Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Bugün İsrail’de Netanyahu iktidarına son verme ihtimali ufukta bile görünmeyen sol siyasetin nadir seslerindendi Uri Avneri. Yenilgiyi çoktan kabul etmişti; “İdeallerim teorik alanda zafer kazandı ama siyaseten mağlup oldu…” demişti kısa süre önce. Önceki gün sabaha karşı Tel Aviv’de, o yenilgi duygusuyla göçtü bu dünyadan.

        Ortadoğu’da barışın ancak ve ancak Filistin devletinin kuruluşuyla mümkün olabileceğini ondan daha yüreklice, yüksek sesle dile getirebilen olmamıştı İsrail’de. Aslında Uri Avneri’yi barış çizgisinde yol ayrımına getiren vaka; 1948’de İsrail’in bağımsızlık savaşında yaralanması olmuştu. İyileşme döneminde uzun uzun düşünme imkanı olmuş ve savaşarak barışa asla ulaşılamayacağına inanmıştı. İleriki yıllarda hem gazeteci hem de Knesset’te milletvekili olarak Filistin halkıyla barışı varoluş nedeni haline getirecekti Avneri. 1982 yılında, Filistin Kurtuluş Örgütü Lideri Yaser Arafat’la bir araya gelen en yüksek profilli İsrailli de olacaktı.

        Temmuz 1982 Beyrut - Uri Avneri İsrail işgal kuvvetlerini yararak, Yaser Arafat'la röportaj yapıyor.

        ALMAN AKSANLIYDI

        Uri Avneri 1923’de Almanya’da, Weimar Cumhuriyeti’nde Helmut Ostermann adıyla varlıklı bir bankacı ailenin üçüncü çocuğu olarak dünyaya gelmişti. 10 yıl sonra Nazi’ler iktidara gelince Ostermann ailesi Filistin’e kaçmış ve Tel Aviv’e yerleşmişti. Artık o varlıklı, parlak günler artık geçmiş, “Uri” adını alan Helmut 15 yaşında okulu bırakıp çalışmak zorunda kalmıştı; Filistin’deki İngiliz mandasına karşı kurulan siyonist milis örgütü Irgun’a katılmıştı aynı zamanda. “O zamanki düşünceme göre bizler özgürlük savaşçıları, İngilizler ise terör örgütüydü. Ama özgürlük savaşçısıyla terörist arasındaki farkın, tarafların perspektifine bağlı olduğunu öğrendim” diyecekti ilerdeki yıllarda. Her iki tarafı da anlama çabası, dünya görüşünün temelini oluşturacaktı.

        Üyesi bulunduğu örgütün Araplara karşı düşmanca tutumu nedeniyle yollarını ayıran Uri, kardeşinin İkinci Dünya Savaşı sırasında intihar etmesi üzerine, ölenlerin anısına İbranice ‘Avneri’ soyadını aldı. Ama İbraniceyi ömrünün sonuna kadar Alman aksanıyla konuştu.

        'BİR NUMARALI HALK DÜŞMANI'

        İkinci Dünya Savaşı sonrasında Avneri, Yahudi-Arap ortak devleti kurulması fikrinin öncüleri arasındaydı, ancak 1948’de İsrail’in kuruluşuyla Araplara karşı savaşmak zorunda kaldı. Bir asker olarak Haaretz gazetesinde yazılar yazmış; 1949’da savaş anılarını anlattığı kitabıyla ulusal kahraman olmuştu. Ancak bir yıl sonra savaşın karanlık yüzünü ifşa ettiği devam kitabıyla iklim tamamen değişti. ‘Haolam Haseh’ (Bu Dünya) gazetesini alıp yayın yönetmenliğini üstlenen Uri Avneri, sloganı ‘Korkusuz ve önyargısız’ olan haftalık gazetesinde diğer yayın organları gibi orduya övgüler düzmüyor, yolsuzlukları da ortaya çıkarıyordu. Dönemin Mossad Başkanı İsser Harel, gazeteyi “Bir numaralı halk düşmanı” ilan etmişti. Avneri Filistinlilere eşit hakları, inanç ve fikir özgürlüğünü savunuyordu.

        Böylece düşman saflarını sıklaştırmıştı. Bir saldırıda kolları kırıldı; bir başka sefer evinin kapısı önünde bıçaklanarak ağır yaralandı. Gazete binası da sürekli saldırı altındaydı. 1969’da gazetesiyle aynı adı taşıyan partisini kurdu ve Knesset’e girdi. 1981’e kadar milletvekili kaldı.

        İŞGAL ALTINDA RÖPORTAJ

        Ve en büyük bombayı 1982’de patlattı. İsrail ordusu, FKÖ’yü sürmek üzere Lübnan’ı işgal etmişti. Ariel Şaron’un Filistin mülteci kamplarındaki katliamla “Sabra ve Şatila Kasabı” olarak nam saldığı o dönem Uri Avneri, Beyrut’ta işgalci İsrail ordusunun bütün hatlarını yararak FKÖ Lideri Arafat’a ulaşmayı başardı ve yaptığı röportajla dünya çapında şöhret oldu.

        İsrail kamuoyuna göre ise bu vatana ihanetti. “Arafat be ben yakın dost olduk” demişti sonraları Avneri. İleriki yıllarda defalarca buluştular; 1994’te Arafat’ın Gazze’ye dönüşünde Avneri, FKÖ liderinin hemen yanı başında şeref tribünündeydi. Ama kötü günler gelecekti; 1995’te İsrail Başbakanı Yitzak Rabin’in fanatik bir Yahudi tarafından öldürülmesi üzerine İsrail-Filistin görüşmeleri durdu. 2000’de ikinci İntifada başladı.

        2002 Ramallah, Batı Şeria. Uri Avneri, "Dostum" dediği Yaser Arafat'ın yanında.

        Arafat’a göre ayaklanan Filistinli gençler, onun küçük generalleriydi. İsrail’in niyeti ise Arafat’ı Ramallah’ta tecrit etmekti. Uri Avneri, Arafat’a canlı kalkan olmak için zaman zaman Ramallah’a geçiyordu. Ancak İsrail’de art arda bombalı otobüs katliamları meydana gelirken, kimsenin Avneri’ye anlayış göstermesi beklenemezdi.

        Uri - Rachel Avneri çifti 2001'de Alternatif Nobel Barış Ödülü'nü kazandı.

        İsrail’deki sert eleştiri iklimine rağmen Uri Avneri, kurduğu “Barış Bloku” hareketiyle 2001 yılında karısı Rachel ile birlikte Alternatif Nobel Barış Ödülü’nü aldı. Ama kendi ülkesinde asla affedilmedi. Hatta öz annesi bile çok ağır yargılamış; “Madem ki o benimle ilgileneceğine katil Yaser Arafat’ın yanına gidiyor, yok benim öyle evladım” demişti. Avneri'nin itirafı ise şöyleydi: "İnsanlarla iletişimde bazı duygusal problemlerim var ama biliyor musunuz, umurumda bile değil."

        Diğer Yazılar