Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde Muhtarlar Toplantısı

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde gerçekleştirilen "31. Muhtarlar Toplantısı"nda Afyonkarahisar, Aksaray, Ankara, Aydın, Bayburt, Çanakkale, İstanbul, Kahramanmaraş, Karaman, Kilis, Konya, Manisa, Niğde, Trabzon, Uşak ve Yalova'dan gelen muhtarlara hitap etti.

Yaşanan sıkıntıları bildiğini ifade eden Erdoğan, iş adamlarına, yatırımcılara, esnafa, sanatkarlara, "Ülkenize güvenin, ülkenize sahip çıkın, böyle bir dönemde üretime yüklenmeyeceksiniz, istihdamı artırmayacaksınız, ticaretin çarklarının dönmesini sağlamayacaksınız da bunu ne zaman yapacaksınız?" şeklinde seslendi.

Türkiye'nin üretimdeki, istihdamdaki düşüşü ve ticaretteki daralmayı hak eden bir ülke olmadığını vurgulayan Erdoğan, potansiyelin ve hedeflerin de tam tersine daha çok büyümeyi, istihdamı ve ticareti işaret ettiğini söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Biz Anadolu'yu sadece cengaverlerimizin kılıçlarının gücüyle değil, aynı zamanda her biri birer derviş olan esnafımızla, ahilerimizle gönülleri fethederek, her biri devrinin en önde gelen alimleri olan ilim erbabımızla zihinleri zenginleştirerek kendimize vatan yaptık. Biz böyle bir milletiz. Aradan bin yıl geçti ama hala bizi Anadolu'da, Avrupa'da barındırmama düşüncesinden vazgeçilmediğini görüyoruz. Bunun için her kriz döneminde bu coğrafyayı kendimize yeniden ve yeniden vatan kılma mücadelesini vermek mecburiyetindeyiz." ifadesini kullandı.

TBMM Başkanvekili Bahçelikapılı'nın Almanya'ya yaptığı seyahatte içerisinde kimliğinin ve pasaportunun olduğu çantasının çalındığını hatırlatan Erdoğan, Bahçekapılı'nın büyükelçilikten geçici bir pasaport aldığını ve havalimanında Bahçelikapılı'ya geçiş izni verilmediğini bildirdi.

- "Türkiye misliyle mukabele eder"

Bahçekapılı'nın, kendisinin milletvekili ve TBMM Başkanvekili olduğunu söylediğini aktaran Erdoğan, buna rağmen saatlerce bekletildiğini belirtti.

Erdoğan, şöyle devam etti:

"Teröristi alıyorsun, ülkende misafir ediyorsun, ağırlıyorsun ama bu ülkenin TBMM Başkan Yardımcısını ve heyetini orada kapıda saatlerce bekletiyorsun. Şimdi bunlara aynısını yapmak gerekmez mi? Ondan sonra Erdoğan oluyor diktatör. Sen benim Meclis Başkan Yardımcıma, bir bayan milletvekiline bu tür bir yanlışı yaparsan, senin polisin vesairen bunu yaparsa, benim buna aynısıyla mukabele etmem lazım. Bir defa, bütün oradaki personelin kimse, neyse bunlara gereğini yapmadığın sürece Türkiye de buna misliyle mukabele eder, etmek durumundadır.

50 dereden 50 türlü su getirirler bilirim. İşte teröristler cirit atıyor, hepsi orada. Avrupa ülkelerinde dolaşıyorlar. İsimlerini gönderiyoruz vesaire, yok, halen dolaşıyorlar orada. Hani bu terör örgütüydü? Bu terör örgütünün mensuplarını niye ülkenizde dolaştırıyorsunuz, bunlara buralarda niye bu kadar para toplatıyorsunuz? Kendilerine rakamlar veriyorum, isim vermeyeceğim, Avrupa'da toplanan 26 milyon avronun, sadece bir ülkede 13 milyon avrosu toplanıyor. Bak diyorum, bu kadarı sizde toplandı ve bu paralar toplanıyor, terörde bunlar kullanılıyor. Yaptıkları bir şey var mı, yok."

Başka şeylerin de olduğunu belirten Erdoğan, bunları anlatmaya devam edeceklerini vurguladı.

Erdoğan, "İster göndersinler ister göndermesinler, biz de kendi stratejimiz, taktiklerimiz ne ise bunları oynamaya devam edeceğiz. Elin oğlu binlerce kilometre öteden gelip burnumuzun dibinde operasyon yaparken bize, 'yerinizden sakın kımıldamayın' diyenleri, bize bu vatanı çok görenleri, kusura bakmayın, buraları onlara dar ederiz. Yok böyle bir şey." diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk milletini siyasi, ekonomik, sosyal, kültürel özgürlüğünden vazgeçirmek isteyenlere meydanı bırakmadıklarını ve bırakmayacaklarını belirtti.

