Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Kadınlar yıllardır reklamlarda kaynanasına varıncaya kadar sülale boyu hizmet eder, inatçı lekeler yüzünden kahrolur, mazbut giyimli ev kadınları perde ve kırlentleriyle, daha baştan çıkarıcı görünenler çikolata ve dondurmalarla aşk yaşar, istediğin kadar itiraz et aynı klişe sürer gider ama bir jilet reklamı erkekleri zıvanadan çıkarmaya yeter…

        Amerika’da başta Trump’çı Fox News, bütün muhafazakâr medya yaygara koparıyor; Gilette’in iki dakikalık reklam videosu yüzünden. "Erkeğin olabileceğinin en iyisi" sloganıyla sunulan senaryo, erkekliğe karşı açılan hastalıklı global saldırının son darbesiymiş! “Erkeğin elde edebileceğinin en iyisi” sloganıyla yıllardır gururla tıraş olurken, şimdi erkeği zehirli bir varlık gibi gösteren bu fesatçı reklamla hakarete uğramışlar. Sosyal medyadaki birçok boykotçu gibi, muhafazakar medya figürleri de artık başka bıçaklarla tıraş olacaklarını ilan ediyorlar.

        2005’te Gilette’i 57 milyar dolara satın alan Procter&Gamble da az değil. Super Bowl’da yayınlanacak reklamı 3 hafta kala YouTube’a atıp şenliği şimdiden başlatıyor. Ve bütün sazanlar takılıyor oltadaki yeme. Şovenizmin bütün değerli kanaat önderleri çıkıyor sahneye. Eleştirilerde bir genç nefreti de sezilmiyor değil. Bazı Amerikan üniversitelerindeki liberal eğitim de “erkekliği bitirme savaşının” işbirlikçisi olarak suçlanıyor. Örneğin ABD’nin en ünlü sağ muhafazakar seslerinden radyocu Rush Limbaugh, erkekliği bitirmek üzere savaş açıldığını ileri sürerek şöyle diyor: “Bu reklam Milenyum çocuklarının işi. Pazarlama departmanları ve reklam ajanslarında köşeleri kapan bu çocuklar, siyaseten doğruculuk adına hastalıklı eğitimlerden geçtiler üniversitelerde. Erkeklerin kötü ve vahşi varlıklar olduğuna erkekliği teşhir etmenin de kadın ve çocuklar için ortadan kaldırılması gereken bir tehlike olduğuna gerçekten inanıyorlar…”

        Fox News’tan Todd Starnes de “erkekliğe savaş” nakaratını tekrarlayarak yine üniversiteleri suçluyor: “Profesörler yeni kuşaklara, erkeklerin ailelerine kol kanat germesinin doğru bir şey olmadığını anlatıyor. Ağaçlara tırmanıp çimlerde güreş tutan erkek çocuklarının tedaviye muhtaç olduğuna inanmalarını istiyorlar.”

        Eleştirilerden anlaşıldığı kadarıyla, mangal başındaki babaların çocukların itişip kakışmasını gururla izlemesinden patron tacizi ve dövüşkenliğe, bütün maço dışavurumlarla özdeşleştiriyorlar kendilerini. Nitekim sosyal medyada “Reklamdan rahatsız olduysan, öyle olduğun içindir…” yorumları sıralanıyor.

        Reklamın en sinir bozan sahnesi, mangal başındaki maço babalar...

        Aralarında kadınların da bulunduğu muhafazakar kalemler, yıllarca erkekliğin sembolü olan Gilette’in artık erkekliği evde, işte, mangal başında ya da ofiste bir testosteron felaketi olarak gördüğünü yazıyor. “Y kromozomunu topyekün kötü ilan eden” markanın, siyasetteki ilerici akım ve solculuk adına ideolojik harakiri yaptığını ileri sürüyorlar. YouTube’daki “dislike”ların “like”ları dörde katlamasından çıkarıyorlar bu sonucu.

