Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Anne bebek ilişkisi özel bir ilişkidir ve çocuk gittikçe azalmakla birlikte 5-6 yaşına kadar anneye bağımlı kalır. Bu sürede çocuğun varlığı ve hisleri anneyle ya da bakım verenle özdeştir. Çocuğun duygusal hafıza süreci anne karnında başladığı için, ona karşı güvenli ya da güvensiz bir bağlılık yaşayabilir. Sevildiğini ve benimsendiğini görmek kişilik oluşturma evresinde önemlidir. Onaylanmayan bir kişiliğin kendi başına yeterliliği olduğu söylenemez.

        BEBEK FARKINDALIĞI

        Her bebek erken doğar. Anne karnından çıkmak için bir nevi prematüre doğan insan, gelişimi için bakıma muhtaçtır. Hatta bebeklerin şirinliği, bu korunma dönemi için var olmuş evrimsel bir dikkat çekme önlemi ve özeni olabilir. Çocuk ve anne arasındaki duygusal dayanışma bebeğin güven ihtiyacını karşılar. Bebek bu dönemde hem kendisine karşı hem de kendisi sandığını annesine karşı tehditler hisseder, panikler ve hırçınlaşır.

        Çalışan anneler bir süre sonra bebeklerinden kısmi süreler ayrılmak zorundadır. Ancak bu durum kötü bir ilişki gibi görülemez. Bebek pekala babayla ya da bir diğer kişiyle ilişki kurabilir. Hatta gelecekte yapay zekalı robotların her ne kadar duyarlı koku ve hormon iletişimden yoksun olsa da anne çocuk ilişkisini yeniden tanımlayabileceği düşünülmektedir.

        ANNELİK ROLÜ

        Bebek için annenin kim olduğu önemli olmayabilir. Ergen anneler ya da genç annelerin bazen çocuk büyürken kuşak farkını daha iyi yansıtan, kendi annelerine onun gelişim sorumluluğunu verebilmektedir. Bebek bu üçüncü kişi yanında kendini güvende hissedebiliyor, gereken ilgi ve sıcaklığı görüyorsa onu kolayca benimseyebilir. Bu kişi bir akraba, arkadaş ya da profesyonel bir bakıcı olabilir. Anne dışında bebeğin sorumluluğu alan her kim olursa olsun çocukla yeterli ve tutarlı iletişim kurabiliyorsa başarılı sonuçlar elde edilebilir.

        Bebeklerin tek eğitim kaynağı anne ve ev değildir. Annenin olmadığı yuva gibi ortamlarda da çocuk, gelişimini sürdürür. Yuvadan birden alınan bazı çocuklarda fiziksel gelişimi etkileyecek gerilikler belirebilir. Çünkü çocuk güvenli biçimde bağlandığı ortam ya da kişilerle bağını korumalıdır.

        TERK EDİLMEK

        Çocuk ilk üç yıl anneden tam ilgi görmelidir. Sonrasında kendi iç dünyasını kurmak için dış gerçeklikle tanışmanın vakti gelmiştir. Yuva, sokak, eğitsel ortamlar ve öteki çocukların tamamı bir dış gerçeklik çerçevesidir. Ancak anneden, babadan, akrabadan ya da güven ilişkisi kurduğu evdeki bakıcısından/öğretmeninden aniden kopmak onu yine terk edildiği fikrine sevk edebilir. 10 yaş öncesi çocuklarda yaşanan en büyük fiziksel ihmallerden biri, güven veren kişinin sürekli (ortadan) kaybolmasıdır.

        Çocuk güven veren kişinin kaybolmasıyla sadece panik yaşamaz, neden olarak kendisini görür. Bu durumda da kendisiyle kurduğu bağ zayıflar. Böyle bir tutumla karşılaşıldığında ısrarla çocuğu ters fikre ikna etmek gerekir. Bu tarz önermelerle çocuğun karşısına çıkıldığında ona bir büyükle konuşuyormuş gibi yaklaşmak doğru olabilir. Çünkü çocuklar kafalarında bir neden sonuç ilişkisi kurmak için sürekli bilgi arayışındadır. Geçici yokluktan sonra gelen kavuşma anlarında çocuğun anneye/bakım verene duyduğu güven yeniden pekişir.

        Gündelik ilişkilerimizde olduğu gibi önemli olan birlikte geçirilen zamanın niteliğidir. Çocukla geçirilen zaman diliminde temas, oyun, destek, sıcaklık ya da yakınlık gibi tüm eylemler duygusal kaygıları azaltır. Çocuk düzenli ilgi gördükçe size boşluklar da tanır. Ancak onaylanmadığını ve ihmal edildiğini hissederse yalnızlaşır ve sağlık sorunları oluşabilir. Çocukla ilgilenen tüm tarafların ve bakım verenlerin aynı tutumda olması ve neyin doğru ve yanlış olduğunu belirtirken aynı şeyleri savunmaları çocuk için tutarlı bir dünya sağlayacaktır. Böylece kendisine yönelebilir.

        Diğer Yazılar