Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Belki siz daha güzel yorumlarsınız.

        Ben açıkçası beceremedim!

        ***

        Cumhurbaşkanı, henüz başbakanken, Işid’e rehineler için şöyle seslenmişti:

        “Buyrun, Irak’ta Işid diye bir örgüt var. 49 tane vatandaşımızı kaçırdı. Şu anda hala onlar rehin olarak duruyor. Diyorum ki, bunun size sağlayacağı bir fayda yok Ey Işid.

        Eğer Müslüman’sanız, ne Müslüman’a, ne savunmasız bir insana bu şekilde zulmetmeniz doğru değildir. Bırakın vatandaşlarımızı. Bunu tekraren söylüyorum.”

        ***

        Üzerinden iki aydan fazla geçti.

        Ya Işid Müslüman değil yahut önceki Başbakan’ın sesi kısık çıkmıştı!

        Yahut ne bileyim, bunun Işid’e sağladığı bir fayda var.

        Belki de zulmetmeyi doğru sayıyor Işid!

        Çünkü “Buyrun, Türkiye’de AKP diye bir iktidar var. Şu anda hemen rehineleri veriyoruz” demedi.

        ***

        Önceki Başbakan’ın kesin, sert çağrısından iki ay sonra yeni Cumhurbaşkanı da Katar dönüşü Işid için yine şöyle sert bir beyanda bulundu:

        “Bizim derdimiz şu: Türkiye halkının yüzde 99’u Müslüman. Bu 49 arkadaşımızın hepsi Müslüman. Onlara karşı böyle bir yaklaşımın olması bizi üzmüştür.”

        ***

        Eski Başbakan daha ziyade “Işid’in eğer Müslümansanız”lığına vurgu ve çağrı yaparken…

        Yeni Cumhurbaşkanı’nın vurgusu “Türkiye halkının yüzde 99’unun ve bu 49 arkadaşımız”ın kesin Müslümanlığına!

        Devletimizin, onca istihbarat, akıl ve fikirle bir türlü havsalasının almadığı şu:

        1. Işid Müslüman ise…

        2. Zaten bizim ülkenin yüzde 99’u ve 49 rehinenin yüzde 100’ü de Müslüman…

        3. Nasıl oluyor o zaman?

        ***

        Anayasasında “Herkes dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzer sebeplerle ayrım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir” yazan bir devlet…

        Işid’in kanunları karşısında, “ayrım”a vurgu yapıveriyor.

        Yani, 49 arkadaşımızdan biri vatandaşlarımızın yüzde 1’inden olsa…

        Işid Müslüman olmasa…

        Onlara karşı böyle bir yaklaşımın olması bizi üzecek mi üzmeyecek mi, belirsiz!

        ***

        Işid, eğer meğer değil, elbet Müslüman.

        Fakat istediğin kadar yüzde 99 Müslümanlık demiş olun; zaten katlettiklerinin yüzde 99’u Müslüman!

        Ve Müslüman’ın Müslüman’ı katletmesinde, Müslümanların Batılılar tarafından da durmadan katledilmesinde bizim de elimiz, parmak izimiz, paspas, üs, kapı, TR iken TIR olmuşluğumuz var!

        Tabii 99’un içinde burada Aleviler de var; orada Işid önce onları kesiyor.

        Alevi, Ezidi, Kürt, Şii… kesiyor!

        Kalan yüzde 1, hatta çok daha azı da işte ABD’li gazeteciler, İngiliz yardım kuruluşu mensupları ve onların kesik başları.

        ***

        Demokrasi ve hukuk devleti yazılı bir anayasası olan bir devletin, bir kamu vicdanının temel derdi, aidiyetten önce vahşet olur, dehşet olur, şiddet olur, cinayet olur.

        Kimin kimliğinde ne yazdığı değil; kimin kime ne yaptığı olur.

        Böyle bir “yaklaşım”a üzülmekten öte, bir infiali ve cevabı olur.

        Vatandaşlarının inançlarına ad koymak yerine; rehine almanın, kafa kesmenin, yargısız infazların, katliamların adını koyar.

        ***

        Işid Müslüman değil, başka dinden bir örgüt olsa, ne diyecektik zaten?

        Her şeyi Müslümanlık açısından açıklayacaksanız…

        O vakit ne işiniz var NATO’da?

        Ne işi var ABD atom bombalarının İncirlik’te, kalkanın Kürecik’te, “gavur” Patriotların şuracıkta?

        Cumhurbaşkanı aynı konuşmada, “Koalisyona lafta değil, gerçekte kim girecek? Afganistan’da 4 ülke kaldı. ABD, Almanya, İtalya, Türkiye” diyor; ne işiniz var o zaman hala Afganistan’da?

        Tamam, geçmişte Irak işgali için “manipülatif” haberler de yayınlamış New York Times’a “ABD ile aramıza fitne sokmaya çalışıyor” diye çatıp Obama ile 1.5 saat “oturacak” ne işiniz var?

        Işid Müslümansa, Müslüman Müslüman’a… imiş!

        Şu anda Türkiye’de de çok inançlı olduğunu söyleyen kimi Müslüman’ın en önemli tehlike gördüğü,i yine kendilerini çok inançlı bulan başka Müslümanlar değil mi ki!

        Işid bir “paralel” dahi olamıyor ki, sadece “böyle bir yaklamış”ı duygulandırıp üzüyor bizi!

        Öyle ya, kafa kesmek de rehine almak da, kurbanlara bir “yaklaşım”dır.

        Demek ki kulluk yetmiyor!

        İstanbul’un Mutlu valisi, ile TRT’nin Şahin müdürü, en azından ailelerinin yüzüne bakarken, şu fani dünyada kula kulluk ederken kullanılıp kenara konmanın manasını hissederler mi?

        Bilmiyorum.

        Yeni Emniyet Genel Müdürü’nü de kutlarım. Hatay’daki “başarılar”dan sonra, soyadı, “Lekesiz” ile bu lekeli dünyada ismen şahane bir noktadan başlıyor…

        Lakin bilmem öyle TV dizilerini sever mi; dünyayı fetheden “Games of Thrones”da da “Lekesizler” mevcut.

        Biat-itaat askerleri olarak rol üstlenmişler, 5’inci sezona giren dizide!

        Diğer Yazılar