İsmail Kartal muhafazakar biri. Teknik direktörlüğü de öyle. Sürprizlere, şaşırtmalara yer yok onun kafasında. 3'lü oynamayı hayal etmez bile mesela. Ya da birçok Fenerlinin kafasındaki gibi Ferdi'yi orta alana çekmek gibi farklılıklar aramaz. Bu yönü ile misal Jesus'tan ayrılır. Kimileri için bu yönü "macera aramayan sağlamcı bir teknik direktör" mottosu ile övülesidir. Lakin bu durum, sıkıntılı dönemlerde ekstra bir beklentinin oluştuğu günlerde negatif yansıyor. İsmail Kartal'ın acilen rahatlaması gerekiyor. O koltuğa tam olarak oturması gerekiyor. Gelecek kaygısı, "beni buraya layık görmüyorlar mı acaba" anksiyetesini bırakması, "kaybedersem de ben kaybederim" demesi lazım. Misal Tadic'i oynatmamaya cesaret etmesi lazım. Misal Cengiz her girdiğinde İrfan'ı çıkartmaması lazım. Misal Dzeko sahadayken Batshu'lu 4-4-2 de deneyebilmesi lazım. Misal Osayi 3 maçtır kötüyken Müldür'ü oynatabilmesi lazım. Zajc'a evlatçılık yapacağına Bartuğ'u kazanması lazım. Batshu'yu sol kenarda da deneyebilmesi lazım. Özetle kendine güvenmesi lazım. Yoksa stresi yönetemeyecek gibi görünüyor. Yönetimin de devre arasında 3 net transfer (Stoper - 6 numara ve başka skorer bir kenar forvet) yapması lazım. Ayrıca Kartal'a 'endişelenme' demeleri lazım.
Yine de bu maçı Dzeko'nun atamadığı goller ile açıklayabiliriz. Lakin Szymanski'nin düşüşünü, Tadic'in bitikliğini, Osayi'nin 3 maçlık kötü gidişini konuşmamız şarttır. Öte yandan Cengiz fiziken gelişmiyor. Sakatlar da dönmüyor. Fizik antrenörü ve kulüp doktoru konusunu muhakkak ele almak lazım. Bir takım bir iki oyuncusunu kaybetti diye bu kadar edilgen olamaz. Olmamalıdır. İsmail Kartal daha yine övüldüğü gibi "macera aramasın" ama kendine daha fazla güvensin.