Erdoğan, şu ifadeleri kullandı:

"Bugün PKK'sıyla, FETÖ'süyle, DEAŞ'ıyla, farklı isim ve görünümlerdeki nice ihanet yapısıyla bizi hürriyetimizden etmek isteyenlerin karşısında ecdadımız eğilmemişti, biz de eğilmeyeceğiz.

Çünkü biz sadece Rabbimizin huzurunda rükuda eğiliriz, secdede diz çökeriz. Bunun dışında asla. Onun dışında ülkemizi ve milletimizi temsil ettiğimiz her yerde dimdik ayakta durur, son neferimize kadar mücadelemizi veririz. Akif ne diyor, 'Yumuşak başlı isem kim dedi uysal koyunum, kesilir belki fakat çekmeye gelmez boynum.' İşte bu anlayışla ülkemizdeki tüm iş adamlarımızı, yatırımcılarımızı, esnafımızı, sanatkarımızı, tüccarımızı harekete geçmeye çağırıyorum. Gelin şu ekonomi çarkına hep birlikte bir ivme verelim. Piyasadaki durgunluğu başkalarının sona erdirmesini beklemeden ilk can suyunu kendimiz verelim."

- "Türkiye yeni görünüme kavuşur"

Anadolu'da kullanılan tulumbayı hatırlatan Erdoğan, "Biz de tulumbaya suyu dökelim. Ondan sonra da inşallah buradan suyu almaya başlayalım. Herkes bu şekilde davrandığında inanın bana yıl sonuna kalmaz Türkiye yepyeni bir görünüme kavuşur. Her zaman söylüyorum, öyle bir dünyada yaşıyoruz ki durmak, geride kalmak anlamına dahi gelmiyor. Bugün artık durmak, yok olmakla eş değer anlamına geldi." dedi.

Ekonominin çarklarını yavaşlatmaya, durdurmaya çalışanlara inat hep birlikte el ve omuz verilerek çarkın hızlandırılmasını isteyen Erdoğan, devletin üzerine düşeni yaptığını ve bu konuda endişe duyulmamasını gerektiğine işaret etti.

Türk milletinin bunu desteklememesi halinde vergi affı, teşvik ve diğer düzenlemelerin arzu edilen neticeyi veremeyeceğini belirten Erdoğan, "Vergi, sigorta, bütün bunlarla ilgili olarak yaklaşık 120 milyar gibi bir müracaat oldu ve şu andaki ilk ödemeler, taksitler de gayet başarılı şekilde geldi. Üç yıl içerisinde bu 120 milyar devletimizin kasasına girecek. Bu tabii önemli bir rakam ve böylece Türkiye'de benim esnafım, vatandaşım, hepsi 'Ben devletime karşı vatandaşlık görevimi yerine getirdim, getiriyorum.' diyor." ifadesini kullandı.

Bankacılık sektöründen kaynaklanan sorunlar olduğunda bunların üzerine gidileceğini, hukuki sıkıntılar oluştuğunda Meclisin bunu çözeceğini vurgulayan Erdoğan, ihanet olduğunda da milletin ve adli kuruluşların gereğini yapacağını bildirdi.

"Bu ülkenin hiçbir ferdi, kendini bu mücadelenin dışında göremez, görmemelidir." diyen Erdoğan, Türkiye'nin El Bab operasyonu ile döviz spekülasyonunu durdurma çabaları arasında bir fark olmadığına dikkati çekti.

Savunma sanayindeki dışa bağımlılıktan kurtulma gayretleriyle ekonomideki güven ve istikrar iklimini koruma mücadelesi arasında da fark olmadığını vurgulayan Erdoğan, ekonomik saldırılar karşısında güçlü duruş sergilemekle 15 Temmuz'da FETÖ, daha öncesinde PKK ile mücadele etme arasında da farkın bulunmadığını ifade etti.

Erdoğan, şunları kaydetti:

"Bunların hepsi son tahlilde aynı amaca yöneliktir. Bu amaç sadece Türkiye'yi zayıflatmak değil, daha ötesidir. Yani parçalamak ve tamamen yok etmektir. Bin yıllık hazımsızlığın, karın ağrılarının ürünü olan bu saldırların üstesinden de Allah'ın izniyle, milletimizin dirayetiyle geleceğimize eminim. Buna imanım var."

(Sürecek)