        İngiliz medyasının maço nefret adamı Piers Morgan da, Daily Mail online için kaleme aldığı yazıda “Erkekliğe açılan savaştan bıktım usandım. Radikal feminist saldırının ipine tutunan Gilette kendi gırtlağını kesti” diyor. Morgan’a göre “erkek” sözcüğü artık hakaretamiz kavram haline gelmiş, Princeton gibi ABD üniversiteleri öğrencilerin cinsiyet içermeyen dil kullanmaları için yönetmelikler yayınlayarak bu dalgaya katkıda bulunmuş. Reklamda verilen subliminal mesaj ise şuymuş; “BÜTÜN erkekler kötü ve yüzkarası varlıklardır, nasıl iyi insan olabilecekleri konusunda yönlendirilmeleri gerekir…”

        Piers Morgan, “Bırakın erkekler, erkek kalsın” diye tweet de atıyor. Biri de şu karşılığı veriyor: “Piers Morgan bir şeyi yanlış yaptığınızı düşünüyorsa, mutlaka doğrudur. Doğru bir şey yaptığın için teşekkürler Gilette.”

        Mangal partisinde kavgaya tutuşan çocukları, aklı başına gelen örnek bir baba gelip ayırıyor.

        TRUMP İKLİMİNDE ÇOCUKLAR

        Reklamların etik dersi verip eğitici rol üstlenemeyeceği görüşüne karşılık, ABD’deki mevcut iklimde buna ihtiyaç duyulduğunu savunanlar da var. Çünkü çocuklar, babalarıyla kamusal figürlerde gördüklerini özümsüyorlar. Şiddeti de tacizi de öyle öğreniyorlar. Örneğin Başkan Trump’ın, yargıç Kavanaugh vakasında Kongre önünde ifade veren taciz mağduru kadınla alay ettiğine tanık oluyorlar. “Kadınları avuçladığı” sözünü de işitmiş olabilirler. İnsan hakları kuruluşu “Human Rights Campaign” ABD’de 50 bin ortaokul ve lise öğrencisi arasında araştırma yapmış. Çocukların yüzde 79’u, Trump’ın sahneye çıktığı 2016 başkanlık kampanyasından bu yana okullarda zorbalık vakalarının arttığını söylemiş. Aynı dönem içinde ortaokul öğrencilerinin yüzde 43’ü sözlü cinsel tacizin mağduru olmuş.

        Virginia’daki bir başka araştırmada, Trump oylarının çoğunlukta olduğu bölgelerdeki okullarda akran zorbalığının, Clinton’cu mahallelerdekine oranla daha fazla olduğu tespit edilmiş. 2016 seçiminden bu yana okullarda etnik nefret eğiliminin arttığına dair de rakamlar var. Liberal yazarlar bu verilerden yola çıkarak, ülke sathına yayılan hastalığı durdurmak için, feminizm ya da radikal sol gibi suçlamalara sapmadan empati öğütleyen her türlü mesajın desteklenmesi gerektiğini savunuyor.

        Ancak şöyle bir paradoks da ortaya çıkıyor. Reklam “MeToo” hareketine yaptığı gönderme nedeniyle feminist içerikli olmakla suçlanırken, feministler de erkek ürünlerinin feminist güdülerle pazarlanmasının akılcı olmadığını söylüyor. “Çünkü feminizm, Procter & Gamble gibi milyarlarca dolarlık şirketler dahil mevcut bütün iktidar yapılarının devrilmesini hedefliyor” diye yazıyorlar.

        Reklamdaki toplumsal cinsiyet eşitliğinden yana görünen tavıra karşılık, Piers Morgan’ın dikkat çektiği gerçeği de atlamamak lazım. Yazısında diyor ki; “Kadın haklarına bu kadar çok inanan Gilette’in yönetim kurulundaki dokuz üyeden sadece ikisi kadın…”

        Diğer Yazılar