1 gram adalet!
“Paralel devlet”le de mücadele eden “Para-militer devlet”, nihayetinde “para-devlet”i akladı.
Tapeler, tepe tepe dolarlar, seri sonu ayakkabı kutuları, fısıltılar, saatler, mahdumlar… Hiç biri “suç unsuru” için bir kuşku, “makul şüphe” dahi yaratamıyor.
“Deliller yasadışı yollardan toplanmış”…
Öyle ya, bu ülkede deliller hep pürüzsüzdür; hatta deli gibi delilsiz suçlamalar, mahkumiyetler yoktur; yeni kanun “kuvvetli şüphe” yerine “makul şüphe”yi dahi yeterli görmüyordur.
“Örgüt yokmuş”…
Öyle ya, sokaktan topladığı 13, 14yaşında çocukları bile “örgüt”ten tutmayan, yargılamayan, onca gencin ömrünü çalmayan bir hukuk devleti burası.
***
Şöyle düşünün:
İktidar büyükleri herkesi parasını kayıt altına almaya, bankalardan geçirmeye zorlarken…
Hem de bir devlet bankasının genel müdürünün evinde kayıtsız “4 milyon dolar” var.
Ve “paranın Valiliğe verilmesi”ne karar verilirken, suçlanabileceği tek şeyi bulmuş Savcı:
Yardım toplama kanununa muhalefet!
Öyle ya, böyle “para-militer” güçlü bir iktidara, böyle “para-devlet”e de böyle “kumbara muhalefet” olur!
O vakit dört bakanın itibarı da iade edilsin.
Neden Reza’yı kollayan kimileri en yüksek makamlara terfi ediyor da, o dört bakan “sanki kendileri ve oğulları yolsuzluk yapmış gibi” kabine dışı kalıyor?
***
17 Aralık dosyası böylece kapatılırken, “efendiler ve sülaleleri” için suç unsuru bulamayan, “yasadışı dışı delil toplama”yı milyonlarca doları aklamak için yeterli gören Adalet sistemi; istediğini de delilsiz, yargısız harcıyor; işinden, aşından, evine giren üç kuruşundan, yeni doğacak bebeğine alacağı mamadan dahi mahrum edebiliyor.
21 Temmuz 2013’de, bir askeri, Ömer Şanlı’yı yazmıştım:
Ömer Ş. 14yıllık deniz astsubayı(ydı). Okulla 18 yıl.
5 takdir belgesi, 13 yıl boyu tek ceza almaması, Twitter’da iki kelime ile hak talebi önünde hiç sayıldı.
Çok üstün bir üst’ün iki dudağı arası; bir insanın, bir eşin, doğumuna bir hafta kalmış bir kız bebeğin kaderini belirledi.
Babası polis maaşıyla okutmuş Ömer’i. Hayatı kurtuldu sanmış.
Lakin hayat ile haysiyet bir arada olmuyor işte!
Atılma gerekçesi, ‘TSK’nın itibarını zedeleyecek ahlak dışı harekette bulunmak.’
Darbecilik değil, kantin soymak değil, bir eri kim vurduyla yahut döverek öldürmek değil, 25 askeri cephaneliğe sokup havaya uçurmak değil, 34 köylüyü bombalamak değil, 13 yaşında çocuğu asit kuyusuna atmak değil.
Öyle olsa, niceleri ne işini kaybetti, ne rütbesini, ne de itibarını!
***
O temmuzdan sonra işte o “para kutusu” aralık geldi.
Kısık sesli milyon dolarlar, avrolar havada uçuştu.
Tamam, “paralel” çıktı ama “para” da çıktı.
Ömer Şanlı’yı, bebeği doğmak üzereyken, iki kelime yazdı diye yargısız kovan, üç kuruş maaşından kolayca mahrum bırakabilen Adalet devleti, o para istiflerini ve para-mahdumlar ile para-babalarını aklayıverdi işte.
O yazımdan 14 ay sonra, Ömer Şanlı, Twitter’da “Adalet”e şöyle sesleniyordu önceki gün:
“Kızım 14 aylık oldu. 14 yılımı verdiğim astsubaylıktan atılalı 14 ay oldu. Kızımın doğmasına üç gün kala bu vicdansızlığı yapanlar, dilerim 1 gram adalete muhtaç kalın!”
***
Ben de şöyle diyeyim o vakit:
1 gram adalet de kalsa bu dünyada…
Onu da kendi kutularında istifler kimileri!
Çünkü başbakana eleştirisi belki haksız, belki kırıcı bile olabilir ama misal Mehmet Gencer, biri oğlu, biri yeğeni, iki evladını kaybetmiş “savaş süreci”nde.
Oğlu Serhat’ın 1994’teki son mektubunu, 2012’de Başbakan Erdoğan parti grubunda okuyup bir de milletvekillerini ağlatmış.
İşte bir süre önce, Başbakan’a “hakaret etti” diye, o “şehit mektubu”nun yollandığı kişi, “Serhat’ın babası” 1 yıl 2 ay hapse mahkum edildi.
Buyurun size 1 gram Adalet!
Milletvekilleri belki de gülüyorlar, ağlanacak Adalet’e!
Küçük arşiv:
http://www.haberturk.com/yazarlar/umur-talu/865209-militter-twitter http://www.haberturk.com/yazarlar/umur-talu/923489-para-militer-demokrasi
