Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin, seç izle platformları ve web yayınlarıyla ilgili hazırlanan yönetmeliği açıklarken dedi ki; “Platformları denetim değil, düzenleme altına almak istiyoruz. Netflix ile işbirliği içindeyiz. Yönetmeliği onlara da gönderdik, görüşlerini aldık. İzleyicinin haklarını, hukukunu korumak için bir takım düzenlemeler yapmaktayız. Halkımız daha güvenli ortamda istediği kanallara ulaşacak, çocuklarına daha korumalı bir ortamda, programları bilinçli şekilde izletebilecek. Özgürlükler ve haklarda kısıtlama olmayacak. Platformların da hakları korunacak.”

        Haklar karşılıklı korunacak ama düzenleme altına alınacak yayınlar ahlâka ya da toplumsal hassasiyetlere mugayir içerikten ibaret olmayabilir. Enformasyon çağında dezenformasyon çağını da yaşadığımız için halk sağlığını hedef alan yalan yanlış bilgiler de zararlı içerik olabiliyor. Örneğin global canavara dönüşen aşı karşıtlığı Yotube’daki videolarla web ortamında öyle bir yayılıyor ki, Dünya Sağlık Örgütü halk sağlığına tehdit listesine alıyor aşı düşmanlığını. İnanç gerekçesiyle çocuklarını aşılatmak istemeyenler ise en çetin direnç cephesini oluşturuyor.

        YAŞAM TARZI GURUSU – NEFRET OBJESİ

        Sağlık ve dezenformasyon alanında bir başka alarm vesilesi de Netflix’in Gwyneth Paltrow’la yaptığı anlaşma. Oscar’lı Paltrow nice zamandır oyunculuğundan çok “ruhsal ve bedensel wellness” markası Goop ile bir yaşam tarzı gurusu olarak anılıyor. Variety dergisinin haberine göre de Goop, 30’ar dakikalık belgesel dizisi olarak Netflix ekranına gelecek. Ancak bilim insanları ve hekimlere göre Netflix, dünyanın en geniş erişimli platformu olarak, “sözdebilime” yardım ve yataklık etmiş olacak.

        Paltrow’un yaşam tarzı markası Goop aslında tam bir başarı hikayesi; organik-lüks halleriyle Hollywood’un en nefret edilen şöhreti seçilmiş olsa da, oyuncunun maddi başarısı bir gerçek. Ruh, beden ve zihin sağlığında denge vaadeden takviye ürünler, akıl ve fikirlerle 2008’de başlattığı markanın değeri 250 milyon doları buluyor bugün. Bilimsel argümanlar kullanarak pazarladığı Japon biftek otu yaprağından, Hint karabiber yağı, Peru’dan pembe biber çekirdeğine bir takım egzotik ot ve baharatlarla bezeli ürünleri kadar, web sitesinde yine bilimsel tonda ileri sürdüğü uygulamalar da hekimlerin tepkisine neden oluyor. Örneğin alttan toparlayıcı telli sutyenlerin meme kanserine yol açabileceği gibi iddiaları, araştırmalarla desteklenmediği için bilim âlemini kızdırıyor.

        “PALAVRA SIKIYORSUN CANIM”

        Hele buharla vajinal temizlik ve rahim sağlığı tavsiyeleri, kadın hastalıkları ve doğum uzmanlarını çileden çıkarıyor. Cinsel enerji adına 66 dolara sattığı yumurta biçiminde yeşim taşını uzmanlar “sakın kullanmayın” diyor ama bunlar kısa sürede tükeniyor. Her nasılsa gerginlik ve anksiyeteyi giderdiği gibi aynı zamanda hücre yenileyip tansiyonu da dengeleyen “biyofrekans” sticker’ları da öyle.

        Gwyneth Paltrow’la birebir didişen Californialı jinekolog Dr. Jennifer Gunter bu sayede ünlü de oldu. “Twitter jinekologu” diye anılan Gunter, web sitesiyle New York Times’taki köşesinde Paltrow’un yanı sıra Dr. Mehmet Öz ve Kim Kardashian’dan aşı düşmanı harekete kadar global nüfuzu olan her kesimi hedef alıyor. Web sitesinde “Goop’tan berbat tavsiyeler” diye ayrı bir başlığı da var, Paltrow’a “Palavra sıkıyorsun canım” tadında atışlar yapıyor.

        Şimdi Netflix havadisi, Paltrow’a karşı yeni bir cephe açıyor. Birçok hekim sadece yanıltıcı değil, sağlığa da zararlı olabilecek içeriğe platform sunacağı için Netflix’e sosyal medyadan tepki yağdırıyor. Sağlık hukuku ve bilim politikaları uzmanı Prof. Timothy Caulfield, “Gwyneth Paltrow her konuda yanılıyor mu?” diye kitap da yazmış bir otorite olarak diyor ki; “Şimdi bu sözdebilim zırvalarıyla pahalı ürünlerin daha geniş bir platformdan yayılacak olması çok can sıkıcı. Bilime dayalı enformasyon içeren bir program olacağından çok şüpheliyim. Sağlık gurusu olmaya hevesli, toplumda nüfuzu olan şöhretleri de iyice kışkırtacak…” Ünlülerin tanıtımını yapabileceği ürünlere yasal sınırlama getiren İngiltere’deki uygulamayı iyi bir örnek olarak gösteriyor.

        AŞI DÜŞMANI SUÇİÇEĞİ OLDU

        Fakat halk sağlığına zarar bakımından hiçbir şey giderek yükselen aşı düşmanlığıyla yarışamaz. “Aşı otizme yol açıyor” safsatası yüzünden dünyanın dört bir yanında, ölümle sonuçlanabilen kızamık salgınları patlak verdi. Son günlerde de yine aşı karşıtlığından suçiçeği sahneye çıktı.

        İtalya’da aşırı sağcı Lig Partisi’nin aşı karşıtlığıyla ünlü üyesi Massimiliano Fedriga suçiçeği teşhisiyle hastaneye kaldırıldı. 2017’de kızamık salgını nedeniyle çocuklara aşı zorunlu hale getirilince Fedriga bunun “Stalinci bir uygulama olduğunu” ileri sürmüştü.

        Aşı düşmanı Fedriga'nın suçiçeği olması İtalyanları çok eğlendirdi.

        Aşı düşmanlarının giderek palazlandığı ABD’den gelen haber de akla zarar. Cumhuriyetçi Partili Kentucky Valisi Matt Bevin, bir radyo programında açıkladı; hastalığa karşı bağışıklık kazansınlar diye aşılatmak yerine, dokuz çocuğuna da bilerek suçiçeği bulaşmasını sağlamış, komşu çocukları marifetiyle. Uzmanlar bunu tehlikeli bir hareket olarak nitelerken, Bevin federal yönetimin ailelere aşıyı dayatamayacağı görüşünde.

        Jerome Kunkel ile ona destek veren babası Bill Kunkel, medyanın gündeminde.

        Vali ne kadar etkili bilinmez ama yine Kentucky’de, inancı gereği günah saydığı için suçiçeği aşısını reddeden Jerome Kunkel (18) adlı lise öğrencisi, eğitim hakkını engellediği gerekçesiyle eyalet Sağlık Bakanlığı’nı mahkemeye verdi. Gittiği Katolik okulunda 30 çocuk suçiçeği olunca, Jerome gibi aşılanmayanlar artık okula alınmıyormuş.

        Diğer Yazılar