Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Tubitak Ansiklopedi Etnosantrizm Nedir?

        Bir topluluğun kültür, ırk veya etnisite gibi özellikleri nedeniyle diğer toplum veya topluluklarından farklı ve üstün olduğu fikrini ifade eder. İlk olarak sosyal Darwinci William Graham Sumner (ö. 1910) tarafından ortaya atıldığı konusunda ortak görüş vardır. Sumner'e göre etnosantrizmin kaynağını, bir grubun kendisini başka bir gruptan daha üstün olarak görmesi oluşturur. Bizumic ve diğerleri ise etnosantrizmi, etnik grup-merkezciliğe ve kendini beğenmeye dayalı tutumsal bir yapı olarak tanımlar. Buna göre etnosantrizm, grup içi (grup içi dayanışma ve bağlılık) ile gruplar arası (tercih, üstünlük, saflık ve sömurücülük) söylemlerle kendini gösterir.

        Etnosantrizmdeki bir tarafın diğerine karşı duyduğu üstünlük duygusunun altında kişinin kendi etnik veya kültürel ölçütlerinin evrensel olduğu varsayımı yatar. Aynı zamanda bu yaklaşımın, ırkçılık, ön yargı, yabancı düşmanlığı, dar görüşlülük ve genel olarak otoriter kişilik yapısı gibi tutumlarla yakından ilintili olduğu kadar, güvensizlik hissi, sağcı ideolojiler ve aşırı sağ oy verme eğilimiyle de bağlantılı olduğu savunulur. Ancak etnosantrizm, ırkçılık gibi temelinde ayrımcılık içerse de otomatik olarak başka ırklara yönelik olumsuz bir yaklaşım içermez. Ayrıca etnosantrizmin grup içi dayanışmayı ve birliği arttırdığı şeklinde çalışmalar da mevcuttur. Yine de bu fikrin temel olarak ayrımcılık üzerine dayanarak, genellikle olumsuz veya aşırı düşünceleri beslediği düşüncesinden hareketle sosyal bilimlerin farklı alanlarında daha sonraları özgürleştirici uluslararası ilişkiler kuramı ve kültürel görecelilik gibi yaklaşımlar da ortaya çıkmıştır.

        Etnosantrizme yönelik tartışmalar antropolojiden başlayarak tüm sosyal bilimlere zamanla yayılmakla kalmayıp sağlık bilimlerinde de (örn. ruh sağlığı) çeşitli yönleriyle ele alınmıştır. Bu tartışmalarda etnosantrizmin öğrenilen bir yaklaşım mı, yoksa insan doğasında varolan genel bir eğilim mi olduğu konusunda bir fikir birliği yoktur. Bu konudaki ruh sağlığı alanında yapılan bazı çalışmalarda, insanlarda doğal olarak var olan bu durumun, akıl sağlığı ile ilgili gerçeklerle tedavi şekillerinin ön yargıları göz önüne alınmadan insanlara dayatıldığında problem oluşturduğu fikri savunulmaktadır.

        YAZAR

        Gül Kurtoğlu Eskişar