldığı mağlubiyete karşı, bu kalıcı zafer iyi oldu.

        Letonya’dan en azından bir puan almıştık; İspanya karşısında iki misli fark yedik orada.

        Bizim grupta ilk turda tur bindiren Yeni Zelanda’ya ise şaşırdım; oysa biz de “Yeni Türkiye” idik.

        Üstelik 6 yıl önceki oylamanın çok altında desteklendik; o günler “Those were the days” olmalı çünkü şu sempatik, makul, sevecen halimize rağmen nedense pek sevilmiyoruz bu aralar.

        Oysa şu günlerde “Güvenlik” dendi mi en formda devlet bizimki.

        Yeni “Selahiyet, makuliyet, eziyet” kanunu örnek hukuk çabası.

        Fakat belki “güvenlik”te sorun olmadı da, “güven”den sınıfta kaldık.

        Oysa İspanya futbolu da sıkıntılıydı bir süredir!

        ***

        Bu gurur verici tarihi günlerde bir de tarih hatırladım.

        Hem “Silahlı eleman yetiştirme enstitüsü” hem de “Üsler, tesisler ve insanlı insansız araçlar” bakımından.

        1946-47’ydi.

        Bu ABD çok girişimci, süpermen ve hep bir takım belalarla mücadele için başka ülkelerin şeyine şey yapıyor ya…

        O vakit de “Komünist tehdidi”ne karşı Yunanistan’da “özel kuvvetler” yetiştirilmeye başlandı; Başkan Truman’ın emriyle.

        Oysa daha yeni ABD ile “Komünistler” birlikte faşistleri yenmiş, hatta Almanya’ya Sovyet ordusu daha bile önce girmişti. Neyse!

        Truman yeni doktrini şöyle açıkladı:

        İç Savaş’ta Yunanistan’da komünistler kazanırsa, Türkiye de sarsılır.

        Ve bu deprem bütün Ortadoğu’ya yayılır!

        “Milli Şef” de, Stalin’in Türkiye’den toprak talebi yüzünden, Truman’ın Yunanistan’a ayırdığı 300 milyon dolara karşılık üçte birine, yani 100 milyon dolar karşılığında, Milli Şeflik’ten vazgeçti, seçimlere gidildi vesaire.

        Bizim demokrasinin gelişi bile böyle Amerikan bezi gibi işte.

        Sonra CHP gitti, DP geldi; sıvasız hane çocukları da sözde BM bayrağıyla Kore’ye fırlatıldı.

        Öyle ya, Kore tam sınırımızdı!

        İşte 67-68 yıl olmuş.

        Ortadoğu’nun depreme ne kadar dayanıklı inşa edildiğini hep birlikte müşahede ediyoruz.

        O arada tabii Yunanistan, Türkiye, Irak, İran vs. darbeleri filan oldu.

        Kontrgerilla, sadece dış düşmana değil, esas kendi halkına karşı cinayet, katliam ve şiddetle donatıldı.

        Binlerce genç, yazar, siyasetçi, vatandaş katledildi.

        ***

        67 yıl oldu ve hala üs ve tesissin; silahlı milis yetiştirme enstitüsü ve insansız hava aracısın.

        Yeni Türkiye’sin ama eski tas, eski hamamsın!

        Bir de dünya seni BM Güvenlik Konseyi’ne seçmiyor.

        O vakit…

        Batsın bu dünya!

        Diğer Yazılar